Sacred Texts  Bible  World Bible  Index  Previous  Next 

Turkish Bible: Jeremiah

1:1 Benyamin topraklarında Anatot Kentindeki kâhinlerden Hilkiya oğlu Yeremyanın sözleri.

1:2 RAB, Yahuda Kralı Amon oğlu Yoşiyanın krallığının on üçüncü yılında Yeremyaya seslendi.

1:3 RABbin Yeremyaya seslenişi Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakimin döneminden, Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Sidkiyanın krallığının on birinci yılının beşinci ayına dek, yani Yeruşalim halkının sürgüne gönderilmesine dek sürdü.

1:4 RAB bana şöyle seslendi:

1:5 ‹‹Ana rahminde sana biçim vermeden önce tanıdım seni.
Doğmadan önce seni ayırdım,
Uluslara peygamber atadım.››

1:6 Bunun üzerine, ‹‹Ah, Egemen RAB, konuşmayı bilmiyorum, çünkü gencim›› diye karşı çıktım.

1:7 RAB, ‹‹ ‹Gencim› deme›› dedi, ‹‹Seni göndereceğim herkese gidecek, sana buyuracağım her şeyi söyleyeceksin.

1:8 Onlardan korkma, çünkü seni kurtarmak için ben seninleyim.›› Böyle diyor RAB.

1:9 Sonra RAB elini uzatıp ağzıma dokundu, ‹‹İşte sözlerimi ağzına koydum›› dedi,

1:10 ‹‹Bak, ulusların ve ülkelerin kökünden sökülmesi, yıkılıp yok olması, yerle bir edilmesi, kurulup dikilmesi için bugün sana yetki verdim.››

1:11 RAB, ‹‹Yeremya, ne görüyorsun?›› diye seslendi. ‹‹Bir badem dalı görüyorum›› diye yanıtladım.

1:12 RAB, ‹‹Doğru gördün›› dedi, ‹‹Çünkü sözümü yerine getirmek için gözlemekteyim.›› birbirini çağrıştırıyor.

1:13 RAB yine, ‹‹Ne görüyorsun?›› diye seslendi. ‹‹Kuzeyden bu yöne bakan, kaynayan bir kazan görüyorum›› diye yanıtladım.

1:14 RAB şöyle dedi: ‹‹Ülkede yaşayanların tümü üzerine
Kuzeyden felaket salıverilecek. birbirini çağrıştırıyor.

1:15 Çünkü kuzey krallıklarının bütün halklarını çağırıyorum›› diyor RAB.
‹‹Kralları gelip Yeruşalim surlarında,
Bütün Yahuda kentlerinin karşısında,
Yeruşalimin kapı girişlerinde
Tahtlarını kuracaklar.

1:16 Yaptıkları kötülükten ötürü
Halkımın cezasını bildireceğim:
Beni bıraktılar,
Başka ilahlara buhur yakıp
Elleriyle yaptıklarına tapındılar.

1:17 ‹‹Sen kalk, hazırlan! Sana buyuracağım her şeyi onlara söyle. Onlardan yılma! Yoksa onların önünde ben seni yıldırırım.

1:18 İşte, bütün ülkeye -Yahuda krallarına, önderlerine, kâhinlerine, ülke halkına- karşı bugün seni surlu bir kent, demir bir direk, tunç bir duvar kıldım.

1:19 Sana savaş açacak, ama seni yenemeyecekler. Çünkü seni kurtarmak için ben seninleyim.›› Böyle diyor RAB.

2:1 RAB bana şöyle seslendi:

2:2 ‹‹Git, şunları Yeruşalim halkına duyur. RAB diyor ki, ‹‹ ‹Gençliğindeki bağlılığını,
Gelinliğindeki sevgini,
Çölde, ekilmemiş toprakta
Beni nasıl izlediğini anımsıyorum.

2:3 İsrail RAB için kutsal bir halk,
Hasadının ilk ürünüydü.
Onu yeren herkes suçlu sayılır,
Başına felaket gelirdi› ›› diyor RAB.

2:4 RABbin sözünü dinleyin,
Ey Yakup soyu,
İsrailin bütün boyları!

2:5 RAB diyor ki,
‹‹Atalarınız bende ne haksızlık buldular da
Benden uzaklaştılar?
Değersiz putları izleyerek
Kendileri de değersiz oldular.

2:6 ‹Mısırdan bizi çıkaran,
Çölde, çukurlarla dolu çorak toprakta,
Koyu karanlıkta kalan kurak toprakta,
Kimsenin geçmediği,
Kimsenin yaşamadığı toprakta
Bize yol gösteren RAB nerede?› diye sormadılar.

2:7 Meyvesini, en iyi ürününü yiyesiniz diye
Sizi verimli bir ülkeye getirdim.
Oysa siz gelir gelmez ülkemi kirlettiniz,
Mülkümü iğrenç bir yere çevirdiniz.

2:8 Kâhinler, ‹RAB nerede?› diye sormadılar,
Kutsal Yasa uzmanları beni tanımadılar,
Yöneticiler bana başkaldırdılar;
Peygamberler Baal adına peygamberlik edip
İşe yaramaz putların ardınca gittiler.

2:9 ‹‹Bu yüzden sizden yine davacı olacağım›› diyor RAB,
‹‹Torunlarınızdan da davacı olacağım.

2:10 Gidin de Kittim kıyılarına bakın!
Kedarfç ülkesine adam gönderip iyice inceleyin,
Hiç böyle bir şey oldu mu, olmadı mı görün. ülkeleri temsil ediyor.

2:11 Hiçbir ulus ilahlarını değiştirdi mi?
-Ki onlar zaten tanrı değildirler-
Ama benim halkım görkemini
İşe yaramaz putlara değişti. ‹‹Görkemimi››.

2:12 Ey gökler, şaşın buna,
Tir tir titreyin, şaşakalın›› diyor RAB.

2:13 ‹‹Çünkü halkım iki kötülük yaptı:
Beni, diri suların pınarını bıraktı,
Kendilerine sarnıçlar,
Su tutmayan çatlak sarnıçlar kazdılar.

2:14 İsrail uşak mı?
Köle olarak mı doğdu?
Öyleyse neden gümbür gümbür kükreyen
Genç aslanlara av oldu?
Ülkeyi viraneye çevirdiler,
Kentler yerle bir edildi, kimsesiz bırakıldı!

2:16 Nof ve Tahpanhes halkı
Kafanı kırdı.

2:17 Seni yolda yürüten Tanrın RABbi bırakmakla
Başına bunları getirdin.

2:18 Şimdi Şihor suyundan içmek için
Mısıra gitmek size yarar sağlar mı?
Fırat suyundan içmek için
Asura gitmek size ne sağlar?

2:19 Seni kendi kötülüğün yola getirecek,
Dönekliğin seni paylayacak.
Tanrın RABbi bırakmanın,
Benden korkmamanın
Ne kadar kötü, ne kadar acı olduğunu gör de anla.››
Her Şeye Egemen Egemen RAB böyle diyor.

2:20 ‹‹Boyunduruğunu çok önce kırdın,
Bağlarını kopardın.
‹Kulluk etmeyeceğim› dedin.
Gerçekten de her yüksek tepede,
Her bol yapraklı ağacın altında
Fahişe gibi yatıp kalktın.

2:21 Oysa ben seni en iyi cinsten
Seçme bir asma olarak dikmiştim.
Nasıl oldu da yozlaşıp yabanıl asmaya döndün?

2:22 Çamaşır sodasıyla yıkansan,
Bol kül suyu kullansan bile,
Suçun önümde yine leke gibi duruyor››
Diyor Egemen RAB.

2:23 ‹‹Öyleyken nasıl, ‹Ben kirlenmedim,
Baalları izlemedim› diyebilirsin?
Vadide nasıl davrandığına bak da
Ne yaptığını anla.
Sen orada burada dolaşan
Ayağı tez bir dişi devesin.

2:24 Kösnüyüp havayı koklayan
Kıra alışkın yaban eşeğisin.
Azgınken kim tutabilir onu?
Peşine düşenlerin yorulması gerekmez,
Çiftleşme zamanı gelince onu bulurlar.

2:25 Yalınayak koşmaktan sakın,
Susuzluktan boğazını koru.
Ama sen, ‹Boş ver!
Ben başka ilahları seviyorum,
Onları izleyeceğim› dedin.

2:26 ‹‹Hırsız yakalandığında nasıl utanırsa,
İsrailin halkı, kralları, önderleri,
Kâhinleri, peygamberleri de öyle utanacak.

2:27 Onlar ağaca, ‹Babamsın›,
Taşa, ‹Bizi sen doğurdun› derler.
Çünkü bana yüzlerini değil,
Sırtlarını çevirdiler.
Ama felakete uğrayınca,
‹Kalk da bizi kurtar› diye yakarırlar.

2:28 Hani nerede kendiniz için yaptığınız ilahlar?
Felakete uğradığınızda kurtarabiliyorlarsa,
Kalkıp gelsinler.
Kentlerinin sayısı kadar
İlahların var, ey Yahuda halkı.››

2:29 ‹‹Neden bana dava açıyorsunuz?
Hepiniz bana başkaldırdınız›› diyor RAB.

2:30 ‹‹Halkınızı boşuna cezalandırdım, yola gelmediler.
Kılıcınız yırtıcı aslan gibi öldürdü peygamberlerinizi.

2:31 ‹‹Ey siz, bu kuşağın çocukları,
RABbin sözünü anlayın!
Ben İsrail için bir çöl,
Kapkaranlık bir ülke mi oldum?
Öyleyse halkım neden, ‹Başımıza buyruğuz,
Artık sana dönmeyeceğiz› diyor?

2:32 Erden kız takılarını,
Gelin çeyizini unutabilir mi?
Ama halkım sayısız günlerce unuttu beni.

2:33 Aşkı kovalamakta
Ne kadar beceriklisin!
Kötü kadınlara bile kendi yöntemlerini öğretebildin.

2:34 Eteğin suçsuz yoksulların kanıyla lekelenmiş,
Oysa ev soyarken yakalamadın onları.
Bütün bunlara karşın,

2:35 ‹Ben suçsuzum,
Kuşkusuz RABbin bana öfkesi dindi› diyorsun.
Ama ‹Günah işlemedim› dediğin için
Yargılayacağım seni.

2:36 Neden boyuna döneklik yapıp duruyorsun?
Asurda düşkırıklığına uğradığın gibi,
Mısırda da düşkırıklığına uğrayacaksın.

2:37 Oradan da ellerin başında çıkacaksın,
Çünkü RAB senin güvendiklerini reddetti;
Onlardan yarar sağlamayacaksın.››

3:1 ‹‹Diyelim ki, bir adam karısını boşar,
Kadın da onu bırakıp başka biriyle evlenir.
Adam bir daha o kadına döner mi?
Bu davranış ülkeyi büsbütün kirletmez mi?
Oysa sen pek çok oynaşla fahişelik ettin,
Yine bana mı dönmek istiyorsun?›› diyor RAB.

3:2 ‹‹Çıplak tepelere bak da gör.
Sevişmediğin yer mi kaldı?
Çölde yaşayan bedevi gibi
Yol kenarlarında oynaşlarını bekleyip durdun.
Fahişeliğinle, kötülüklerinle ülkeyi kirlettin.

3:3 Bu yüzden yağmurların ardı kesildi,
Son yağmur yağmadı.
Yüzsüz bir fahişeye benzedin,
Utanç duymak istemedin.

3:4 ‹Baba, gençliğimden beri
Benim dostumsun› diye az önce bana seslenmedin mi?

3:5 ‹Sonsuza dek kızgın mı kalacaksın?
Öfken sonsuza dek mi sürecek?›
Evet, böyle konuşuyor,
Ama elinden gelen her kötülüğü yapıyorsun.››

3:6 Kral Yoşiya döneminde RAB bana, ‹‹Dönek İsrailin yaptığını gördün mü?›› dedi, ‹‹Her yüksek tepenin üzerine, her bol yapraklı ağacın altına gidip fahişelik etti.

3:7 Bütün bunları yaptıktan sonra bana geri döneceğini düşündüm, ama dönmedi. Hain kızkardeşi Yahuda da gördü bunları.

3:8 Fahişeliği yüzünden dönek İsraili boşayıp ona boşanma belgesini verdiğim halde, kızkardeşi hain Yahudanın hiç korkmadığını, gidip fahişelik ettiğini gördüm.

3:9 Hiç umursamadan fahişeliğiyle ülkeyi kirletti; taşla, ağaçla zina etti.

3:10 Bütün bunlara karşın, hain kızkardeşi Yahuda içtenlikle değil, göstermelik olarak bana döndü.›› Böyle diyor RAB.

3:11 RAB bana, ‹‹Dönek İsrail hain Yahudadan daha doğru olduğunu gösterdi›› dedi,

3:12 ‹‹Git, bu sözleri kuzeye duyur. De ki, ‹‹ ‹Ey dönek İsrail, geri dön› diyor RAB.
‹Size artık öfkeyle bakmayacağım,
Çünkü ben sevecenim› diyor RAB.
‹Öfkemi sonsuza dek sürdürmem.

3:13 Ancak suçunu kabul et:
Tanrın RABbe başkaldırdın,
Her bol yapraklı ağacın altında
Sevgini yabancı ilahlarla paylaştın,
Beni dinlemedin.› ››
Böyle diyor RAB.

3:14 ‹‹Geri dön, ey dönek halk›› diyor RAB, ‹‹Çünkü kocan benim. Birinizi kentten, ikinizi bir boydan alıp Siyona geri getireceğim.

3:15 Size gönlüme göre çobanlar vereceğim; sizi bilgiyle, sağduyuyla güdecekler.

3:16 Ülkede büyüyüp sayıca çoğaldığınız günlerde›› diyor RAB, ‹‹Halk artık, ‹RABbin Antlaşma Sandığı› demeyecek. Sandık bir daha kimsenin aklına gelmeyecek; anımsanmayacak, özlenmeyecek, bir yenisi de yapılmayacak.

3:17 O zaman Yeruşalime, ‹RABbin Tahtı› diyecekler. RABbin adını onurlandırmak için bütün uluslar Yeruşalimde toplanacak. Bundan böyle kötü yüreklerinin inadı uyarınca davranmayacaklar.

3:18 O günlerde Yahuda halkıyla İsrail halkı kuzeyde bir ülkeden birlikte yürüyecek, atalarına mülk olarak vermiş olduğum ülkede bir araya gelecekler.

3:19 ‹‹Ben RAB, demiştim ki, ‹Ne kadar isterdim
Seni çocuklarımdan saymayı;
Sana güzel ülkeyi,
Ulusların en güzel mülkünü vermeyi!
Bana baba diyeceğini,
Benden hiç ayrılmayacağını sandım.

3:20 Ama bir kadın kocasına nasıl ihanet ederse,
Sen de bana öyle ihanet ettin, ey İsrail halkı!› ››
Böyle diyor RAB.

3:21 Çıplak tepelerde bir ses duyuluyor,
İsrail halkının ağlayışı ve yakarışı.
Çünkü doğru yoldan saptılar,
Tanrıları RABbi unuttular.

3:22 ‹‹Geri dönün, ey dönek çocuklar,
Dönekliğinizi iyileştireyim.›› Halk, ‹‹İşte buradayız, sana geliyoruz!›› diyor,
‹‹Çünkü Tanrımız RAB sensin.

3:23 Kuşkusuz dağlardan,
Tepelerden gelen tapınma sesleri aldatıcıdır.
Kuşkusuz İsrailin kurtuluşu Tanrımız RABdedir.

3:24 Gençliğimizden bu yana
Atalarımızın emeğinin ürününü,
Davarlarını, sığırlarını,
Oğullarını, kızlarını
Utanılası putlar yedi.

3:25 Utanç içinde yatalım,
Rezilliğimiz bizi örtsün!
Çünkü biz de atalarımız da
Gençliğimizden bu yana
Tanrımız RAB'be karşı günah işledik,
Tanrımız RAB'bin sesine kulak asmadık.››

4:1 ‹‹Eğer geri dönersen, ey İsrail,
Eğer bana geri dönersen›› diyor RAB,
‹‹İğrenç putlarını gözümün önünden uzaklaştırır,
Bir daha yoldan sapmazsan;

4:2 ‹RABbin varlığı hakkı için› diyerek
Sadakatle, adaletle, doğrulukla ant içersen,
Uluslar Onun aracılığıyla kutsanacak,
Onunla övünecekler.››

4:3 RAB Yahuda ve Yeruşalim halkına şöyle diyor:
‹‹İşletilmemiş toprağınızı sürün,
Dikenler arasına ekmeyin.

4:4 Ey sizler, Yahuda halkı ve Yeruşalimde yaşayanlar,
Kendinizi RABbe adayın,
Bunu engelleyen her şeyi yüreğinizden uzaklaştırın.
Yoksa yaptığınız kötülüklerden ötürü
Öfkem ateş gibi yağacak,
Her şeyi yiyip bitirecek
Ve söndüren olmayacak.›› yüreğinizden uzaklaştırın››: İbranice ‹‹Kendinizi de yüreğinizi de RAB için sünnet edin››.

4:5 ‹‹Yahudada duyurun,
Yeruşalimde ilan edin,
‹Ülkede boru çalın!› deyin,
‹Toplanın› diye haykırın,
‹Surlu kentlere kaçalım!›

4:6 Siyona giden yolu gösteren
Bir işaret koyun!
Güvenliğiniz için kaçın!
Durmayın!
Üzerinize kuzeyden felaket,
Büyük yıkım getirmek üzereyim.››

4:7 Aslan ininden çıktı,
Ulusları yok eden yola koyuldu.
Ülkenizi viran etmek için
Yerinden ayrıldı.
Kentleriniz yerle bir edilecek,
İçlerinde yaşayan kalmayacak.

4:8 Onun için çula sarının,
Dövünüp haykırın,
Çünkü RABbin kızgın öfkesi üzerimizden kalkmadı.

4:9 ‹‹O gün›› diyor RAB,
‹‹Kral da önderler de yılacak,
Kâhinler şaşkına dönecek,
Peygamberler donakalacak.››

4:10 O zaman, ‹‹Ah, Egemen RAB›› dedim, ‹‹ ‹Esenlikte olacaksınız› diyerek bu halkı da Yeruşalimi de tam anlamıyla aldattın. Çünkü kılıç boğazımıza dayandı.››

4:11 O zaman bu halka ve Yeruşalime, ‹‹Çöldeki çıplak tepelerden halkıma doğru sıcak bir rüzgar esiyor, ama harman savurmak ya da ayırmak için değil›› denecek,

4:12 ‹‹Benden gelen bu rüzgar çok daha güçlü olacak. Şimdi bu halka yargılarımı bildiriyorum.››

4:13 İşte düşman bulut gibi ilerliyor;
Savaş arabaları kasırga sanki,
Atları kartallardan daha çevik.
Vay başımıza! Mahvolduk!

4:14 Ey Yeruşalim, yüreğini kötülükten arındır ki,
Kurtulasın.
Ne zamana dek yüreğinde kötü düşünceler barındıracaksın?

4:15 Dandan bir ses bildiriyor,
Efrayim dağlarından kötü haber duyuruyor!

4:16 ‹‹Uluslara duyurun,
Yeruşalime bildirin:
‹Uzak bir ülkeden gelen ordu çevresini kuşatacak,
Yahuda kentlerine karşı
Savaş naraları atacaklar.

4:17 Bir tarlayı koruyanlar gibi
Kuşatacaklar Yeruşalimi.
Çünkü Yeruşalim bana başkaldırdı› ›› diyor RAB.

4:18 ‹‹Kendi davranışların, kendi yaptıkların
Başına gelmesine neden oldu bunların.
Cezan bu.
Ne acı!
Nasıl da yüreğine işliyor!››

4:19 Ah, içim, içim!
Acıdan kıvranıyorum.
Ah, yüreğim, yüreğim çarpıyor.
Sessiz duramıyorum!
Çünkü boru sesini, savaş naralarını işittim!

4:20 Felaket felaketi izliyor,
Bütün ülke viran oldu.
Bir anda çadırlarım,
Perdelerim yok oldu.

4:21 Ne zamana dek düşman sancağını görmek,
Boru sesini duymak zorunda kalacağım?

4:22 ‹‹Halkım akılsızdır,
Beni tanımıyor.
Aptal çocuklardır,
Akılları yok.
Kötülük etmeyi iyi bilir,
İyilik etmeyi bilmezler›› diyor RAB.

4:23 Ben Yeremya yere baktım, şekilsizdi, boştu,
Göğe baktım, ışık yoktu.

4:24 Dağlara baktım, titriyorlardı,
Bütün tepeler sarsılıyordu.

4:25 Baktım, insan yoktu,
Gökte uçan bütün kuşlar kaçmıştı.

4:26 Baktım, verimli toprak çöle dönmüş,
Bütün kentler yıkılmıştı.
Bütün bunlar RABbin yüzünden,
Onun kızgın öfkesi yüzünden olmuştu.

4:27 RAB diyor ki,
‹‹Bütün ülke viran olacak,
Ama onu büsbütün yok etmeyeceğim.

4:28 Bu yüzden yeryüzü yasa gömülecek,
Gök kararacak;
Çünkü ben söyledim, ben tasarladım.
Fikrimi değiştirmeyecek,
Verdiğim karardan dönmeyeceğim.››

4:29 Her kentin halkı,
Atlılarla okçuların gürültüsünden kaçıyor.
Kimi çalılıklara giriyor,
Kimi kayalıklara tırmanıyor.
Bütün kentler terk edildi,
Oralarda kimse yaşamıyor.

4:30 Ey sen, viran olmuş kent,
Kırmızı giysiler giymekle,
Altın süsler bezenmekle,
Gözüne sürme çekmekle ne elde edeceksin?
Kendini böyle güzelleştirmen boşuna.
Oynaşların seni küçümsüyor,
Canını almak istiyorlar.

4:31 Sancı çeken kadının haykırışını,
İlk çocuğunu doğuran kadının çektiği acıyı,
Ellerini uzatmış, soluğu kesilmiş Siyon kızının,
‹‹Eyvah! Katillerin karşısında bayılıyorum››
Diye haykırdığını işitir gibi oldum.

5:1 ‹‹Yeruşalim sokaklarında dolaşın,
Çevrenize bakıp düşünün,
Kent meydanlarını araştırın.
Eğer adil davranan,
Gerçeği arayan bir kişi bulursanız,
Bu kenti bağışlayacağım.

5:2 ‹RABbin varlığı hakkı için› deseler de,
Aslında yalan yere ant içiyorlar.››

5:3 Ya RAB, gözlerin gerçeği arıyor.
Onları vurdun, ama incinmediler,
Onları yiyip bitirdin,
Ama yola gelmeyi reddettiler.
Yüzlerini kayadan çok sertleştirdiler,
Geri dönmek istemediler.

5:4 ‹‹Bunlar sadece yoksul kişiler,
Akılsızlar›› dedim,
‹‹Çünkü RABbin yolunu,
Tanrılarının buyruklarını bilmiyorlar.

5:5 Büyüklere gidip onlarla konuşayım.
RABbin yolunu,
Tanrılarının buyruklarını bilirler kuşkusuz.››
Gelgelelim onlar da boyunduruğu kırmış,
Bağları koparmıştı.

5:6 Bu yüzden ormandan bir aslan çıkıp onlara saldıracak,
Çölden gelen bir kurt onları parça parça edecek,
Bir pars kentlerinin önünde pusu kuracak,
Oradan çıkan herkes parçalanacak.
Çünkü isyanları çok,
Döneklikleri sayısızdır.

5:7 ‹‹Yaptıklarından ötürü neden bağışlayayım seni?
Çocukların beni terk etti,
Tanrı olmayan ilahların adıyla ant içtiler.
Onları doyurduğumda zina ettiler,
Fahişelerin evlerine doluştular.

5:8 Şehvet düşkünü, besili aygırlar!
Her biri komşusunun karısına kişniyor.

5:9 Bu yüzden onları cezalandırmayayım mı?›› diyor RAB,
‹‹Böyle bir ulustan öcümü almayayım mı?

5:10 ‹‹Bağlarını dolaşıp
Asmalarını kesin,
Ama büsbütün yok etmeyin.
Dallarını koparıp atın,
Çünkü onlar RABbe ait değil.

5:11 İsrail ve Yahuda halkı
Bana sürekli ihanet etti›› diyor RAB.

5:12 RAB için yalan söyleyerek,
‹‹O bir şey yapmaz.
Felaket bize uğramayacak,
Kılıç da kıtlık da görmeyeceğiz›› dediler.

5:13 Peygamberler lafebesidir,
Tanrının sözü onlarda değil.
Onlara böyle yapılacak.

5:14 Bu yüzden, Her Şeye Egemen RAB Tanrı diyor ki,
‹‹Madem böyle şeyler konuşuyorsunuz,
Ben de sözümü ağzınıza ateş,
Bu halkı da odun edeceğim;
Ateş onları yakıp yok edecek.

5:15 Ey İsrail halkı,
Uzaktan gelecek bir ulusu
Üzerinize saldırtacağım›› diyor RAB,
‹‹Köklü, eski bir ulus;
Sen onların dilini bilmez,
Ne dediklerini anlamazsın.

5:16 Oklarının kılıfı açık bir mezar gibidir,
Hepsi birer yiğittir.

5:17 Ürününü, yiyeceklerini tüketecek,
Oğullarını, kızlarını öldürecekler;
Davarlarını, sığırlarını,
Asmalarının, incir ağaçlarının meyvesini yiyecek,
Güvendiğin surlu kentlerini
Kılıçla yerle bir edecekler.

5:18 ‹‹Ama o günlerde bile sizi büsbütün yok etmeyeceğim›› diyor RAB.

5:19 ‹‹ ‹Tanrımız RAB neden bize bütün bunları yaptı?› diye sorduklarında, şöyle yanıtlayacaksın: ‹Beni nasıl bıraktınız, ülkenizde yabancı ilahlara nasıl kulluk ettinizse, siz de kendinize ait olmayan bir ülkede yabancılara öyle kulluk edeceksiniz.›

5:20 ‹‹Yakup soyuna bildirin,
Yahuda halkına duyurun:

5:21 Ey gözleri olan ama görmeyen,
Kulakları olan ama işitmeyen,
Sağduyudan yoksun akılsız halk,
Şunu dinle:

5:22 Benden korkman gerekmez mi?›› diyor RAB,
‹‹Huzurumda titremen gerekmez mi?
Ben ki, sonsuza dek geçerli bir kuralla
Denize sınır olarak kumu koydum.
Deniz sınırı geçemez;
Dalgalar kabarsa da üstün gelemez,
Kükrese de sınırı aşamaz.

5:23 Ama bu halkın yüreği asi ve inatçı.
Sapmışlar, kendi yollarına gitmişler.

5:24 İçlerinden,
‹İlk ve son yağmurları zamanında yağdıran,
Belli ürün biçme haftalarını bizim için koruyan
Tanrımız RABden korkalım› demiyorlar.

5:25 Bunları uzaklaştıran suçlarınızdı,
Bu iyilikten sizi yoksun bırakan günahlarınızdı.

5:26 ‹‹Halkım arasında kötü kişiler var.
Kuş avlamak için pusuya yatanlar gibi
Tuzak kuruyor, insan yakalıyorlar.

5:27 Kuş dolu bir kafes nasılsa,
Onların evleri de hileyle dolu.
Bu sayede güçlenip zengin oldular,

5:28 Semirip parladılar,
Yaptıkları kötülüklerle sınırı aştılar.
Kazanabilecekleri halde öksüzün davasına bakmıyor,
Yoksulun hakkını savunmuyorlar.

5:29 Bu yüzden onları cezalandırmayayım mı?›› diyor RAB,
‹‹Böyle bir ulustan öcümü almayayım mı?

5:30 ‹‹Ülkede korkunç, dehşet verici bir şey oldu:

5:31 Peygamberler yalan peygamberlik ediyor,
Halkı başına buyruk kâhinler yönetiyor,
Halkım da bunu benimsiyor.
Ama bunun sonunda ne yapacaksınız?››

6:1 ‹‹Güvenliğiniz için kaçın, ey Benyamin halkı!
Yeruşalimden kaçın!
Tekoada boru çalın!
Beythakkereme bir işaret koyun.
Çünkü kuzeyden bir felaket,
Büyük bir yıkım gelecek gibi görünüyor.

6:2 Siyon kızını, o güzel, narin kızı yok edeceğim.

6:3 Çobanlar sürüleriyle ona geliyor,
Çevresinde çadırlarını kuracaklar.
Herkes kendi sürüsünü otlatacak.››

6:4 ‹‹Yeruşalime karşı savaş hazırlığı yapın!
Kalkın, öğleyin saldırıya geçelim!
Vay halimize, gün kararıyor!
Akşamın gölgeleri gitgide uzuyor.

6:5 Haydi, gece saldırıya geçelim,
Kentin kalelerini yerle bir edelim.››

6:6 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Ağaçları kesin,
Yeruşalime karşı kuşatma rampaları yapın.
Bu kent cezalandırılmalı,
İçinde zorbalıktan başka bir şey yok.

6:7 Kuyu suyunu nasıl taze tutuyorsa,
Yeruşalim de kötülüğünü öyle taze tutuyor.
Şiddet ve yıkım yankılanıyor orada,
Karşımda hep hastalık ve yaralar var.

6:8 Uyarılara kulak ver, ey Yeruşalim!
Yoksa seni bırakacağım,
Seni bir viraneye,
Oturulmaz bir ülkeye çevireceğim.››

6:9 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Asmadan nasıl üzüm toplanırsa,
İsrail halkından geride kalanları da öyle toplayacaklar.
Üzüm toplayan biri gibi
Elini yine asma dallarına uzat.››

6:10 İşitsinler diye kiminle konuşayım,
Kimi uyarayım?
Kulakları tıkalı, işitemiyorlar.
RABbin sözünü aşağılıyor,
Ondan hoşlanmıyorlar.

6:11 Bu yüzden RABbin öfkesiyle doluyum,
Kendimi tutmaktan yoruldum.
‹‹Sokaktaki çocukların,
Toplanan gençlerin üzerine boşalt öfkeni.
Nasıl olsa karı da koca da,
Yaşlı da yıllarca yaşamış olan da kurtulamayacak.

6:12 Evleri, tarlaları, karıları
Başkalarına verilecek,
Çünkü ülkede yaşayanlara karşı
Elimi kaldıracağım›› diyor RAB.

6:13 ‹‹Küçük büyük herkes kazanç peşinde,
Peygamberler, kâhinler, hepsi halkı aldatıyor.

6:14 Esenlik yokken,
‹Esenlik, esenlik› diyerek
Halkımın yarasını sözde iyileştirdiler.

6:15 Yaptıkları iğrençliklerden utandılar mı?
Hayır, ne utanması?
Kızarıp bozarmanın ne olduğunu bile bilmiyorlar.
Bu yüzden onlar da düşenlerin arasında yer alacak,
Onları cezalandırdığımda sendeleyip düşecekler›› diyor RAB.

6:16 RAB diyor ki,
‹‹Yol kavşaklarında durup bakın,
Eski yolları sorun,
İyi yol nerede, öğrenin,
O yolda yürüyün,
Canlarınız rahata kavuşur.
Ama onlar, ‹O yolda yürümeyiz› dediler.

6:17 Size bekçiler atayıp,
‹Boru sesini dinleyin› dedim,
Ama onlar, ‹Dinlemeyiz› dediler.

6:18 Bundan ötürü, ey uluslar,
Başlarına neler geleceğini işitin!
Sen de anla, ey topluluk!

6:19 Dinle, ey yeryüzü!
Bu halkın üzerine felaket,
Kendi kurduğu düzenin sonucunu getirmek üzereyim.
Çünkü sözlerime kulak asmadılar,
Kutsal Yasamı reddettiler.

6:20 Neden bana Sabadan günnük,
Uzak bir ülkeden güzel kokulu kamış getiriliyor?
Yakmalık sunularınızı kabul etmiyorum,
Kurbanlarınızdan hoşnut değilim.››

6:21 Bu yüzden RAB diyor ki,
‹‹Bu halkın önüne tökezler koyacağım,
Babalar da oğullar da
Tökezleyip birlikte düşecek,
Komşu dostuyla birlikte yok olacak.››

6:22 RAB diyor ki,
‹‹İşte kuzeyden bir ordu geliyor.
Dünyanın uçlarından
Büyük bir ulus harekete geçiyor.

6:23 Yay, pala kuşanmışlar,
Gaddar ve acımasızlar.
Atlara binmiş gelirken,
Kükreyen denizi andırıyor sesleri.
Savaşa hazır savaşçılar
Karşına dizilecekler, ey Siyon kızı!››

6:24 Haberlerini aldık,
Ellerimizde derman kalmadı.
Doğuran kadın gibi
Üzüntü, sancı sardı bizi.

6:25 Kırlara çıkmayın,
Yolda yürümeyin!
Düşmanın kılıcı orada,
Her yer dehşet içinde.

6:26 Ey halkım, çula sarın,
Kül içinde yuvarlan.
Biricik oğul için yas tutar gibi
Acı acı dövün.
Çünkü yok edici ansızın gelecek üzerimize.

6:27 ‹‹Seni halkımı deneyesin diye atadım,
Öyle ki, onları tanıyıp yollarını sınayasın.

6:28 Hepsi de çok dikbaşlı,
Onu bunu çekiştirerek dolaşan insanlardır,
Tunç kadar, demir kadar katıdırlar.
Hepsi baştan çıkmıştır.

6:29 Körük üfürdükçe üfürüyor,
Kurşunu ateşte eritiyor,
Ama boşunadır yapılan işlem,
Çünkü kötüler arınmıyor.

6:30 Onlara gümüş artığı denecek,
Çünkü RAB onları reddetti.››

7:1 RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

7:2 ‹‹RABbin Tapınağının kapısında durup şu sözü duyur. De ki, ‹‹ ‹RABbin sözünü dinleyin, ey RABbe tapınmak için bu kapılardan giren Yahuda halkı!

7:3 İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki: Yaşantınızı ve uygulamalarınızı düzeltin. O zaman burada kalmanızı sağlarımfı.

7:4 ‹‹RABbin Tapınağı, RABbin Tapınağı, RABbin Tapınağı buradadır!›› gibi aldatıcı sözlere güvenmeyin.

7:5 Eğer yaşantınızı ve uygulamalarınızı gerçekten düzeltir, birbirinize karşı adil davranır,

7:6 yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmez, burada suçsuz kanı akıtmaz, sizi yıkıma götüren başka ilahların ardınca gitmezseniz,

7:7 burada, sonsuza dek atalarınıza vermiş olduğum ülkede kalmanızı sağlarımfı.

7:8 Ne var ki, sizler işe yaramaz aldatıcı sözlere güveniyorsunuz.

7:9 ‹‹ ‹Çalmak, adam öldürmek, zina etmek, yalan yere ant içmek, Baala buhur yakmak, tanımadığınız başka ilahların ardınca gitmek, bütün bu iğrençlikleri yapmak için mi bana ait olan tapınağa gelip önümde duruyor, güvenlikteyiz diyorsunuz?

7:11 Bana ait olan bu tapınak sizin için bir haydut ini mi oldu? Ama ben görüyorum neler yaptığınızı!› diyor RAB.

7:12 ‹‹ ‹Daha önce adımı yerleştirmiş olduğum Şilodaki yerime gidin. Halkım İsrailin kötülüğü yüzünden ona ne yaptığımı görün.

7:13 Bütün bunları yaptınız, diyor RAB, size defalarca seslendim ama dinlemediniz; sizi çağırdım ama yanıt vermediniz.

7:14 Bu yüzden Şiloya ne yaptımsa, bana ait olan, güvendiğiniz bu tapınağa da -sizlere, atalarınıza vermiş olduğum bu yere de- aynısını yapacağım.

7:15 Kardeşlerinizi, bütün Efrayim soyunu nasıl attıysam, sizleri de öyle atacağım huzurumdan.›

7:16 ‹‹Sana gelince, ey Yeremya, bu halk için yalvarma; onlar için ne yakar ne de dilekte bulun; bana yalvarıp yakarma, çünkü seni dinlemeyeceğim.

7:17 Onların Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında neler yaptıklarını görmüyor musun?

7:18 Çocuklar odun topluyor, babalar ateş yakıyor, kadınlar Gök Kraliçesine pide pişirmek için hamur yoğuruyor. Beni öfkelendirmek için başka ilahlara dökmelik sunular sunuyorlar.

7:19 İncittikleri ben miyim, diyor RAB. Hayır, kendilerini inciterek utanca boğuyorlar.

7:20 ‹‹Bu yüzden Egemen RAB diyor ki, ‹Buranın üzerine, insanın, hayvanın, kırdaki ağaçların, toprağın ürününün üzerine kızgın öfkemi yağdıracağım. Yakıp yok edecek her şeyi, sönmeyecek.›

7:21 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Yakmalık sunularınızı öbür kurbanlarınıza ekleyin de et yiyin.

7:22 Çünkü atalarınızı Mısırdan çıkardığımda, yakmalık sunularla kurbanlar hakkında onlara seslenip buyruk vermedim.

7:23 Onlara şunu buyurdum: Sözümü dinlerseniz, ben sizin Tanrınız, siz de benim halkım olursunuz. İyilik bulmanız için her konuda size buyurduğum yolda yürüyün.

7:24 Ne var ki, dinlemediler, kulak asmadılar; kendi isteklerinin, kötü yüreklerinin inadı doğrultusunda yürüdüler. İleri değil, geri gittiler.

7:25 Atalarınızın Mısırdan çıktığı günden bu yana, size her gün defalarca peygamber kullarımı gönderdim.

7:26 Ama beni dinlemediniz, kulak asmadınız. İnat ederek atalarınızdan daha çok kötülük yaptınız.›

7:27 ‹‹Onlara bütün bunları söyleyeceksin ama seni dinlemeyecekler. Onları çağıracaksın ama yanıt vermeyecekler.

7:28 Bunun için onlara de ki, ‹Tanrısı RABbin sözünü dinlemeyen, ders almayan ulus işte budur. Bana bağlılıkları yok oldu, bağlılıktan söz etmez oldular.

7:29 ‹‹ ‹Saçını kes ve at, ey Yeruşalim,
Çıplak tepeler üzerinde ağıt yak.
Çünkü RAB, öfkesine uğramış kuşağı
Reddedip terk etti.› ››

7:30 ‹‹ ‹Yahuda halkı gözümde kötü olanı yaptı, diyor RAB. Bana ait olan bu tapınağa iğrenç putlarını yerleştirerek onu kirlettiler.

7:31 Oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için Ben-Hinnom Vadisinde, Tofette puta tapılan yerler kurdular. Böyle bir şeyi ne buyurdum ne de aklımdan geçirdim.

7:32 Bundan ötürü oraya artık Tofet ya da Ben-Hinnom Vadisi değil, Kıyım Vadisi deneceği günler geliyor, diyor RAB. Tofette yer kalmayana dek gömecekler ölüleri.

7:33 Bu halkın ölüleri yırtıcı kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak; onları korkutup kaçıran kimse olmayacak.

7:34 Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında sevinç ve neşe sesine, gelin güvey sesine son vereceğim; ülke viraneye dönecek.

8:1 ‹‹ ‹O zaman, diyor RAB, Yahuda krallarıyla önderlerinin, kâhinlerin, peygamberlerin, Yeruşalimde yaşamış olanların kemikleri mezarlarından çıkarılacak.

8:2 Toplanmayacak, gömülmeyecek kemikler, toprağın üzerinde gübre gibi olacaklar. Yeruşalim halkının sevdiği, kulluk ettiği, izlediği, danıştığı, taptığı güneşin, ayın, gök cisimlerinin önüne serilecekler.

8:3 Bu kötü ulustan bütün sağ kalanlar, kendilerini sürdüğüm yerlerde yaşayanlar, ölümü yaşama yeğleyecekler. Her Şeye Egemen RAB böyle diyor.›

8:4 ‹‹Onlara de ki, ‹RAB şöyle diyor: ‹‹ ‹İnsan yere düşer de kalkmaz mı,
Yoldan sapar da geri dönmez mi?

8:5 Öyleyse neden bu halk yoldan saptı?
Neden Yeruşalim sürekli döneklik ediyor?
Hileye yapışıyor,
Geri dönmeyi reddediyorlar.

8:6 Dikkatle dinledim,
Ama doğru söylemiyorlar.
Kimse, ne yaptım, diyerek kötülüğünden pişmanlık duymuyor.
Savaşta seğirten at gibi
Herkes kendi yoluna gidiyor.

8:7 Gökteki leylek bile
Belli mevsimlerini bilir.
Kumru da kırlangıç da turna da
Göç etme zamanını gözetir.
Oysa halkım buyruklarımı bilmez.

8:8 ‹‹ ‹Nasıl, biz bilge kişileriz,
RABbin Yasası bizdedir, diyebiliyorsunuz?
İşte, bilginlerin yalancı kalemi
Yasayı yalana çevirmiş.

8:9 Bilgeler utandırıldı,
Yıldırılıp ele geçirildi.
RABbin sözünü reddettiler.
Nasıl bir bilgelikmiş onlarınki?

8:10 Bundan ötürü karılarını başkalarına,
Tarlalarını sahiplenecek yeni kişilere vereceğim.
Küçük büyük herkes kazanç peşinde,
Peygamberler, kâhinler, hepsi halkı aldatıyor.

8:11 Esenlik yokken,
Esenlik, esenlik, diyerek
Halkımın yarasını sözde iyileştirdiler.

8:12 Yaptıkları iğrençliklerden utandılar mı?
Hayır, ne utanması?
Kızarıp bozarmanın ne olduğunu bile bilmiyorlar.
Bu yüzden onlar da düşenlerin arasında yer alacak,
Cezalandırıldıklarında sendeleyip düşecekler› diyor RAB.

8:13 ‹‹ ‹Onları büsbütün yok edeceğim, diyor RAB,
Ne asmada üzüm kalacak,
Ne incir ağacında incir.
Yaprakları solup kuruyacak.
Onlara ne verdiysem,
Ellerinden alınacak.› ››

8:14 ‹‹Neden burada oturup duruyoruz?
Toplanalım da surlu kentlere kaçalım,
Orada ölelim!
Tanrımız RAB bizi ölüme terk etti,
Bize zehirli su içirdi.
Çünkü Ona karşı günah işledik.

8:15 Esenlik bekledik, iyilik gelmedi.
Şifa umduk, yılgınlık bulduk.

8:16 Düşman atlarının hırıltısı
Dan bölgesinden duyuluyor,
Aygırlarının kişnemesinden
Bütün ülke titriyor.
Ülkeyi ve içindeki her şeyi,
Kenti ve orada yaşayanları
Yok etmeye geliyorlar.››

8:17 ‹‹Bakın, aranıza yılanlar,
Büyüden etkilenmeyen engerekler göndereceğim,
Sizi sokacaklar›› diyor RAB.

8:18 Üzüntüm avutulamaz,
Yüreğim baygın,

8:19 Ülkenin en uzak köşelerinden
Halkımın feryadını dinleyin:
‹‹RAB Siyonda değil mi?
Kralı orada değil mi?››
RAB, ‹‹Putlarıyla,
İşe yaramaz yabancı ilahlarıyla
Neden öfkelendiriyorlar beni?›› diyor.

8:20 ‹‹Ürün biçme zamanı geçti,
Yaz sona erdi,
Biz ise kurtulmadık›› diye haykırıyorlar.

8:21 Halkımın yarasından ben de yaralandım.
Yasa büründüm, dehşete düştüm.

8:22 Gilat'ta merhem yok mu,
Hekim yok mu?
Öyleyse halkımın yarası neden iyi edilmedi?

9:1 Keşke başım bir pınar,
Gözlerim bir gözyaşı kaynağı olsa!
Halkımın öldürülenleri için
Ağlasam gece gündüz!

9:2 Keşke halkımı bırakabilmem,
Onlardan uzaklaşabilmem için
Çölde konaklayacak bir yerim olsa!
Hepsi zina ediyor,
Hain bir topluluk!

9:3 ‹‹Yalan söylemek için ülkede
Dillerini yay gibi geriyor,
Güçlerini gerçek yolunda kullanmıyorlar.
Kötülük üstüne kötülük yapıyor,
Beni tanımıyorlar›› diyor RAB.

9:4 ‹‹Herkes dostundan sakınsın,
Kardeşlerinizin hiçbirine güvenmeyin.
Çünkü her kardeş Yakup gibi aldatıcı,
Her dost iftiracıdır.

9:5 Dost dostu aldatıyor,
Kimse gerçeği söylemiyor.
Dillerine yalan söylemeyi öğrettiler,
Suç işleye işleye yorgun düştüler.

9:6 Sen, ey Yeremya,
Aldatıcılığın ortasında yaşıyorsun.
Aldatıcılıkları yüzünden
Beni tanımak istemiyorlar.››
Böyle diyor RAB.

9:7 Bundan ötürü Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹İşte, onları arıtıp sınayacağım,
Halkımın günahı yüzünden
Başka ne yapabilirim ki?

9:8 Dilleri öldürücü bir ok,
Hep aldatıyor.
Komşusuna esenlik diliyor,
Ama içinden ona tuzak kuruyor.

9:9 Bu yüzden onları cezalandırmayayım mı?›› diyor RAB,
‹‹Böyle bir ulustan öcümü almayayım mı?››

9:10 Dağlar için ağlayıp yas tutacağım,
Otlaklar için ağıt yakacağım.
Çöle dönüştüler,
Kimse geçmiyor oralardan.
Sığırların böğürmesi duyulmuyor,
Kuşlar, yabanıl hayvanlar kaçıp gitti.

9:11 ‹‹Yeruşalimi taş yığını,
Çakalların barınağı haline getireceğim.
Yahuda kentlerini
Kimsenin yaşayamayacağı bir viraneye döndüreceğim.››

9:12 Hangi bilge kişi buna akıl erdirecek? RABbin seslendiği kişi kim ki, sözünü açıklayabilsin? Ülke neden yıkıldı? Neden kimsenin geçemediği bir çöle dönüştü?

9:13 RAB, ‹‹Kendilerine verdiğim yasayı bıraktılar, sözümü dinlemediler, yasamı izlemediler›› diyor,

9:14 ‹‹Onun yerine yüreklerinin inadını, atalarının öğrettiği gibi Baalları izlediler.››

9:15 Bunun için İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹‹Bu halka pelinotu yedirecek, zehirli su içireceğim.

9:16 Onları kendilerinin de atalarının da tanımadığı ulusların arasına dağıtacak, tümünü yok edene dek peşlerine kılıcı salacağım.››

9:17 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹İyi düşünün!
Ağıt yakan kadınları çağırın gelsinler.
En iyilerini çağırın gelsinler.

9:18 Hemen gelip bizim için ağıt yaksınlar;
Gözlerimiz gözyaşı döksün,
Gözkapaklarımızdan sular aksın.

9:19 Siyondan ağlama sesi duyuluyor:
‹Yıkıma uğradık!
Büyük utanç içindeyiz,
Çünkü ülkemizi terk ettik,
Evlerimiz yerle bir oldu.› ››

9:20 Ey kadınlar, RABbin sözünü dinleyin!
Ağzından çıkan her söze kulak verin.
Kızlarınıza yas tutmayı,
Komşunuza ağıt yakmayı öğretin.

9:21 Ölüm pencerelerimize tırmandı,
Kalelerimize girdi;
Sokakları çocuksuz,
Meydanları gençsiz bıraktı.

9:22 Onlara de ki, ‹‹RAB şöyle diyor:
‹İnsan cesetleri gübre gibi,
Biçicinin ardındaki demetler gibi toprağa serilecek.
Onları toplayacak kimse olmayacak.› ››

9:23 RAB şöyle diyor:
‹‹Bilge kişi bilgeliğiyle,
Güçlü kişi gücüyle,
Zengin kişi zenginliğiyle övünmesin.

9:24 Dünyada iyilik yapanın,
Adaleti, doğruluğu sağlayanın
Ben RAB olduğumu anlamakla
Ve beni tanımakla övünsün övünen.
Çünkü ben bunlardan hoşlanırım›› diyor RAB.

9:25 ‹‹Yalnız bedence sünnetli olanları cezalandıracağım günler geliyor›› diyor RAB.

9:26 ‹‹Mısır'ı, Yahuda'yı, Edom'u, Ammon'u, Moav'ı, çölde yaşayan ve zülüflerini kesenlerin hepsini cezalandıracağım. Çünkü bütün bu uluslar gerçekte sünnetsiz, bütün İsrail halkı da yürekte sünnetsizdir.››

10:1 RABbin sana ne söylediğini dinle, ey İsrail halkı!

10:2 RAB şöyle diyor:
‹‹Ulusların yolunu öğrenmeyin,
Gök belirtilerinden yılmayın;
Bu belirtilerden uluslar yılsa bile.

10:3 Ulusların töreleri yararsızdır.
Ormandan ağaç keserler,
Usta keskisiyle ona biçim verir.

10:4 Altınla, gümüşle süsler,
Çekiçle, çivilerle sağlamlaştırırlar;
Yerinden kımıldamasın diye.

10:5 Salatalık bostanındaki korkuluk gibidir putları,
Konuşamazlar;
Onları taşımak gerek, çünkü yürüyemezler.
Onlardan korkmayın, zarar veremezler;
İyilik de edemezler.››

10:6 Senin gibisi yok, ya RAB,
Sen büyüksün,
Adın da büyüktür gücün sayesinde.

10:7 Senden kim korkmaz,
Ey ulusların kralı?
Bu sana yakışır.
Ulusların bilgeleri arasında,
Bütün ülkelerinde
Senin gibisi yok.

10:8 Hepsi budala ve akılsız.
Yararsız putlardan ne öğrenilebilir ki?
Ağaçtan yapılmış onlar!

10:9 Tarşişten dövme gümüş,
Ufazdan altın getirilir.
Ustayla kuyumcunun yaptığı nesnenin üzerine
Lacivert, mor giydirilir,
Hepsi usta işidir.

10:10 Ama gerçek Tanrı RABdir.
O yaşayan Tanrıdır,
Sonsuza dek kral Odur.
O öfkelenince yeryüzü titrer,
Uluslar dayanamaz gazabına.

10:11 ‹‹Onlara şunu diyeceksin,
‹Yeri, göğü yaratmayan bu ilahlar,
Yerden de göğün altından da yok olacaklar.› ››

10:12 Gücüyle yeryüzünü yaratan,
Bilgeliğiyle dünyayı kuran,
Aklıyla gökleri yayan RABdir.

10:13 O gürleyince gökteki sular çağıldar,
Yeryüzünün dört bucağından bulutlar yükseltir,
Yağmur için şimşek çaktırır,
Ambarlarından rüzgar estirir.

10:14 Hepsi budala, bilgisiz,
Her kuyumcu yaptığı puttan utanacak.
O putlar yapmacıktır,
Soluk yoktur onlarda.

10:15 Yararsız, alay edilesi nesnelerdir,
Cezalandırılınca yok olacaklar.

10:16 Yakupun Payı onlara benzemez.
Her şeye biçim veren Odur,
Onun mirasıdır İsrail oymağı,
Her Şeye Egemen RABdir adı.

10:17 Kuşatma altında olan sizler,
Eşyalarınızı toplayın yerden.

10:18 RAB diyor ki,
‹‹İşte bu kez bu ülkede yaşayanları
Fırlatıp atacağım;
Ele geçirilmeleri için
Onları sıkıştıracağım.››

10:19 Yaramdan ötürü vay başıma gelen!
Derdim iyileşmez!
Ama, ‹Dert benim derdim,
Dayanmalıyım› dedim.

10:20 Çadırım yıkıldı, ipleri koptu.
Çocuklarım benden ayrıldı,
Yok artık onlar.
Çadırımı kuracak,
Perdelerimi takacak kimse kalmadı.

10:21 Çobanlar budala,
RABbe danışmıyorlar.
Bu yüzden işleri yolunda gitmiyor,
Bütün sürüleri dağıldı.

10:22 Dinle! Haber geliyor!
Kuzey ülkesinden büyük patırtı geliyor!
Yahuda kentlerini viraneye çevirecek,
Çakallara barınak edecek.

10:23 İnsanın yaşamının kendi elinde olmadığını,
Adımlarına yön vermenin ona düşmediğini
Biliyorum, ya RAB.

10:24 Beni öfkenle değil,
Yalnız adaletinle yola getir, ya RAB,
Yoksa beni hiçe indirirsin.

10:25 Öfkeni seni tanımayan ulusların,
Adını anmayan toplulukların üzerine dök.
Çünkü onlar Yakup soyunu yiyip bitirdiler,
Onu tümüyle yok ettiler,
Yurdunu viraneye çevirdiler.

11:1 RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

11:2 ‹‹Bu antlaşmanın koşullarını dinle. Yahuda halkına ve Yeruşalimde yaşayanlara açıkla.

11:3 Onlara diyeceksin ki, ‹İsrailin Tanrısı RAB şöyle diyor: Bu antlaşmanın koşullarına uymayan lanet altındadır!

11:4 Atalarınızı Mısırdan, demir eritme ocağından çıkardığımda bu antlaşmaya bağlı kalmalarını buyurdum. Onlara dedim ki: Sözümü dinleyin, buyurduğum her şeyi yerine getirin. Böylece siz benim halkım olursunuz, ben de sizin Tanrınız olurum.

11:5 İşte o zaman süt ve bal akan ülkeyi -bugün sizin olan ülkeyi- atalarınıza vereceğime ilişkin içtiğim andı yerine getirmiş olacağım.› ›› ‹‹Amin, ya RAB›› diye karşılık verdim.

11:6 RAB şöyle dedi: ‹‹Söyleyeceğim her şeyi Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında duyur: ‹Bu antlaşmanın koşullarını dinleyin, onlara uyun.

11:7 Atalarınızı Mısırdan çıkardığım günden bu yana sözümü dinlemeleri için onları defalarca uyardım.

11:8 Ama dinlemediler, kulak asmadılar. Bunun yerine kötü yüreklerinin inadı uyarınca davrandılar. Ben de uymalarını buyurduğum, ama uymadıkları bu antlaşmada açıklanan bütün lanetleri başlarına getirdim.› ››

11:9 RAB bana dedi ki, ‹‹Yahuda halkıyla Yeruşalimde yaşayanlar bana düzen kuruyorlar.

11:10 Sözlerimi dinlemek istemeyen atalarının suçlarına döndüler. Başka ilahların ardınca gidip onlara taptılar. İsrail halkıyla Yahuda halkı, atalarıyla yaptığım antlaşmayı bozdu.

11:11 Bu yüzden RAB, ‹Kaçıp kurtulamayacakları bir yıkım getireceğim başlarına› diyor, ‹Bana yakarsalar da onları dinlemeyeceğim.

11:12 Yahuda kentlerinde oturan halk da Yeruşalimde yaşayanlar da gidip buhur yaktıkları ilahlara yalvaracaklar. Ama yıkım geldiğinde, bu ilahlar onlara yardım edemez.

11:13 Kentlerinin sayısı kadar ilahın var, ey Yahuda! O utanılası ilaha, Baala buhur yakmak için Yeruşalim sokaklarının sayısı kadar sunak kurdunuz.

11:14 ‹‹Sana gelince, ey Yeremya, bu halk için yalvarma; ne yakar ne de dilekte bulun. Sıkıntılı zamanlarında beni çağırdıklarında onları dinlemeyeceğim.

11:15 ‹‹Sevgilim kötü düzenler kuruyor,
Öyleyse tapınağımda işi ne?
Adaklar ve kutsanmış et uğrayacağın felaketi önleyebilir mi?
Felaket gelince sevinecek misin?››

11:16 RAB sana meyvesi ve biçimi güzel,
Yaprağı bol zeytin ağacı adını vermişti.
Ama güçlü fırtına koptuğunda
Ağacı tutuşturacak;
Dalları kırılacak.

11:17 Seni dikmiş olan Her Şeye Egemen RAB,
Başına felaket getirmeye karar verdi.
Çünkü İsrail ve Yahuda halkları
Kötülük yaptı,
Baala buhur yakarak beni öfkelendirdiler.

11:18 Benim için kurdukları düzeni RAB bana açıkladı. Haberim vardı, çünkü ne yaptıklarını bana gösterdi.

11:19 Kesime götürülen uysal bir kuzu gibiydim. Bana düzen kurduklarını anlamamıştım. Şöyle diyorlardı: ‹‹Ağacı da meyvesini de yok edelim,
Bir daha adı anılmasın diye
Onu yaşayanlar diyarından kesip atalım.››

11:20 Adaletle yargılayan,
Yüreği ve düşünceyi sınayan,
Her Şeye Egemen RAB,
Davamı senin eline bırakıyorum.
Onlardan alacağın öcü göreyim!

11:21 ‹‹Seni öldürmek isteyen Anatot halkı için RAB diyor ki, ‹Onlar, RABbin adına peygamberlik etme, yoksa seni öldürürüz diyorlardı.›

11:22 Her Şeye Egemen RAB, ‹Onları cezalandıracağım› diyor, ‹Gençleri kılıçtan geçirilecek, oğullarıyla kızları kıtlıktan ölecek.

11:23 Sağ kalan olmayacak. Cezalandırılacakları yıl Anatot halkının başına felaket getireceğim.› ››

12:1 Davamı önüne getirsem,
Haklı çıkarsın, ya RAB.
Ama adalet konusunda
Seninle tartışmak istiyorum.
Neden kötülerin işi iyi gidiyor?
Neden hainler tasasızca yaşıyor?

12:2 Onları sen diktin, kök saldılar,
Büyüyüp ürün verdiler.
Adın ağızlarından düşmüyor,
Yürekleriyse senden uzak.

12:3 Beni tanırsın, ya RAB,
Beni görür, yüreğimin seninle olduğunu bilirsin.
Kasaplık koyun gibi ayır onları,
Kesim gününe hazırla!

12:4 İçinde yaşayanların kötülüğü yüzünden,
Ülke ne zamana dek yas tutacak,
Otlar ne zamana dek sararıp solacak?
Hayvanlarla kuşlar yok oldu.
Çünkü bu halk,
‹‹O başımıza neler geleceğini görmüyor›› dedi.

12:5 ‹‹Ey Yeremya,
İnsanlarla yarışa girip yoruldunsa,
Atlarla nasıl yarışacaksın?
Güvenli bir ülkede sendelersen,
Şeria çalılıklarıyla nasıl başa çıkacaksın?

12:6 Kardeşlerin, öz ailen bile sana ihanet etti,
Arkandan seslerini yükselttiler.
Yüzüne karşı olumlu konuşsalar bile onlara güvenme.

12:7 Evimi terk ettim,
Mirasımı reddettim,
Sevgilimi düşmanlarının eline verdim.

12:8 Mirasım karşımda
Ormandaki aslan gibi oldu;
Kükreyip üzerime saldırdı.
Bu yüzden ondan nefret ediyorum.

12:9 Mirasım sırtlan ya da yırtıcı kuş mu oldu karşımda?
Çevresindeki yırtıcı kuşlar saldırıyor ona.
Gidin, bütün yabanıl hayvanları toplayıp getirin,
Yiyip bitirsinler onu.

12:10 Pek çok çoban bağımı bozdu,
Tarlamı çiğnedi,
Güzelim tarlamı ıssız çöle döndürdü.

12:11 Onu viraneye çevirdiler,
Önümde viran olmuş ağlıyor;
Bütün ülke viran olmuş,
Yine de aldıran yok.

12:12 Çöldeki çıplak tepelere
Yıkıcılar geldi.
RABbin kılıcı ülkeyi
Bir uçtan bir uca yiyip bitiriyor.
Kimse kavuşmayacak esenliğe.

12:13 Halkım buğday ekip diken biçti,
Emek verip yarar görmedi.
RABbin kızgın öfkesi yüzünden
Ürününüzden utanacaksınız.››

12:14 RAB diyor ki, ‹‹Halkım İsraile verdiğim mülke el koyan bütün kötü komşularımı ülkelerinden söküp atacak, Yahuda halkını da atacağım.

12:15 Hepsini söküp attıktan sonra Yahudaya yine acıyacak, her birini kendi mülküne, kendi ülkesine geri getireceğim.

12:16 Halkıma Baalın adıyla ant içmeyi öğrettiler. Bunun gibi, halkımın yolunda yürümeyi ve ‹RABbin varlığı hakkı için› diyerek benim adımla ant içmeyi de iyice öğrenirlerse, halkımın arasında sağlam yerleri olacak.

12:17 Ama kulak asmayan her ulusu kökünden söküp atacak, yok edeceğim›› diyor RAB.

13:1 RAB bana, ‹‹Git, kendine keten bir kuşak satın alıp beline sar, ama suya sokma›› dedi.

13:2 RABbin buyruğu uyarınca bir kuşak satın alıp belime sardım.

13:3 RAB bana ikinci kez seslendi:

13:4 ‹‹Satın aldığın belindeki kuşağı al, Perata git. Kuşağı orada bir kaya kovuğuna gizle.››

13:5 RABbin buyruğu uyarınca gidip kuşağı Perata yakın bir yere gizledim.

13:6 Uzun süre sonra RAB bana, ‹‹Kalk, Perata git, gizlemeni buyurduğum kuşağı al›› dedi.

13:7 Bunun üzerine Perata gittim, gizlediğim yeri kazıp kuşağı aldım. Ancak kuşak çürümüştü, hiçbir işe yaramazdı.

13:8 RAB bana şöyle seslendi:

13:9 ‹‹RAB diyor ki, ‹İşte Yahudanın gururunu da Yeruşalimin büyük gururunu da böyle çürüteceğim.

13:10 Sözümü dinlemek istemeyen, yüreklerinin inadı uyarınca davranan, başka ilahları izleyip onlara kulluk eden, tapan bu kötü halk, bu işe yaramaz kuşak gibi olacak.

13:11 Kuşak insanın beline nasıl yapışırsa, ben de İsrail ve Yahuda halklarını kendime öyle yapıştırdım› diyor RAB, ‹Öyle ki, bana ün, övgü, onur getirecek bir halk olsunlar. Ama dinlemediler.› ››

13:12 ‹‹Onlara de ki, ‹İsrailin Tanrısı RAB, Her tulum şarapla dolacak, diyor.› Eğer sana, ‹Her tulumun şarapla dolacağını bilmiyor muyuz sanki?› derlerse,

13:13 onlara de ki, ‹Bu ülkede yaşayan herkesi -Davutun tahtında oturan kralları, kâhinleri, peygamberleri, Yeruşalimde yaşayanların tümünü- sarhoş olana dek şarapla dolduracağım› diyor RAB.

13:14 ‹Onları -babalarla çocukları- birbirlerine çarpacağım. Acımadan, esirgemeden, sevecenlik göstermeden hepsini yok edeceğim› diyor RAB.››

13:15 Dinleyin, kulak verin,
Gururlanmayın,
Çünkü RAB konuştu.

13:16 Karanlık basmadan,
Kararan dağlarda
Ayaklarınız tökezlemeden
Tanrınız RABbi onurlandırın.
Siz ışık beklerken,
RAB onu kopkoyu, zifiri karanlığa çevirecek.

13:17 Ama bu uyarıyı dinlemezseniz,
Gururunuz yüzünden ağlayacağım gizlice,
Gözlerim acı acı gözyaşı dökecek,
Gözyaşlarım sel gibi akacak.
Çünkü RABbin sürüsü sürgüne gönderilecek.

13:18 Krala ve ana kraliçeye söyle:
‹‹Tahtlarınızdan inin,
Çünkü görkemli taçlarınız başınızdan düştü.››

13:19 Negevdeki kentler kapanacak,
Onları açan olmayacak.
Sürgüne gönderilecek Yahuda,
Tamamı sürgüne gönderilecek.

13:20 Gözlerinizi kaldırıp bakın,
Kuzeyden gelenleri görün.
Nerede sana emanet edilen sürü?
Övündüğün kuzular nerede?

13:21 Sana dost olması için yetiştirdiğin kişileri
RAB başına yönetici atayınca ne diyeceksin?
Doğuran kadının çektiği sancı gibi
Seni de ağrı tutmayacak mı?

13:22 ‹‹Neden bütün bunlar başıma geldi?›› dersen,
Günahlarının çokluğu yüzünden eteklerin açıldı,
Tecavüze uğradın.

13:23 Kûşlu derisinin rengini,
Pars beneklerini değiştirebilir mi?
Kötülük etmeye alışmış olan sizler de iyilik edemezsiniz.

13:24 ‹‹Çöl rüzgarının savurduğu saman çöpü gibi
Dağıtacağım sizleri.

13:25 Payın, sana ayırdığım pay bu olacak›› diyor RAB.
‹‹Çünkü beni unuttun,
Sahte ilahlara güvendin.

13:26 Ayıbın ortaya çıksın diye
Eteklerini yüzüne dek kaldıracağım.

13:27 Kırdaki tepeler üzerinde
Yaptığın iğrençlikleri -zinalarını,
Çapkın çapkın kişneyişini, yüzsüz fahişeliklerini- gördüm.
Vay başına geleceklere, ey Yeruşalim!
Ne zamana dek böyle kirli kalacaksın?››

14:1 RAB kuraklığa ilişkin Yeremyaya şöyle seslendi:

14:2 ‹‹Yahuda yas tutuyor,
Kentleri bitkin;
Halkı karalar giymiş, yerlere oturmuş,
Yeruşalimin haykırışı yükseliyor.

14:3 Soylular uşaklarını suya gönderiyorlar.
Sarnıçlara gidiyor, ama su bulamıyor,
Kapları boş dönüyorlar.
Aşağılanmış, utanç içinde,
Başlarını örtüyorlar.

14:4 Ülke yağmursuz, toprak çatlamış,
Irgatlar utanç içinde başlarını örtüyorlar.

14:5 Kırdaki geyik bile
Yeni doğmuş yavrusunu bırakıyor,
Çünkü ot yok.

14:6 Yaban eşekleri çıplak tepelerde durmuş,
Çakal gibi soluyorlar;
Gözlerinin feri sönmüş,
Çünkü otlak yok.››

14:7 Suçlarımız bize karşı tanıklık etse de,
Adın uğruna bir şeyler yap, ya RAB!
Pek çok döneklik ettik,
Sana karşı günah işledik.

14:8 Ey İsrailin Umudu,
Sıkıntı anlarındaki Kurtarıcısı!
Neden ülkede bir yabancı,
Ancak bir gece konaklayan yolcu gibisin?

14:9 Neden şaşırmış biri gibi,
Kurtarmaya gücü yetmeyen savaşçı gibisin?
Aramızdasın sen, ya RAB,
Seniniz, bırakma bizi!

14:10 Bu halk için RAB diyor ki,
‹‹Gezip tozmayı pek sever,
Ayaklarını dolaşmaktan esirgemezler.
Bu yüzden RAB onlardan hoşnut değil,
Şimdi anımsayacak suçlarını,
Günahları için onları cezalandıracak.››

14:11 Sonra RAB bana, ‹‹Bu halkın iyiliği için yalvarma›› dedi,

14:12 ‹‹Oruç tutsalar bile feryatlarına kulak vermeyeceğim. Yakmalık sunu, tahıl sunusu sunsalar bile kabul etmeyeceğim. Tersine, kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla yok edeceğim onları.››

14:13 Bunun üzerine, ‹‹Ah, Egemen RAB, peygamberler bu halka, ‹Kılıç yüzü görmeyecek, kıtlık çekmeyeceksiniz; burada size kalıcı esenlik sağlayacağım› diyorlar›› dedim.

14:14 RAB, ‹‹Peygamberler benim adımla yalan peygamberlik ediyorlar›› dedi, ‹‹Onları ne gönderdim, ne onlara buyruk verdim, ne de seslendim. Size uydurma görümlerden, falcılıktan, boş şeylerden, akıllarından geçen hayallerden söz ediyorlar.

14:15 Adımla konuşan peygamberler için ben RAB diyorum ki, onları göndermediğim halde, ‹Bu ülkede kılıç da kıtlık da olmayacak› diyorlar. Ama kendileri de kılıçla, kıtlıkla yok olacaklar.

14:16 Peygamberlik ettikleri halk da kıtlık ve kılıç yüzünden Yeruşalim sokaklarına atılacak. Onları da karılarını, oğullarını, kızlarını da gömecek kimse olmayacak. Yaptıkları kötülüğü kendi başlarına getireceğim.

14:17 ‹‹Onlara de ki, ‹‹ ‹Gözlerim gece gündüz
Durmadan gözyaşı döksün,
Çünkü erden kızım, halkım
Ağır bir yara aldı,
Ezici bir darbe yedi.

14:18 Kıra çıksam, kılıçtan geçirilenleri,
Kente girsem, kıtlıktan kırılanları görüyorum.
Olup bitenden habersiz peygamberlerle kâhinlerse
Ülkeyi dolaşıp duruyorlar.› ››

14:19 Yahudayı büsbütün mü reddettin?
Siyondan tiksiniyor musun?
Neden şifa bulmayacak kadar yaraladın bizi?
Esenlik bekledik, iyilik gelmedi.
Şifa umduk, yılgınlık bulduk.

14:20 Yaptığımız kötülükleri,
Atalarımızın suçlarını biliyoruz, ya RAB;
Gerçekten sana karşı günah işledik.

14:21 Adın uğruna bizi küçümseme,
Görkemli tahtının hor görülmesine izin verme.
Bizimle yaptığın antlaşmayı anımsa,
Bozma onu.

14:22 Ulusların değersiz putlarından herhangi biri
Yağmur yağdırabilir mi?
Gökler kendiliğinden
Sağanak yağdırabilir mi?
Bunu yalnız sen yapabilirsin,
Ya RAB Tanrımız.
Umudumuz sende,
Çünkü bütün bunları yapan sensin.

15:1 RAB bana dedi ki, ‹‹Musayla Samuel önümde durup yalvarsalar bile, bu halka acımayacağım; kov onları önümden, gitsinler!

15:2 Sana, ‹Nereye gidelim?› diye sorarlarsa de ki, ‹RAB şöyle diyor: ‹‹ ‹Ölüm için ayrılanlar ölüme,
Kılıç için ayrılanlar kılıca,
Kıtlık için ayrılanlar kıtlığa,
Sürgün için ayrılanlar sürgüne.›

15:3 ‹‹Onların başına dört tür yıkım getirmeye karar verdim›› diyor RAB, ‹‹Öldürmek için kılıcı, paralamak için köpekleri, yiyip bitirmek, yok etmek için yırtıcı kuşlarla yabanıl hayvanları salacağım üzerlerine.

15:4 Yahuda Kralı Hizkiya oğlu Manaşşenin Yeruşalimde yaptıkları yüzünden bütün yeryüzü krallıklarını dehşete düşüreceğim.

15:5 ‹‹Kim acıyacak sana, ey Yeruşalim?
Kim yas tutacak senin için?
Hal hatır sormak için
Kim yolundan dönüp sana gelecek?

15:6 Sen beni reddettin›› diyor RAB,
‹‹Gerisingeri gidiyorsun.
Ben de elimi sana karşı kaldıracak,
Seni yok edeceğim;
Merhamet ede ede yoruldum.

15:7 Ülkenin kapılarında,
Halkımı yabayla savuracak,
Çocuksuz bırakacak, yok edeceğim;
Çünkü yollarından dönmediler.

15:8 Dul kadınlarının sayısı denizin kumundan çok olacak.
Gençlerinin annelerine
Öğle vakti yok ediciyi göndereceğim;
Üzerlerine ansızın acı, dehşet salacağım.

15:9 Yedi çocuklu kadın
Bayılıp son soluğunu verecek;
Daha gündüzken güneşi batacak,
Utandırılıp alçaltılacak.
Sağ kalanları düşmanlarının önünde
Kılıca teslim edeceğim.››
Böyle diyor RAB.

15:10 Vay başıma!
Herkesle çekişip davacı olayım diye
Doğurmuşsun beni, ey annem!
Ne ödünç aldım, ne de verdim,
Yine de herkes lanet okuyor bana.

15:11 RAB şöyle dedi:
‹‹Kuşkun olmasın, iyilik için seni özgür kılacağım,
Yıkım ve sıkıntı zamanında
Düşmanlarını sana yalvartacağım.

15:12 ‹‹Demiri, kuzeyden gelen demiri
Ya da tuncu kimse kırabilir mi?

15:13 Ülkende işlenen günahlar yüzünden
Servetini de hazinelerini de karşılıksız,
Çapul malı olarak vereceğim.

15:14 Bilmediğin bir ülkede
Düşmanlarına köle edeceğim seni.
Çünkü size karşı öfkem
Ateş gibi tutuşup yanacak.›› ‹‹Geçireceğim›› (bkz. 17:4).

15:15 Sen bilirsin, ya RAB,
Beni anımsa, beni kolla.
Bana eziyet edenlerden öcümü al.
Sabrınla beni canımdan etme,
Senin uğruna aşağılandığımı unutma.

15:16 Sözlerini bulur bulmaz yuttum,
Bana neşe, yüreğime sevinç oldu.
Çünkü seninim ben,
Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı!

15:17 Eğlenenlerin arasında oturmadım,
Onlarla sevinip coşmadım.
Elin üzerimde olduğu için
Tek başıma oturdum,
Çünkü beni öfkeyle doldurmuştun.

15:18 Neden sürekli acı çekiyorum?
Neden yaram ağır ve umarsız?
Benim için aldatıcı bir dere,
Güvenilmez bir pınar mı olacaksın?

15:19 Bu yüzden RAB diyor ki,
‹‹Eğer dönersen seni yine hizmetime alırım;
İşe yaramaz sözler değil,
Değerli sözler söylersen,
Benim sözcüm olursun.
Bu halk sana dönecek,
Ama sen onlara dönmemelisin.

15:20 Bu halkın karşısında
Sağlamlaştırılmış tunç bir duvar kılacağım seni;
Seninle savaşacak ama yenemeyecekler,
Çünkü yardım etmek, kurtarmak için
Ben seninleyim›› diyor RAB.

15:21 ‹‹Seni kötünün elinden kurtaracak,
Acımasızın avucundan kurtaracağım.››

16:1 RAB bana şöyle seslendi:

16:2 ‹‹Kendine karı alma, burada oğulların, kızların olmasın.››

16:3 Bu ülkede doğan oğullarla kızlar ve anne babaları için RAB diyor ki,

16:4 ‹‹Ölümcül hastalıklardan ölecekler. Onlar için yas tutulmayacak, gömülmeyecekler. Cesetleri toprağın üzerinde gübre gibi kalacak. Kılıçla, kıtlıkla yok olacaklar; cesetleri yırtıcı kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak.››

16:5 Çünkü RAB diyor ki, ‹‹Cenaze yemeğinin verildiği eve gitme, dövünmek için gitme, başsağlığı dileme. Çünkü ben bu halktan esenliğimi, sevgimi, sevecenliğimi geri çektim›› diyor RAB.

16:6 ‹‹Bu ülkede büyükler de küçükler de ölecek, gömülmeyecekler. Onlar için yas tutan, dövünüp bedenini yaralayan, başını tıraş eden olmayacak.

16:7 Ölene yas tutanı avutmak için kimse onunla yemek yemeyecek. Anne babasını yitirene kimse avunç kâsesini sunmayacak.

16:8 ‹‹Şölen evine de gitme, onlarla oturma, yiyip içme.

16:9 Çünkü İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Burada sevinç ve neşe sesine, gelin güvey sesine senin günlerinde gözünün önünde son vereceğim.›

16:10 ‹‹Bütün bunları bu halka bildirdiğinde, ‹RAB neden başımıza bu büyük felaketi getireceğini bildirdi? Suçumuz ne? Tanrımız RABbe karşı işlediğimiz günah ne?› diye sorarlarsa,

16:11 de ki, ‹Atalarınız beni terk etti› diyor RAB, ‹Başka ilahların ardınca gittiler, onlara kulluk edip taptılar. Beni terk ettiler, Kutsal Yasama uymadılar.

16:12 Sizse atalarınızdan daha çok kötülük yaptınız. Beni dinleyeceğinize, kötü yüreğinizin inadı uyarınca davrandınız.

16:13 Bu yüzden sizi bu ülkeden sizin de atalarınızın da bilmediği bir ülkeye atacağım. Orada gece gündüz başka ilahlara kulluk edeceksiniz, çünkü size lütfetmeyeceğim.›

16:14 ‹‹Artık insanların, ‹İsrail halkını Mısırdan çıkaran RABbin varlığı hakkı için› demeyeceği günler geliyor›› diyor RAB.

16:15 ‹‹Bunun yerine, ‹İsrail halkını kuzey ülkesinden ve sürdüğü bütün öbür ülkelerden geri getiren RABbin varlığı hakkı için› diyecekler. Çünkü atalarına vermiş olduğum topraklara onları geri getireceğim.

16:16 ‹‹Birçok balıkçı çağırmak üzereyim. Onları yakalayacaklar›› diyor RAB, ‹‹Ardından birçok avcı çağıracağım. Her dağın, her tepenin üzerinden, kaya kovuklarından avlayacaklar onları.

16:17 Bütün yaptıklarını görüyorum; hiçbiri benden gizli değil. Günahları da gözümden kaçmıyor.

16:18 İlkin suçlarını, günahlarını iki katıyla onlara ödeteceğim. Çünkü tiksindirici cansız ilahlarıyla ülkemi kirlettiler, mülkümü iğrenç putlarıyla doldurdular.

16:19 ‹‹Ya RAB, sen benim gücüm,
Kalem, sıkıntı gününde sığınağımsın.
Dünyanın dört bucağından
Uluslar sana gelip,
‹Atalarımız yalnız yalanları,
Kendilerine hiçbir yararı olmayan
Değersiz putları miras aldılar› diyecekler,

16:20 ‹İnsan kendine ilah yapar mı?
Onlar ilah değil ki!›

16:21 ‹‹Onun için bu kez onlara
Gücümü, kudretimi tanıtacağım.
O zaman adımın RAB olduğunu anlayacaklar.››

17:1 ‹‹Yahudanın günahı demir kalemle yazıldı;
Yüreklerinin levhaları,
Sunaklarının boynuzları üzerine
Elmas uçlu aletle oyuldu.

17:2 Bol yapraklı her ağacın yanında,
Her yüksek tepedeki sunaklarla,
Aşera putlarıyla
Çocuklarıymış gibi ilgileniyorlar.

17:3 Ey kırdaki dağım, ülkende işlenen günahlar yüzünden
Servetini, bütün hazinelerini
Ve puta tapılan yerlerini bırakacağım, yağmalansın.

17:4 Sana verdiğim mülkü kendi suçunla yitireceksin.
Bilmediğin bir ülkede
Düşmanlarına köle edeceğim seni.
Çünkü öfkemi alevlendirdiniz,
Tutuşup sonsuza dek yanacak.››

17:5 RAB diyor ki,
‹‹İnsana güvenen,
İnsanın gücüne dayanan,
Yüreği RABden uzaklaşan kişi lanetlidir.

17:6 Böylesi bozkırdaki çalı gibidir,
İyilik geldiği zaman görmeyecek;
Kurak çöle,
Kimsenin yaşamadığı tuzlaya yerleşecek.

17:7 ‹‹Ne mutlu RABbe güvenen insana,
Güveni yalnız RAB olana!

17:8 Böylesi su kıyılarına dikilmiş ağaca benzer,
Köklerini akarsulara salar.
Sıcak gelince korkmaz,
Yaprakları hep yeşildir.
Kuraklık yılında kaygılanmaz,
Meyve vermekten geri durmaz.››

17:9 Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez,
Onu kim anlayabilir?

17:10 ‹‹Ben RAB, herkesi davranışlarına,
Yaptıklarının sonucuna göre ödüllendirmek için
Yüreği yoklar, düşünceyi denerim.››

17:11 Yumurtlamadığı yumurtaların üzerinde oturan keklik nasılsa,
Haksız servet edinen kişi de öyledir.
Yaşamının ortasında serveti onu bırakır,
Yaşamının sonunda kendisi aptal çıkar.

17:12 Tapınağımızın yeri
Başlangıçtan yüceltilmiş görkemli bir tahttır.

17:13 Ey İsrailin umudu RAB,
Seni bırakanların hepsi
Utanılacak duruma düşecek.
Sana sırtını dönenler toprağa yazılacak,
Çünkü RABbi, diri su pınarını bıraktılar.

17:14 Şifa ver bana, ya RAB,
O zaman iyi olurum;
Kurtar beni, kurtuluş bulurum,
Çünkü övgüm sensin.

17:15 Bana, ‹‹Hani, RABbin sözü nerede?
Haydi, gelsin yerine bakalım›› deyip duruyorlar.

17:16 Senin hizmetinde çoban olmaktan kaçınmadım,
Felaket gününü de ben istemedim.
Dudaklarımdan çıkan her sözü bilirsin, ya RAB.
O söz zaten senin ağzındaydı.

17:17 Dehşet verme bana,
Felaket gününde sığınağım sensin.

17:18 Bana eziyet edenler utandırılsın,
Ama beni utandırma;
Onları yılgınlığa düşür,
Ama beni düşürme.
Felaket gününü getir üzerlerine,
Onları iki kat yıkımla ez.

17:19 RAB bana şöyle dedi: ‹‹Yahuda krallarının girip çıktığı Halk Kapısına ve Yeruşalimin öbür kapılarına git, orada dur.

17:20 Halka de ki, ‹Ey Yahuda kralları, Yahuda halkı, Yeruşalimde oturup bu kapılardan girenler, RABbin sözünü dinleyin!

17:21 RAB diyor ki, Şabat Günü yük taşımamaya, Yeruşalim kapılarından içeri bir şey sokmamaya dikkat edin.

17:22 Şabat Günü evinizden yük çıkarmayın, hiç iş yapmayın. Atalarınıza buyurduğum gibi Şabat Gününü kutsal sayacaksınız.

17:23 Ne var ki, onlar sözümü dinlemediler, kulak asmadılar. Dikbaşlılık ederek beni dinlemediler, yola gelmek istemediler.

17:24 Beni iyi dinlerseniz, diyor RAB, Şabat Günü bu kentin kapılarından yük taşımayıp hiç iş yapmayarak Şabat Gününü kutsal sayarsanız,

17:25 Davutun tahtında oturan krallarla önderler savaş arabalarına, atlara binip Yahuda halkı ve Yeruşalimde yaşayanlarla birlikte bu kentin kapılarından girecekler. Bu kentte sonsuza dek insanlar yaşayacak.

17:26 Yahuda kentlerinden, Yeruşalim çevresinden, Benyamin topraklarından, Şefeladan, dağlık bölgeden, Negevden gelip RABbin Tapınağına yakmalık sunular, kurbanlar, tahıl sunuları, günnük ve şükran sunuları getirecekler.

17:27 Ancak beni dinlemez, Şabat Günü Yeruşalim kapılarından yük taşıyarak girer, o günü kutsal saymazsanız, kentin kapılarını ateşe vereceğim. Yeruşalim saraylarını yakıp yok edecek, hiç sönmeyecek ateş.› ››

18:1 RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

18:2 ‹‹Kalk, çömlekçinin işliğine git; orada sana sesleneceğim.››

18:3 Bunun üzerine çömlekçinin işliğine gittim. Çark üzerinde çalışıyordu.

18:4 Yaptığı balçıktan kap elinde bozulunca çömlekçi balçığa istediği biçimi vererek başka bir kap yaptı.

18:5 RAB bana yine seslendi:

18:6 ‹‹Bu çömlekçinin yaptığını ben de size yapamaz mıyım, ey İsrail halkı? diyor RAB. Çömlekçinin elinde balçık neyse, siz de benim elimde öylesiniz, ey İsrail halkı!

18:7 Bir ulusun ya da krallığın kökünden söküleceğini, yıkılıp yok edileceğini duyururum da,

18:8 uyardığım ulus kötülüğünden dönerse, başına felaket getirme kararımdan vazgeçerim.

18:9 Öte yandan, bir ulusun ya da krallığın kurulup dikileceğini duyururum da,

18:10 o ulus sözümü dinlemeyip gözümde kötü olanı yaparsa, ona söz verdiğim iyiliği yapmaktan vazgeçerim.

18:11 ‹‹Bu nedenle Yahuda halkıyla Yeruşalimde yaşayanlara de ki, ‹RAB şöyle diyor: İşte size bir felaket tasarlıyor, size karşı bir düzen kuruyorum. Onun için her biriniz kötü yolundan dönsün, yaşantınızı da davranışlarınızı da düzeltin.›

18:12 Ama onlar, ‹Boş ver! Biz kendi tasarlarımızı sürdüreceğiz; her birimiz kötü yüreğinin inadı uyarınca davranacak› diyecekler.››

18:13 Bu yüzden RAB diyor ki,
‹‹Uluslar arasında soruşturun:
Böylesini kim duydu?
Erden kız İsrail
Çok korkunç bir şey yaptı.

18:14 Kayalık bayırlardan
Lübnanın karı hiç eksik olur mu?
Uzaktan akan soğuk sular hiç kesilir mi?

18:15 Oysa halkım beni unuttu,
Değersiz ilahlara buhur yaktı.
Bu ilahlar gidecekleri yollarda,
Eski yollarda sendelemelerine neden oldu;
Onları sapa, bitmemiş yollarda yürüttü.

18:16 Ülkeleri viran edilecek,
Sürekli alay konusu olacak;
Oradan her geçen şaşkın şaşkın
Başını sallayacak.

18:17 Onları düşmanlarının önünde
Doğu rüzgarı gibi dağıtacağım;
Yıkım günü yüzümü değil,
Sırtımı çevireceğim onlara.››

18:18 Bunun üzerine, ‹‹Haydi, Yeremyaya karşı bir düzen kuralım!›› dediler, ‹‹Çünkü yasayı öğretecek kâhin, öğüt verecek bilge, Tanrı sözünü bildirecek peygamber hiç eksik olmayacak. Gelin, ona sözle saldıralım, söylediklerini de dinlemeyelim.››

18:19 Dinle beni, ya RAB,
Beni suçlayanların dediklerini işit!

18:20 İyiliğe karşı kötülük mü yapmalı?
Ama onlar bana çukur kazdılar.
Onlara duyduğun öfkeyi yatıştırmak,
Onların iyiliğini dilemek için
Senin önünde nasıl durduğumu anımsa.

18:21 Bu yüzden çocuklarını kıtlığa ver,
Kılıcın ağzına at.
Karıları çocuksuz, dul kalsın,
Erkeklerini ölüm alıp götürsün,
Gençleri savaşta kılıçtan geçirilsin.

18:22 Sen üzerlerine ansızın akıncılar gönderdiğinde,
Evlerinden çığlıklar duyulsun.
Çünkü beni yakalamak için çukur kazdılar,
Ayaklarıma gizli tuzak kurdular.

18:23 Beni öldürmek için kurdukları düzenlerin hepsini
Biliyorsun, ya RAB.
Bağışlama suçlarını,
Günahlarını önünden silme.
Yığılıp kalsınlar senin önünde.
Öfkeliyken uğraş onlarla.

19:1 RAB bana şöyle dedi: ‹‹Git, çömlekçiden bir çömlek satın al. Halkın ve kâhinlerin ileri gelenlerinden birkaçını yanına alıp

19:2 Harsit Kapısına yakın Ben-Hinnom Vadisine git. Sana söyleyeceklerimi orada duyur.

19:3 De ki, ‹RABbin sözünü dinleyin, ey Yahuda kralları ve Yeruşalimde yaşayanlar! İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: Dinleyin! Buraya, her duyanı şaşkına çevirecek bir felaket göndermek üzereyim.

19:4 Çünkü beni terk ettiler, burayı yabancı bir ülke haline getirdiler. Kendilerinin de atalarıyla Yahuda krallarının da tanımadığı başka ilahlara burada buhur yaktılar, burayı döktükleri suçsuz kanıyla doldurdular.

19:5 Çocuklarını ateşte Baala kurban etmek için tapınma yerleri kurdular. Böyle bir şey ne buyurdum ne sözünü ettim ne de aklımdan geçirdim.

19:6 Bundan ötürü buranın artık Tofet ya da Ben-Hinnom Vadisi değil, Kıyım Vadisi diye anılacağı günler geliyor, diyor RAB.

19:7 Yahuda ve Yeruşalimin tasarılarını burada boşa çıkaracağım. Onları canlarına susayanların eline verecek, düşmanlarının önünde kılıçla düşüreceğim. Cesetlerini yem olarak yırtıcı kuşlara, yabanıl hayvanlara vereceğim.

19:8 Bu kenti viraneye çevirecek, alay konusu edeceğim; oradan her geçen şaşkın şaşkın bakıp başına gelen belalardan ötürü onunla alay edecek.

19:9 Onlara oğullarının, kızlarının etini yedireceğim. Canlarına susamış düşmanları onları kuşattığında sıkıntıdan birbirlerini yiyecekler.›

19:10 ‹‹O zaman seninle gidenlerin önünde çömleği kır

19:11 ve onlara de ki, ‹Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: Çömlekçinin çömleği nasıl kırılıp bir daha onarılamazsa, ben de bu halkı ve bu kenti öyle kıracağım. Ölüleri yer kalmayana dek Tofette gömecekler.

19:12 Bu kente de içinde yaşayanlara da böyle davranacağım, diyor RAB. Bu kenti Tofet gibi yapacağım.

19:13 Yeruşalimin evleri de Yahuda krallarının sarayları da Tofet gibi kirli sayılacak. Çünkü bu evlerin damlarında gök cisimlerine buhur yaktılar, başka ilahlara dökmelik sunular sundular.› ››

19:14 Peygamberlik etmesi için RABbin Tofete gönderdiği Yeremya oradan döndü. RABbin Tapınağının avlusunda durup halka şöyle dedi:

19:15 ‹‹İsrail'in Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹İşte bu kente ve çevresindeki köylere sözünü ettiğim bütün felaketleri getireceğim. Çünkü dikbaşlılık edip sözümü dinlemediler.› ››

20:1 RABbin Tapınağının baş görevlisi İmmer oğlu Kâhin Paşhur, Yeremyanın böyle peygamberlik ettiğini duyunca,

20:2 onun dövülüp RABbin Tapınağının Yukarı Benyamin Kapısındaki tomruğa vurulmasını buyurdu.

20:3 Ertesi gün Paşhur kendisini tomruktan salıverince, Yeremya ona, ‹‹RAB sana Paşhur değil, Magor-Missaviv adını verdi›› dedi,

20:4 ‹‹RAB diyor ki, ‹Seni de dostlarını da yıldıracağım. Dostlarının düşman kılıcıyla düştüğünü gözlerinle göreceksin. Bütün Yahudayı Babil Kralının eline teslim edeceğim; onları Babile sürecek ya da kılıçtan geçirecek.

20:5 Bu kentin bütün zenginliğini -ürününü, değerli eşyalarını, Yahuda krallarının hazinelerini- düşmanlarının eline vereceğim. Hepsini yağmalayıp Babile götürecekler.

20:6 Sana gelince, ey Paşhur, sen de evinde yaşayanların hepsi de Babile sürüleceksiniz. Sen de kendilerine yalan peygamberlik ettiğin bütün dostların da orada ölüp gömüleceksiniz.› ›› gelir. Aynı ifade 20:10da da geçer.

20:7 Beni kandırdın, ya RAB,
Ben de kandım.
Bana üstün geldin, beni yendin.
Bütün gün alay konusu oluyorum,
Herkes benimle eğleniyor.

20:8 Çünkü konuştukça feryat ediyor,
Şiddet diye, yıkım diye haykırıyorum.
RABbin sözü yüzünden bütün gün yeriliyor,
Gülünç duruma düşüyorum.

20:9 ‹‹Bir daha onu anmayacak,
Onun adına konuşmayacağım›› desem,
Sözü kemiklerimin içine hapsedilmiş,
Yüreğimde yanan bir ateş sanki.
Onu içimde tutmaktan yoruldum,
Yapamıyorum artık.

20:10 Birçoğunun, ‹‹Her yer dehşet içinde!
Suçlayın! Suçlayalım onu!›› diye fısıldaştığını duydum.
Bütün güvendiğim insanlar düşmemi gözlüyor,
‹‹Belki kanar, onu yeneriz,
Sonra da öcümüzü alırız›› diyorlar.

20:11 Ama RAB güçlü bir savaşçı gibi benimledir.
Bu yüzden bana eziyet edenler tökezleyecek,
Üstün gelemeyecek,
Başarısızlığa uğrayıp büyük utanca düşecekler;
Onursuzlukları sonsuza dek unutulmayacak.

20:12 Ey doğru kişiyi sınayan,
Yüreği ve düşünceyi gören Her Şeye Egemen RAB!
Davamı senin eline bırakıyorum.
Onlardan alacağın öcü göreyim!

20:13 Ezgiler okuyun RABbe!
Övün RABbi!
Çünkü yoksulun canını kötülerin elinden O kurtardı.

20:14 Lanet olsun doğduğum güne!
Kutlu olmasın annemin beni doğurduğu gün!

20:15 ‹‹Bir oğlun oldu!›› diyerek babama haber getiren,
Onu sevince boğan adama lanet olsun!

20:16 RABbin acımadan yerle bir ettiği
Kentler gibi olsun o adam!
Sabah feryatlar,
Öğlen savaş naraları duysun!

20:17 Çünkü beni annemin rahminde öldürmedi;
Annem mezarım olur,
Rahmi hep gebe kalırdı.

20:18 Neden ana rahminden çıktım?
Dert, üzüntü görmek,
Ömrümü utanç içinde geçirmek için mi?

21:1 Kral Sidkiya Malkiya oğlu Paşhurla Maaseya oğlu Kâhin Sefanyayı Yeremyaya gönderince, RAB Yeremyaya seslendi. Paşhurla Sefanya ona şöyle demişti:

21:2 ‹‹Lütfen bizim için RABbe danış. Çünkü Babil Kralı Nebukadnessar bize saldırıyor. Belki RAB bizim için şaşılacak işlerinden birini yapar da Nebukadnessar ülkemizden çekilir.››

21:3 Yeremya şu karşılığı verdi: ‹‹Sidkiyaya deyin ki,

21:4 ‹İsrailin Tanrısı RAB şöyle diyor: Surların dışında sizi kuşatan Babil Kralı ve Kildanilerle savaşmakta kullandığınız silahları size karşı çevireceğim; hepsini bu kentin ortasına toplayacağım.

21:5 Ben de elimi size karşı kaldıracağım; kudretle, kızgınlıkla, gazapla, büyük öfkeyle sizinle savaşacağım.

21:6 Bu kentte yaşayanları yok edeceğim; insan da, hayvan da korkunç bir salgın hastalıktan ölecek.

21:7 Ondan sonra da, diyor RAB, Yahuda Kralı Sidkiyayla görevlilerini, bu kentte salgından, kılıçtan, kıtlıktan sağ çıkan halkı Babil Kralı Nebukadnessarın ve canlarına susamış düşmanlarının eline teslim edeceğim. Hepsini kılıçtan geçirecek, canlarını bağışlamayacak, merhamet etmeyecek, acımayacak.›

21:8 ‹‹Bunun yanısıra halka şunları da söyle: ‹RAB diyor ki: İşte yaşama giden yolu da ölüme giden yolu da önünüze koyuyorum.

21:9 Bu kentte kalan kılıçtan, kıtlıktan, salgından ölecek; dışarı çıkıp kenti kuşatan Kildanilere teslim olansa yaşayacak, hiç değilse canını kurtarmış olacak.

21:10 Bu kente iyilik değil, kötülük etmeye karar verdim, diyor RAB. Bu kenti Babil Kralı ele geçirip ateşe verecek.› ››

21:11 ‹‹Yahuda Kralının ailesine de ki, ‹RABbin sözünü dinleyin:

21:12 RAB şöyle diyor, ey Davut soyu: ‹‹ ‹Her sabah adaleti uygulayın,
Soyguna uğramış kişiyi zorbanın elinden kurtarın.
Yoksa yaptığınız kötülük yüzünden
Öfkem ateş gibi tutuşup yanacak,
Söndüren olmayacak.

21:13 Ey vadinin üstünde,
Kayalık ovada oturan Yeruşalim,
Sana karşıyım diyor RAB,
Siz ki, kim bize saldırabilir?
Sığınağımıza kim girebilir, diyorsunuz.

21:14 Sizi yaptıklarınıza göre cezalandıracağım, diyor RAB.
Bütün çevresini yakıp yok edecek
Bir ateş tutuşturacağım kentin ormanında.› ››

22:1 RAB bana dedi ki, ‹‹Yahuda Kralının sarayına gidip şu haberi bildir:

22:2 ‹RABbin sözünü dinleyin, ey Davutun tahtında oturan Yahuda Kralıyla görevlileri ve bu kapılardan giren halk!

22:3 RAB diyor ki: Adil ve doğru olanı yapın. Soyguna uğrayanı zorbanın elinden kurtarın. Yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmeyin, şiddete başvurmayın. Burada suçsuz kanı dökmeyin.

22:4 Bu buyrukları özenle yerine getirirseniz, Davutun tahtında oturan krallar savaş arabalarıyla, atlarıyla bu sarayın kapılarından girecekler; görevlileriyle halkları da onları izleyecek.

22:5 Ancak bu buyruklara uymazsanız, diyor RAB, adım üzerine ant içerim ki, bu saray viraneye dönecek.› ››

22:6 Çünkü Yahuda Kralının sarayı için RAB diyor ki, ‹‹Sen benim için Gilat gibisin,
Lübnanın doruğu gibi.
Ama hiç kuşkun olmasın, seni çöle döndürecek,
Kimsenin yaşamadığı kentlere çevireceğim.

22:7 Eli silahlı yok ediciler görevlendireceğim sana karşı.
En iyi sedir ağaçlarını kesecek,
Ateşe atacaklar.

22:8 ‹‹Bu kentten geçen birçok ulus birbirlerine, ‹RAB bu büyük kente neden bunu yaptı?› diye soracaklar.

22:9 ‹‹Yanıt şöyle olacak: ‹Çünkü Tanrıları RABbin antlaşmasını bıraktılar, başka ilahlara tapıp kulluk ettiler.› ››

22:10 Ölen için ağlamayın, yasa bürünmeyin;
Ancak sürgüne giden için ağlayın acı acı.
Çünkü bir daha dönmeyecek,
Anayurdunu görmeyecek.

22:11 Babası Yoşiyanın yerine Yahuda Kralı olan ve buradan çıkıp giden Yoşiya oğlu Şallumfö için RAB diyor ki, ‹‹Bir daha dönmeyecek buraya.

22:12 Sürgüne gönderildiği yerde ölecek, bir daha bu ülkeyi görmeyecek.›› 30).

22:13 ‹‹Sarayını haksızlıkla,
Yukarı odalarını adaletsizlikle yapan,
Komşusunu parasız çalıştıran,
Ücretini ödemeyen adamın vay başına!

22:14 ‹Kendim için yukarı odaları havadar,
Geniş bir saray yapacağım› diyenin vay başına!
Sarayına büyük pencereler açar,
Sedir ağacıyla kaplar,
Kırmızıya boyar.

22:15 ‹‹Bol bol sedir ağacı kullandın diye
Kral mı oldun sanırsın?
Baban doyasıya yiyip içti,
Ama iyi ve doğru olanı yaptı;
Onun için de işleri iyi gitti.

22:16 Ezilenin, yoksulun davasını savundu,
Onun için de işleri iyi gitti.
Beni tanımak bu değil midir?›› diyor RAB.

22:17 ‹‹Seninse gözlerin de yüreğin de yalnız kazanca,
Suçsuz kanı dökmeye,
Baskı, zorbalık yapmaya yönelik.››

22:18 Bu yüzden RAB Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakim için diyor ki, ‹‹Onun için kimse, ‹Ah kardeşim!
Vah kızkardeşim!› diye dövünmeyecek.
Onun için kimse, ‹Ah efendim!
Vah onun görkemi!› diye dövünmeyecek.

22:19 Sürüklenip Yeruşalim kapılarından dışarı atılacak,
Eşek gömülür gibi gömülecek o.››

22:20 ‹‹Lübnana git, feryat et,
Sesin Başandan duyulsun,
Haykır Avarimden,
Çünkü bütün oynaşların ezildi.

22:21 Kendini güvenlikte sandığında seni uyardım.
Ama, ‹Dinlemem› dedin.
Gençliğinden bu yana böyleydi tutumun,
Sözümü hiç dinlemedin.

22:22 Rüzgar bütün çobanlarını alıp götürecek,
Oynaşların sürgüne gidecek.
İşte o zaman yaptığın kötülükler yüzünden
Utanacak, aşağılanacaksın.

22:23 Ey sen, Lübnanda yaşayan,
Yuvasını sedir ağacından kuran adam!
Sana doğuran kadın gibi acılar, sancılar geldiğinde,
Nasıl da inleyeceksin!›› sanılıyor. Masoretik metin ‹‹Acınacaksın››.

22:24 ‹‹Varlığım hakkı için derim ki›› diyor RAB, ‹‹Ey Yahuda Kralı Yehoyakim oğlu Yehoyakin, sağ elimdeki mühür yüzüğü olsan bile, çıkarıp atardım seni.

22:25 Seni can düşmanlarının, korktuğun kişilerin, Babil Kralı Nebukadnessarla Kildanilerin eline teslim edeceğim.

22:26 Seni de seni doğuran anneni de doğmadığınız bir ülkeye atacağım; orada öleceksiniz.

22:27 Dönmeye can attığınız ülkeye bir daha dönemeyeceksiniz.››

22:28 Bu mu Yehoyakin? Bu hor görülmüş kırık çömlek,
Kimsenin istemediği kap?
Neden kendisi de çocukları da
Bilmedikleri bir ülkeye atıldılar?

22:29 Ülke, ey ülke,
RABbin sözünü dinle, ey ülke!

22:30 RAB diyor ki,
‹‹Bu adamı çocuksuz,
Ömrünce başarısız biri olarak yazın.
Çünkü soyundan gelen hiç kimse başarılı olmayacak,
Soyundan gelen hiç kimse
Davut'un tahtında oturamayacak,
Yahuda'da bir daha krallık etmeyecek.››

23:1 ‹‹Otlağımın koyunlarını yok edip dağıtan çobanların vay başına!›› diyor RAB.

23:2 Halkımı güden çobanlar için İsrailin Tanrısı RAB şöyle diyor: ‹‹Sürümü dağıtıp sürdünüz, onlarla ilgilenmediniz. Şimdi ben sizinle ilgileneceğim, yaptığınız kötülük yüzünden sizi cezalandıracağım.›› RAB böyle diyor.

23:3 ‹‹Sürmüş olduğum bütün ülkelerden sürümün sağ kalanlarını toplayıp otlaklarına geri getireceğim; orada verimli olup çoğalacaklar.

23:4 Onları güdecek çobanlar koyacağım başlarına. Bundan böyle korkmayacak, yılgınlığa düşmeyecekler. Bir tanesi bile eksilmeyecek›› diyor RAB.

23:5 ‹‹İşte Davut için doğru bir dal
Çıkaracağım günler geliyor›› diyor RAB.
‹‹Bu kral bilgece egemenlik sürecek,
Ülkede adil ve doğru olanı yapacak.

23:6 Onun döneminde Yahuda kurtulacak,
İsrail güvenlik içinde yaşayacak.
O, ‹Yahve sidkenufş› adıyla anılacak.

23:7 ‹‹Artık insanların, ‹İsrail halkını Mısırdan çıkaran RABbin varlığı hakkı için› demeyecekleri günler geliyor›› diyor RAB.

23:8 ‹‹Bunun yerine, ‹İsrail soyunu kuzey ülkesinden ve sürdüğü bütün öbür ülkelerden geri getiren RABbin varlığı hakkı için› diyecekler. Böylece kendi topraklarında yaşayacaklar.››

23:9 Peygamberlere gelince,
Yüreğim paramparça,
Bütün kemiklerim titriyor.
RABbin yüzünden,
Onun kutsal sözleri yüzünden
Sarhoş gibi,
Şaraba yenik düşen bir adam gibiyim.

23:10 Çünkü ülke zina edenlerle dolu,
Lanet yüzünden yas tutuyor.
Otlaklar kurumuş.
İzledikleri yol kötü,
Güçlerini haksızca kullanıyorlar.

23:11 ‹‹Peygamber de kâhin de tanrısız;
Tapınağımda bile kötülüklerini gördüm›› diyor RAB.

23:12 ‹‹Bu yüzden izledikleri yol
Onlar için kaygan olacak;
Karanlığa sürülecek,
Orada tökezleyip düşecekler.
Çünkü cezalandırılacakları yıl
Başlarına felaket getireceğim›› diyor RAB.

23:13 ‹‹Samiriye peygamberleri arasında
Şu iğrençliği gördüm:
Baal adına peygamberlik ederek
Halkım İsraili baştan çıkarıyorlar.

23:14 Yeruşalim peygamberleri arasında
Şu korkunç şeyi gördüm:
Zina ediyorlar, yalan peşindeler.
Kötülük edenleri güçlendirdiklerinden,
Kimse kötülüğünden dönmüyor.
Benim için hepsi Sodom gibi,
Yeruşalim halkı Gomora gibi oldu.››

23:15 Bu nedenle Her Şeye Egemen RAB peygamberler için şöyle diyor: ‹‹Onlara pelinotu yedirecek,
Zehirli su içireceğim.
Çünkü Yeruşalim peygamberleri
Tanrısızlığın bütün ülkeye yayılmasına neden oldular.››

23:16 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Size peygamberlik eden peygamberlerin
Dediklerine kulak asmayın,
Onlar sizi aldatıyor.
RABbin ağzından çıkanları değil,
Kendi hayal ettikleri görümleri anlatıyorlar.

23:17 Beni küçümseyenlere sürekli,
‹RAB diyor ki: Size esenlik olacak!› diyorlar.
Yüreklerinin inatçılığı doğrultusunda davrananlara,
‹Başınıza felaket gelmeyecek› diyorlar.

23:18 RABbin sözünü duyup anlamak için
RABbin meclisinde kim bulundu ki?
Onun sözüne kulak verip duyan kim?

23:19 İşte, RABbin fırtınası öfkeyle kopacak,
Kasırgası döne döne kötülerin başına patlayacak.

23:20 Aklının tasarladığını tümüyle yapana dek
RABbin öfkesi dinmeyecek.
Son günlerde açıkça anlayacaksınız bunu.

23:21 Bu peygamberleri ben göndermedim,
Ama çabucak ortaya çıktılar.
Onlara hiç seslenmedim,
Yine de peygamberlik ettiler.

23:22 Ama meclisimde dursalardı,
Sözlerimi halkıma bildirir,
Onları kötü yollarından ve davranışlarından
Döndürürlerdi.

23:23 Ben yalnızca yakındaki Tanrı mıyım?
Uzaktaki Tanrı da değil miyim?›› diyor RAB,

23:24 ‹‹Kim gizli yere saklanır da
Onu görmem?›› diyor RAB,
‹‹Yeri göğü doldurmuyor muyum?›› diyor RAB.

23:25 ‹‹Adımla yalancı peygamberlik edenlerin ne dediklerini duydum. ‹Bir düş gördüm! Bir düş!› diyorlar.

23:26 Kafalarından uydurdukları hileleri aktaran bu yalancı peygamberler ne zamana dek sürdürecekler bunu?

23:27 Ataları nasıl Baal yüzünden adımı unuttuysa, onlar da birbirlerine düşlerini anlatarak halkıma adımı unutturmayı tasarlıyorlar.

23:28 Düşü olan peygamber düşünü anlatsın; ama sözümü alan onu sadakatle bildirsin. Buğdayın yanında saman nedir ki?›› diyor RAB.

23:29 ‹‹Benim sözüm ateş gibi değil mi? Kayaları paramparça eden balyoz gibi değil mi?›› RAB böyle diyor.

23:30 ‹‹İşte bunun için sözlerimi birbirlerinden çalan peygamberlere karşıyım›› diyor RAB.

23:31 ‹‹Evet, kendi sözlerini söyleyip, ‹RAB böyle diyor› diyen peygamberlere karşıyım›› diyor RAB.

23:32 ‹‹Uydurma düşler gören peygamberlere karşıyım›› diyor RAB. ‹‹Bu düşleri anlatıyor, yalanlarla, boş övünmelerle halkımı baştan çıkarıyorlar. Ben onları ne gönderdim, ne de atadım. Bu halka hiç mi hiç yararları yok›› diyor RAB.

23:33 ‹‹Halktan biri, bir peygamber ya da kâhin, ‹RABbin bildirisi nedir?› diye sorarsa, ‹Ne bildirisi?› diye karşılık vereceksin. Sizi başımdan atacağım›› diyor RAB.

23:34 ‹‹Eğer bir peygamber, kâhin ya da başka biri, ‹Bu RABbin bildirisidir› derse, onu da ailesini de cezalandıracağım.

23:35 Her biriniz komşunuza ve kardeşinize, ‹RAB ne yanıt verdi?› ya da, ‹RAB ne söyledi?› demelisiniz.

23:36 Bundan böyle, ‹RABbin bildirisi› lafını ağzınıza almayacaksınız. Herkesin sözü kendi bildirisi olacak. Yaşayan Tanrının, Her Şeye Egemen RABbin, Tanrımızın sözlerini çarpıtıyorsunuz siz.

23:37 Bir peygambere, ‹RAB sana ne yanıt verdi?› ya da, ‹RAB ne söyledi?› demelisiniz.

23:38 Ama, ‹RABbin bildirisidir› derseniz, RAB diyor ki, ‹RABbin bildirisidir› diyorsunuz. Oysa, ‹RABbin bildirisidir› demeyeceksiniz diye sizi uyarmıştım.

23:39 Bu yüzden sizi büsbütün unutacağım, sizi de size ve atalarınıza verdiğim kenti de önümden söküp atacağım.

23:40 Sizi hiç unutulmayacak bir utanca düşürecek, sürekli alay konusu edeceğim.››

24:1 Babil Kralı Nebukadnessar Yahuda Kralı Yehoyakim oğlu Yehoyakinle Yahuda önderlerini, zanaatçıları, demircileri Yeruşalimden Babile sürdükten sonra, RAB bana tapınağının önüne konmuş iki sepet incir gösterdi.

24:2 Sepetlerin birinde ilk ürüne benzer çok iyi incirler vardı; ötekindeyse çok kötü, yenmeyecek kadar çürük incirler vardı.

24:3 RAB, ‹‹Yeremya, ne görüyorsun?›› diye sordu. ‹‹İncir›› diye yanıtladım, ‹‹İyi incirler çok iyi, öbürleriyse çok kötü, yenmeyecek kadar çürük.››

24:4 Bunun üzerine RAB bana şöyle seslendi:

24:5 ‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki, ‹Buradan Kildan ülkesine sürgüne gönderdiğim Yahuda sürgünlerini bu iyi incirler gibi iyi sayacağım.

24:6 İyilik bulmaları için onları gözetecek, bu ülkeye geri getireceğim. Onları bina edeceğim, yıkmayacağım; onları dikeceğim, kökünden sökmeyeceğim.

24:7 Benim RAB olduğumu anlayacak bir yürek vereceğim onlara. Onlar benim halkım olacaklar, ben de onların Tanrısı olacağım. Çünkü bütün yürekleriyle bana dönecekler.

24:8 ‹‹ ‹Ama Yahuda Kralı Sidkiyayla önderlerini, Yeruşalimden sağ çıkıp da bu ülkede ya da Mısırda yaşayanları yenmeyecek kadar çürük incir gibi yapacağım› diyor RAB,

24:9 ‹Onları bütün ülkelerin gözünde iğrenç, korkunç bir duruma düşüreceğim. Onları sürdüğüm her yerde ayıplanacak, ibret olacak, alaya alınacak, lanetlenecekler.

24:10 Kendilerine ve atalarına verdiğim topraktan yok olana dek üzerlerine kılıç, kıtlık, salgın hastalık salacağım.› ››

25:1 Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakimin döneminin dördüncü yılında, RAB Yahuda halkıyla ilgili olarak Yeremyaya seslendi. Nebukadnessarın Babil Kralı oluşunun birinci yılıydı bu.

25:2 Peygamber Yeremya Yahuda halkına ve Yeruşalimde yaşayanlara RABbin sözünü aktararak şöyle dedi:

25:3 Yirmi üç yıldır, Yahuda Kralı Amon oğlu Yoşiyanın döneminin on üçüncü yılından bugüne dek, RAB bana sesleniyor. Ben de RABbin sözünü defalarca size aktardım, ama dinlemediniz.

25:4 RAB peygamber kullarını defalarca size gönderdi, ama dinlemediniz, kulak asmadınız.

25:5 Sizi uyardılar, ‹‹Şimdi herkes kötü yolundan, kötü işlerinden dönsün ki, RABbin sonsuza dek size ve atalarınıza verdiği toprakta yaşayasınız›› dediler,

25:6 ‹‹Kulluk etmek, tapınmak için başka ilahların ardınca gitmeyin; elinizle yaptığınız putlarla beni öfkelendirmeyin ki, ben de size zarar vermeyeyim.››

25:7 ‹‹Ama beni dinlemediniz›› diyor RAB, ‹‹Sonuç olarak elinizle yaptığınız putlarla beni öfkelendirip kendinizi zarara soktunuz.››

25:8 Bunun için Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹‹Madem sözlerimi dinlemediniz,

25:9 ben de bütün kuzeydeki halkları ve kulum Babil Kralı Nebukadnessarı çağırtacağım›› diyor RAB, ‹‹Onları bu ülkeye de burada yaşayanlarla çevresindeki bütün uluslara da karşı getireceğim. Bu halkı tamamen yok edeceğim, ülkelerini dehşet ve alay konusu edip sonsuz bir viraneye çevireceğim.

25:10 Sevinç ve neşe sesini, gelin güvey sesini, değirmen taşlarının sesini, kandil ışığını onlardan uzaklaştıracağım.

25:11 Bütün ülke bir virane, dehşet verici bir yer olacak. Bu uluslar Babil Kralına yetmiş yıl kulluk edecekler.

25:12 ‹‹Ama yetmiş yıl dolunca›› diyor RAB, ‹‹Suçları yüzünden Babil Kralıyla ulusunu, Kildan ülkesini cezalandıracak, sonsuz bir viranelik haline getireceğim.

25:13 O ülke için söylediklerimin hepsini, Yeremyanın uluslara ettiği bu kitapta yazılı bütün peygamberlik sözlerini ülkenin başına getireceğim.

25:14 Pek çok ulus, büyük krallar onları köle edinecek. Yaptıklarına ve ellerinden çıkan işe göre karşılık vereceğim onlara.››

25:15 İsrailin Tanrısı RAB bana şöyle dedi: ‹‹Elimdeki öfke şarabıyla dolu kâseyi al, seni göndereceğim bütün uluslara içir.

25:16 Şarabı içince sendeleyecek, üzerlerine göndereceğim kılıç yüzünden çıldıracaklar.››

25:17 Böylece kâseyi RABbin elinden alıp beni gönderdiği bütün uluslara içirdim:

25:18 Bugün olduğu gibi viranelik, dehşet ve alay konusu, lanetlik olsunlar diye Yeruşalime, Yahuda kentlerine, krallarıyla önderlerine;

25:19 Firavunla görevlilerine, önderlerine ve halkına,

25:20 Mısırda yaşayan bütün yabancılara; Ûs krallarına, Filist krallarına -Aşkelona, Gazzeye, Ekrona, Aşdottan sağ kalanlara-

25:21 Edoma, Moava, Ammona;

25:22 bütün Sur ve Sayda krallarına, deniz aşırı ülkelerin krallarına;

25:23 Dedana, Temaya, Bûza, zülüflerini kesen bütün halklara;

25:24 Arabistan krallarına, çölde yaşayan yabancı halkın krallarına;

25:25 Zimri, Elam, Med krallarına;

25:26 sırasıyla uzak yakın bütün kuzey krallarına, yeryüzündeki bütün ulusların krallarına içirdim. Hepsinden sonra Şeşak Kralı da içecektir.

25:27 ‹‹Sonra onlara de ki, ‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: Üzerinize salacağım kılıç yüzünden sarhoş olana dek için, kusun, düşüp kalkmayın.›

25:28 Eğer kâseyi elinden alır, içmek istemezlerse, de ki, ‹Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: Kesinlikle içeceksiniz!

25:29 Bana ait olan kentin üzerine felaket getirmeye başlıyorum. Cezasız kalacağınızı mı sanıyorsunuz? Sizi cezasız bırakmayacağım. İşte dünyada yaşayan herkesin üzerine kılıcı çağırıyorum. Her Şeye Egemen RAB böyle diyor.›

25:30 ‹‹Bütün bu peygamberlik sözlerini onlara ilet: ‹‹ ‹Yükseklerden kükreyecek RAB,
Kutsal konutundan gürleyecek,
Ağılına şiddetle kükreyecek.
Dünyada yaşayanların tümüne
Üzüm ezenler gibi bağıracak.

25:31 Gürültü yeryüzünün dört yanında yankılanacak.
Çünkü RAB uluslara dava açacak;
Herkesi yargılayacak
Ve kötüleri kılıca teslim edecek› ›› diyor RAB.

25:32 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹İşte felaket ulustan ulusa yayılıyor!
Dünyanın dört bucağından büyük kasırga kopuyor.››

25:33 O gün RAB dünyayı bir uçtan bir uca öldürülenlerle dolduracak. Onlar için yas tutulmayacak, toplanıp gömülmeyecekler. Toprağın üzerinde gübre gibi kalacaklar.

25:34 Haykırın, ey çobanlar,
Acı acı bağırın!
Toprakta yuvarlanın, ey sürü başları!
Çünkü boğazlanma zamanınız doldu,
Değerli bir kap gibi düşüp parçalanacaksınız.

25:35 Çobanlar kaçamayacak,
Sürü başları kurtulamayacak!

25:36 Duy çobanların haykırışını,
Sürü başlarının bağırışını!
RAB onların otlaklarını yok ediyor.

25:37 RABbin kızgın öfkesi yüzünden
Güvenlikte oldukları ağıllar yok oldu.

25:38 İnini terk eden genç aslan gibi,
RAB inini bıraktı.
Zorbanın kılıcı
Ve RAB'bin kızgın öfkesi yüzünden
Ülkeleri viraneye döndü.

26:1 Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakimin krallığının başlangıcında RAB şöyle seslendi:

26:2 ‹‹RAB diyor ki, RABbin Tapınağının avlusunda dur, tapınmak için Yahuda kentlerinden oraya gelen herkese seslen. Sana buyurduğum her şeyi tek söz eksiltmeden onlara bildir.

26:3 Belki dinler de kötü yollarından dönerler. O zaman ben de yaptıkları kötülükler yüzünden başlarına getirmeyi tasarladığım felaketten vazgeçerim.

26:4 Onlara de ki, ‹RAB şöyle diyor: Size verdiğim yasa uyarınca yürümez, beni dinlemez,

26:5 size defalarca gönderdiğim kullarım peygamberlerin sözlerine kulak vermezseniz, ki kulak vermiyorsunuz,

26:6 bu tapınağa Şilodakine yaptığımın aynısını yapar, bu kenti bütün dünya ulusları arasında lanetlik ederim.› ››

26:7 Kâhinler, peygamberler ve bütün halk Yeremyanın RABbin Tapınağında söylediği bu sözleri duydular.

26:8 Yeremya Tanrının halka iletmesini buyurduğu sözleri bitirince, kâhinlerle peygamberler ve halk onu yakalayıp, ‹‹Ölmen gerek!›› dediler,

26:9 ‹‹Neden bu tapınak Şilodaki gibi olacak, bu kent de içinde kimsenin yaşamayacağı bir viraneye dönecek diyerek RABbin adıyla peygamberlik ediyorsun?›› Bütün halk RABbin Tapınağında Yeremyanın çevresinde toplanmıştı.

26:10 Yahuda önderleri olup bitenleri duyunca, saraydan RABbin Tapınağına gidip tapınağın Yeni Kapı girişinde yerlerini aldılar.

26:11 Bunun üzerine kâhinlerle peygamberler, önderlere ve halka, ‹‹Bu adam ölüm cezasına çarptırılmalı›› dediler, ‹‹Çünkü bu kente karşı peygamberlik etti. Kendi kulaklarınızla işittiniz bunu.››

26:12 Bunun üzerine Yeremya önderlerle halka, ‹‹Bu tapınağa ve kente karşı işittiğiniz peygamberlik sözlerini iletmem için beni RAB gönderdi›› dedi,

26:13 ‹‹Şimdi yollarınızı, davranışlarınızı düzeltin, Tanrınız RABbin sözüne kulak verin. O zaman RAB başınıza getireceğini söylediği felaketten vazgeçecek.

26:14 Bana gelince, işte elinizdeyim! Gözünüzde iyi ve doğru olan neyse, bana öyle yapın.

26:15 Ancak şunu kesinlikle bilin ki, eğer beni öldürürseniz, siz de bu kent ve içinde yaşayanlar da suçsuz birinin kanını dökmekten sorumlu tutulacaksınız. Çünkü bütün bu sözleri bildirmem için beni gerçekten RAB size gönderdi.››

26:16 Bunun üzerine önderlerle halk, kâhinlerle peygamberlere, ‹‹Bu adam ölüm cezasına çarptırılmamalı›› dediler, ‹‹Çünkü bizimle Tanrımız RABbin adına konuştu.››

26:17 Halkın ileri gelenlerinden birkaçı öne çıkıp orada toplanmış halka,

26:18 ‹‹Moreşetli Mika Yahuda Kralı Hizkiya döneminde peygamberlik etti›› dediler, ‹‹Yahuda halkına dedi ki, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor, ‹‹ ‹Siyon tarla gibi sürülecek,
Taş yığınına dönecek Yeruşalim,
Tapınağın kurulduğu dağ
Çalılarla kaplanacak.›

26:19 ‹‹Yahuda Kralı Hizkiya ya da Yahuda halkından biri onu öldürdü mü? Bunun yerine Hizkiya RABden korkarak Onun lütfunu diledi. RAB de onlara bildirdiği felaketten vazgeçti. Bizse, üzerimize büyük bir yıkım getirmek üzereyiz.››

26:20 Kiryat-Yearimli Şemaya oğlu Uriya adında peygamberlik eden bir adam daha vardı. Tıpkı Yeremya gibi o da RABbin adına bu kente ve ülkeye karşı peygamberlik etti.

26:21 Kral Yehoyakimle askerleri ve komutanları Uriyanın sözlerini duydular. Kral onu öldürmek istedi. Bunu duyan Uriya korkuya kapılarak kaçıp Mısıra gitti.

26:22 Bunun üzerine Kral Yehoyakim peşinden adamlarını -Akbor oğlu Elnatanla başkalarını- Mısıra gönderdi.

26:23 Uriyayı Mısırdan çıkarıp Kral Yehoyakime getirdiler. Kral onu kılıçla öldürtüp cesedini sıradan halk mezarlığına attırdı.

26:24 Ancak Şafan oğlu Ahikam Yeremya'yı korudu. Böylece Yeremya öldürülmek üzere halkın eline teslim edilmedi.

27:1 Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Sidkiyanın krallığının başlangıcında RAB Yeremyaya seslendi:

27:2 RAB bana dedi ki, ‹‹Kendine sırımla bağlanmış tahta bir boyunduruk yap, boynuna geçir.

27:3 Sonra Yeruşalime, Yahuda Kralı Sidkiyaya gelen ulaklar aracılığıyla Edom, Moav, Ammon, Sur ve Sayda krallarına haber gönder.

27:4 Efendilerine şunu bildirmelerini buyur: İsrailin Tanrısı Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Efendilerinize söyleyin:

27:5 Yeryüzünü de üstünde yaşayan insanlarla hayvanları da büyük gücümle, kudretli elimle ben yarattım. Onu uygun gördüğüm kişiye veririm.

27:6 Şimdi bütün bu ülkeleri Babil Kralı kulum Nebukadnessara vereceğim. Yabanıl hayvanları da kulluk etsinler diye ona vereceğim.

27:7 Ülkesi için saptanan zaman gelinceye dek bütün uluslar ona, oğluna, torununa kulluk edecek. Sonra birçok ulus, büyük krallar onu köle edecekler.

27:8 ‹‹ ‹Hangi ulus ya da krallık Babil Kralı Nebukadnessara kulluk edip boyunduruğuna girmezse, o ulusu onun eline teslim edene dekfü kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla cezalandıracağım, diyor RAB.

27:9 Size gelince, peygamberlerinizi, falcılarınızı, düş görenlerinizi, medyumlarınızı, büyücülerinizi dinlemeyin! Onlar size, Babil Kralına kulluk etmeyeceksiniz diyorlar.

27:10 Size yalan peygamberlik ediyorlar. Bunun sonucu sizi ülkenizden uzaklaştırmak oluyor. Sizi süreceğim, yok olacaksınız.

27:11 Ama Babil Kralının boyunduruğuna girip ona kulluk eden ulusu kendi toprağında bırakacağım, diyor RAB. O ulus toprağını işleyecek, orada yaşayacak.› ›› Masoretik metin ‹‹Onun eliyle yok edilişi tamamlanana dek››.

27:12 Yahuda Kralı Sidkiyaya bütün bu sözleri ilettim. Dedim ki, ‹‹Boyunlarınızı Babil Kralının boyunduruğu altına koyun. Ona ve halkına kulluk edin ki sağ kalasınız.

27:13 RABbin Babil Kralına kulluk etmeyen her ulus için dediği gibi, niçin sen ve halkın kılıç, kıtlık, salgın hastalık yüzünden ölesiniz?

27:14 Size, ‹Babil Kralına kulluk etmeyeceksiniz› diyen peygamberlerin sözlerine kulak asmayın. Onlar size yalan peygamberlik ediyorlar.

27:15 ‹Onları ben göndermedim› diyor RAB, ‹Adımla yalan peygamberlik ediyorlar. Bu yüzden sizi de size peygamberlik eden peygamberleri de süreceğim, hepiniz yok olacaksınız.› ››

27:16 Sonra kâhinlerle halka şöyle dedim: ‹‹RAB diyor ki, ‹İşte RABbin Tapınağının eşyaları yakında Babilden geri getirilecek› diyen peygamberlerinize kulak asmayın. Onlar size yalan peygamberlik ediyorlar.

27:17 Onları dinlemeyin. Sağ kalmak için Babil Kralına kulluk edin. Bu kent neden viraneye çevrilsin?

27:18 Eğer bunlar peygamberse ve RABbin sözü onlardaysa, RABbin Tapınağında, Yahuda Kralının sarayında ve Yeruşalimde kalan eşyalar Babile götürülmesin diye Her Şeye Egemen RABbe yalvarsınlar.

27:19 ‹‹Çünkü Babil Kralı Nebukadnessar Yahuda Kralı Yehoyakim oğlu Yehoyakini Yahuda ve Yeruşalim soylularıyla birlikte Yeruşalimden Babile sürdüğünde alıp götürmediği sütunlar, havuz, ayaklıklar ve kentte kalan öbür eşyalar için Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor.

27:21 Evet, RABbin Tapınağında, Yahuda Kralının sarayında ve Yeruşalimde kalan eşyalar için İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor:

27:22 ‹Bunlar Babil'e taşınacak, aldıracağım güne dek de orada kalacaklar› diyor RAB, ‹O zaman onları alacak, yeniden buraya yerleştireceğim.› ››

28:1 Aynı yıl Yahuda Kralı Sidkiyanın krallığının başlangıcında, dördüncü yılının beşinci ayında Givonlu Azzur oğlu Peygamber Hananya RABbin Tapınağında kâhinlerle bütün halkın önünde bana şöyle dedi:

28:2 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Babil Kralının boyunduruğunu kıracağım.

28:3 Babil Kralı Nebukadnessarın buradan alıp Babile götürdüğü RABbin Tapınağına ait bütün eşyaları iki yıl içinde buraya geri getireceğim.

28:4 Yahuda Kralı Yehoyakim oğlu Yehoyakinle Babile sürgüne giden bütün Yahudalıları buraya geri getireceğim› diyor RAB, ‹Çünkü Babil Kralının boyunduruğunu kıracağım.› ››

28:5 Bunun üzerine Peygamber Yeremya, kâhinlerin ve RABbin Tapınağındaki halkın önünde Peygamber Hananyayı yanıtladı.

28:6 Yeremya şöyle dedi: ‹‹Amin! RAB aynısını yapsın! RAB, tapınağına ait eşyalarla bütün sürgünleri Babilden buraya geri getirerek ettiğin peygamberlik sözlerini gerçekleştirsin!

28:7 Yalnız şimdi sana ve halka söyleyeceğim şu sözü dinle:

28:8 Çok önce, benden de senden de önce yaşamış peygamberler birçok ülke ve büyük krallığın başına savaş, felaket, salgın hastalık gelecek diye peygamberlik ettiler.

28:9 Ancak esenlik olacağını söyleyen peygamberin sözü yerine gelirse, onun gerçekten RABbin gönderdiği peygamber olduğu anlaşılır.››

28:10 Bunun üzerine Peygamber Hananya, Peygamber Yeremyanın boynundan boyunduruğu çıkarıp kırdı.

28:11 Sonra halkın önünde şöyle dedi: ‹‹RAB diyor ki, ‹Babil Kralı Nebukadnessarın bütün ulusların boynuna taktığı boyunduruğu iki yıl içinde işte böyle kıracağım.› ›› Böylece Peygamber Yeremya yoluna gitti.

28:12 Peygamber Hananya Peygamber Yeremyanın boynundaki boyunduruğu kırdıktan sonra RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

28:13 ‹‹Git, Hananyaya de ki, ‹RAB şöyle diyor: Sen tahtadan yapılmış boyunduruğu kırdın, ama yerine demir boyunduruk yapacaksın!

28:14 Çünkü İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, Babil Kralı Nebukadnessara kulluk etmeleri için bütün bu ulusların boynuna demir boyunduruk geçirdim, ona kulluk edecekler. Yabanıl hayvanları da onun denetimine vereceğim.› ››

28:15 Peygamber Yeremya Peygamber Hananyaya, ‹‹Dinle, ey Hananya!›› dedi, ‹‹Seni RAB göndermedi. Ama sen bu ulusu yalana inandırdın.

28:16 Bu nedenle RAB diyor ki, ‹Seni yeryüzünden silip atacağım. Bu yıl öleceksin. Çünkü halkı RABbe karşı kışkırttın.› ››

28:17 Peygamber Hananya o yılın yedinci ayında öldü.

29:1 Peygamber Yeremyanın sürgünde sağ kalan halkın ileri gelenlerine, kâhinlerle peygamberlere ve Nebukadnessarın Yeruşalimden Babile sürdüğü bütün halka Yeruşalimden gönderdiği mektubun metni aşağıda yazılıdır.

29:2 Bu mektup Kral Yehoyakinin, ana kraliçenin, saray görevlilerinin, Yahuda ve Yeruşalim önderlerinin, zanaatçılarla demircilerin Yeruşalimden sürgüne gitmelerinden sonra,

29:3 Yahuda Kralı Sidkiyanın Babil Kralı Nebukadnessara gönderdiği Şafan oğlu Elasa ve Hilkiya oğlu Gemarya eliyle gönderildi:

29:4 İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB Yeruşalimden Babile sürdüğü herkese şöyle diyor:

29:5 ‹‹Evler yapıp içinde oturun, bahçe dikip ürününü yiyin.

29:6 Evlenin, oğullarınız, kızlarınız olsun; oğullarınızı, kızlarınızı evlendirin. Onların da oğulları, kızları olsun. Orada çoğalın, azalmayın.

29:7 Sizi sürmüş olduğum kentin esenliği için uğraşın. O kent için RABbe dua edin. Çünkü esenliğiniz onunkine bağlıdır.››

29:8 Evet, İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹‹Aranızdaki peygamberlerle falcılara aldanmayın. Düş görmeye özendirdiğiniz kişilere kulak asmayın.

29:9 Çünkü onlar adımı kullanarak size yalan peygamberlik ediyorlar. Onları ben göndermedim.›› RAB böyle diyor.

29:10 RAB diyor ki, ‹‹Babilde yetmiş yılınız dolunca sizinle ilgilenecek, buraya sizi geri getirmek için verdiğim iyi sözü tutacağım.

29:11 Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum›› diyor RAB. ‹‹Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar.

29:12 O zaman beni çağıracak, gelip bana yakaracaksınız. Ben de sizi işiteceğim.

29:13 Beni arayacaksınız, bütün yüreğinizle arayınca beni bulacaksınız.

29:14 Kendimi size buldurtacağım›› diyor RAB. ‹‹Sizi eski gönencinize kavuşturacağım. Sizi sürdüğüm bütün yerlerden ve uluslardan toplayacağım›› diyor RAB. ‹‹Ve sizi sürgün ettiğim yerden geri getireceğim.››

29:15 Madem, ‹‹RAB bizim için Babilde peygamberler çıkardı›› diyorsunuz,

29:16 Davutun tahtında oturan kral, bu kentte kalan halk ve sizinle sürgüne gitmeyen yurttaşlarınız için RAB şöyle diyor.

29:17 Evet, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹‹Üzerlerine kılıç, kıtlık, salgın hastalık göndereceğim. Onları yenilmeyecek kadar çürük, bozuk incir gibi edeceğim.

29:18 Kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla peşlerine düşeceğim. Yeryüzündeki bütün krallıklara dehşet saçacak, kendilerini sürdüğüm bütün ülkeler arasında lanetlenecek, dehşet ve alay konusu olacak, aşağılanacaklar.

29:19 Çünkü sözlerime kulak asmadılar›› diyor RAB. ‹‹Kullarım peygamberler aracılığıyla sözlerimi defalarca gönderdim, ama dinlemediniz.›› RAB böyle diyor.

29:20 Bunun için, ey sizler, Yeruşalimden Babile gönderdiğim sürgünler, RABbin sözüne kulak verin!

29:21 Adımı kullanarak size yalan peygamberlik eden Kolaya oğlu Ahavla Maaseya oğlu Sidkiya için İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹‹Onları Babil Kralı Nebukadnessarın eline teslim edeceğim, gözünüzün önünde ikisini de öldürecek.

29:22 Onlardan ötürü Babildeki bütün Yahuda sürgünleri, ‹RAB seni Babil Kralının diri diri yaktırdığı Sidkiya ve Ahavla aynı duruma düşürsün› diye lanet edecek.

29:23 Çünkü İsrailde çirkin şeyler yaptılar; komşularının karılarıyla zina ettiler, onlara buyurmadığım halde adımla yalan sözler söylediler. Bunu biliyorum ve buna tanığım›› diyor RAB.

29:24 Nehelamlı Şemayaya diyeceksin ki,

29:25 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: Sen Yeruşalim halkına, Maaseya oğlu Kâhin Sefanyayla bütün öbür kâhinlere kendi adına mektuplar göndererek şöyle yazmıştın:

29:26 ‹‹ ‹RAB tapınağın sorumlusu olarak Yehoyada yerine seni kâhin atadı. Peygamber gibi davranan her deliyi tomruğa, demir boyunduruğa vurmak görevindir.

29:27 Öyleyse aranızda kendini peygamber ilan eden Anatotlu Yeremyayı neden azarlamadın?

29:28 Çünkü Yeremya biz Babildekilere şu haberi gönderdi: Sürgün uzun olacak. Onun için evler yapıp içinde oturun; bahçe dikip ürününü yiyin.› ››

29:29 Kâhin Sefanya mektubu Peygamber Yeremyaya okuyunca,

29:30 RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

29:31 ‹‹Bütün sürgünlere şu haberi gönder: ‹Nehelamlı Şemaya için RAB diyor ki: Madem ben göndermediğim halde Şemaya peygamberlik edip sizleri yalana inandırdı,

29:32 ben de Nehelamlı Şemaya'yı ve bütün soyunu cezalandıracağım: Bu halkın arasında soyundan kimse sağ kalmayacak, halkıma yapacağım iyiliği görmeyecek, diyor RAB. Çünkü o halkı bana karşı kışkırttı.› ››

30:1 RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

30:2 ‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki, ‹Sana bildirdiğim bütün sözleri bir kitaba yaz.

30:3 İşte halkım İsraili ve Yahudayı eski gönençlerine kavuşturacağım günler yaklaşıyor› diyor RAB, ‹Onları atalarına verdiğim topraklara geri getireceğim, orayı yurt edinecekler› diyor RAB.››

30:4 İsrail ve Yahuda için RABbin bildirdiği sözler şunlardır:

30:5 ‹‹RAB diyor ki,
‹Korku sesi duyduk,
Esenlik değil, dehşet sesi.

30:6 Sorun da görün:
Erkek, çocuk doğurur mu?
Öyleyse neden doğuran kadın gibi
Her erkeğin ellerini belinde görüyorum?
Neden her yüz solmuş?

30:7 Ah, ne korkunç gün!
Onun gibisi olmayacak.
Yakup soyu için sıkıntı dönemi olacak,
Yine de sıkıntıdan kurtulacak.

30:8 ‹‹ ‹O gün› diyor Her Şeye Egemen RAB,
‹Boyunlarındaki boyunduruğu kıracak,
Bağlarını koparacağım.
Bundan böyle yabancılar onları
Kendilerine köle etmeyecekler.

30:9 Onun yerine Tanrıları RABbe
Ve başlarına atayacağım kralları Davuta
Kulluk edecekler.

30:10 ‹‹ ‹Korkma, ey kulum Yakup,
Yılma, ey İsrail› diyor RAB.
‹Çünkü seni uzak yerlerden,
Soyunu sürgün edildiği ülkeden kurtaracağım.
Yakup yine huzur ve güvenlik içinde olacak,
Kimse onu korkutmayacak.

30:11 Çünkü ben seninleyim,
Seni kurtaracağım› diyor RAB.
‹Seni aralarına dağıttığım bütün ulusları
Tümüyle yok etsem de,
Seni büsbütün yok etmeyecek,
Adaletle yola getirecek,
Hiç cezasız bırakmayacağım.›

30:12 ‹‹RAB diyor ki,
‹Senin yaran şifa bulmaz,
Beren iyileşmez.

30:13 Davanı görecek kimse yok,
Yaran umarsız, şifa bulmaz.

30:14 Bütün oynaşların unuttu seni,
Arayıp sormuyorlar.
Seni düşman vururcasına vurdum,
Acımasızca cezalandırdım.
Çünkü suçun çok,
Günahların sayısız.

30:15 Neden haykırıyorsun yarandan ötürü?
Yaran şifa bulmaz.
Suçlarının çokluğu ve sayısız günahın yüzünden
Getirdim bunları başına.

30:16 Ama seni yiyenlerin hepsi yem olacak,
Bütün düşmanların sürgüne gidecek.
Seni soyanlar soyulacak,
Yağmalayanlar yağmalanacak.

30:17 Ama ben seni sağlığına kavuşturacak,
Yaralarını iyileştireceğim› diyor RAB,
‹Çünkü Siyon itilmiş,
Onu arayan soran yok diyorlar.›

30:18 ‹‹RAB diyor ki,
‹Yakupun çadırlarını eski gönencine kavuşturacağım,
Konutlarına acıyacağım.
Yeruşalim höyük üzerinde yeniden kurulacak,
Saray kendi yerinde duracak.

30:19 Oralardan şükran ve sevinç sesleri duyulacak.
Sayılarını çoğaltacağım, azalmayacaklar,
Onları onurlandıracağım, küçümsenmeyecekler.

30:20 Çocukları eskisi gibi olacak,
Toplulukları önümde sağlam duracak;
Onlara baskı yapanların hepsini cezalandıracağım.

30:21 Önderleri kendilerinden biri olacak,
Yöneticileri kendi aralarından çıkacak.
Onu kendime yaklaştıracağım,
Bana yaklaşacak.
Kim canı pahasına yaklaşabilir bana?› diyor RAB.

30:22 ‹‹ ‹Böylece siz benim halkım olacaksınız,
Ben de sizin Tanrınız olacağım.›

30:23 İşte RABbin fırtınası öfkeyle kopacak,
Şiddetli kasırgası kötülerin başında patlayacak.

30:24 Aklının tasarladığını tümüyle yapana dek,
RAB'bin kızgın öfkesi dinmeyecek.
Son günlerde bunu anlayacaksınız.››

31:1 ‹‹O zaman›› diyor RAB, ‹‹Bütün İsrail boylarının Tanrısı olacağım, onlar da benim halkım olacaklar.››

31:2 RAB diyor ki,
‹‹Kılıçtan kaçıp kurtulan halk çölde lütuf buldu.
Ben İsraili rahata kavuşturmaya gelirken,

31:3 Ona uzaktan görünüp şöyle dedim:
Seni sonsuz bir sevgiyle sevdim,
Bu nedenle sevecenlikle seni kendime çektim.

31:4 Seni yeniden bina edeceğim,
Yeniden bina edileceksin, ey erden kız İsrail!
Yine teflerini alacak,
Sevinçle coşup oynayanlara katılacaksın.

31:5 Samiriye dağlarında yine bağ dikeceksin;
Bağ dikenler üzümünü yiyecekler.

31:6 Efrayimin dağlık bölgesindeki bekçilerin,
‹Haydi, Siyona, Tanrımız RABbe çıkalım
Diye bağıracakları bir gün var.››

31:7 RAB diyor ki,
‹‹Yakup için sevinçle haykırın!
Ulusların başı olan için bağırın!
Övgülerinizi duyurun!
‹Ya RAB, halkını, İsrailden sağ kalanları kurtar› deyin.

31:8 İşte, onları kuzey ülkesinden
Geri getirmek üzereyim;
Onları dünyanın dört bucağından toplayacağım.
Aralarında kör, topal,
Gebe kadın da, doğuran kadın da olacak.
Büyük bir topluluk olarak buraya dönecekler.

31:9 Ağlaya ağlaya gelecekler,
Benden yardım dileyenleri geri getireceğim.
Akarsular boyunca tökezlemeyecekleri
Düz bir yolda yürüteceğim onları.
Çünkü ben İsrailin babasıyım,
Efrayim de ilk oğlumdur.

31:10 ‹‹RABbin sözünü dinleyin, ey uluslar!
Uzaktaki kıyılara duyurun:
‹İsraili dağıtan onu toplayacak,
Sürüsünü kollayan çoban gibi kollayacak onu› deyin.

31:11 Çünkü RAB Yakupu kurtaracak,
Onu kendisinden güçlü olanın elinden özgür kılacak.

31:12 Siyonun yüksek tepelerine gelip
Sevinçle haykıracaklar.
RABbin verdiği iyilikler karşısında
-Tahıl, yeni şarap, zeytinyağı,
Davar ve sığır yavruları karşısında-
Yüzleri sevinçle parlayacak.
Sulanmış bahçe gibi olacak,
Bir daha solmayacaklar.

31:13 O zaman erden kızlar, genç yaşlı erkekler
Hep birlikte oynayıp sevinecek.
Yaslarını coşkuya çevirecek,
Üzüntülerini avutup onları sevindireceğim.

31:14 Kâhinleri bol yiyecekle doyuracağım,
Halkım iyiliklerimle doyacak›› diyor RAB.

31:15 RAB diyor ki,
‹‹Ramada bir ses duyuldu,
Ağlayış ve acı feryat sesleri!
Çocukları için ağlayan Rahel avutulmak istemiyor.
Çünkü onlar yok artık!››

31:16 RAB diyor ki,
‹‹Sesini ağlamaktan,
Gözlerini yaş dökmekten alıkoy.
Çünkü verdiğin emek ödüllendirilecek›› diyor RAB.
‹‹Halkım düşman ülkesinden geri dönecek.

31:17 Geleceğin için umut var›› diyor RAB.
‹‹Çocukların yurtlarına dönecekler.

31:18 ‹‹Efrayimin inlemelerini kuşkusuz duydum:
‹Beni eğitilmemiş dana gibi yola getirdin
Ve yola geldim.
Beni geri getir, döneyim.
Çünkü RAB Tanrım sensin.

31:19 Yanlış yola saptıktan sonra pişman oldum.
Aklım başıma gelince bağrımı dövdüm.
Gençliğimdeki ayıplarımdan utandım,
Rezil oldum.›

31:20 ‹‹Efrayim değerli oğlum değil mi?
Hoşnut olduğum çocuk değil mi?
Kendisi için ne dersem diyeyim,
Onu hiç unutmuyorum.
Bu yüzden yüreğim sızlıyor,
Çok acıyorum ona›› diyor RAB.

31:21 ‹‹Kendin için yol işaretleri koy,
Direkler dik.
Yolunu, gittiğin yolu iyi düşün.
Geri dön, ey erden kız İsrail, kentlerine dön!

31:22 Ne zamana dek bocalayıp duracaksın, ey dönek kız?
RAB dünyada yeni bir şey yarattı:
Kadın erkeği koruyacak.››

31:23 İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: ‹‹Yahuda ve kentlerindeki halkı eski gönençlerine kavuşturduğum zaman yine şu sözleri söyleyecekler: ‹RAB sizi kutsasın,
Ey doğruluk yurdu, ey kutsal dağ!›

31:24 Halk, ırgatlar, sürüleriyle dolaşan çobanlar Yahudada ve kentlerinde birlikte yaşayacak.

31:25 Yorgun cana kana kana içirecek, bitkin canı doyuracağım.››

31:26 Bunun üzerine uyanıp baktım. Uykum bana tatlı geldi.

31:27 ‹‹İsrail ve Yahudada insan ve hayvan tohumu ekeceğim günler yaklaşıyor›› diyor RAB,

31:28 ‹‹Kökünden söküp yok etmek, yerle bir edip yıkmak, yıkıma uğratmak için onları nasıl gözledimse, kurup dikmek için de gözleyeceğim›› diyor RAB.

31:29 ‹‹O günler insanlar artık, ‹Babalar koruk yedi,
Çocukların dişleri kamaştı

31:30 Herkes kendi suçu yüzünden ölecek. Koruk yiyenin dişleri kamaşacak.

31:31 ‹‹İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla
Yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor›› diyor RAB,

31:32 ‹‹Atalarını Mısırdan çıkarmak için
Ellerinden tuttuğum gün
Onlarla yaptığım antlaşmaya benzemeyecek.
Onların kocası olmama karşın,
Bozdular o antlaşmamı›› diyor RAB.

31:33 ‹‹Ama o günlerden sonra İsrail halkıyla
Yapacağım antlaşma şudur›› diyor RAB,
‹‹Yasamı içlerine yerleştirecek,
Yüreklerine yazacağım.
Ben onların Tanrısı olacağım,
Onlar da benim halkım olacak.

31:34 Bundan böyle kimse komşusunu ya da kardeşini,
‹RABbi tanıyın› diye eğitmeyecek.
Çünkü küçük büyük hepsi
Tanıyacak beni›› diyor RAB.
‹‹Çünkü suçlarını bağışlayacağım,
Günahlarını artık anmayacağım.››

31:35 Gündüz ışık olsun diye güneşi sağlayan,
Gece ışık olsun diye ayı, yıldızları düzene koyan,
Dalgaları kükresin diye denizi kabartan RAB
-Onun adı Her Şeye Egemen RABdir- diyor ki,

31:36 ‹‹Eğer kurulan bu düzen önümden kalkarsa,
İsrail soyu sonsuza dek
Önümde ulus olmaktan çıkar›› diyor RAB.

31:37 RAB şöyle diyor:
‹‹Gökler ölçülebilse,
Dünyanın temelleri incelenip anlaşılabilse,
İsrail soyunu bütün yaptıkları yüzünden
Reddederim›› diyor RAB.

31:38 ‹‹Yeruşalim Kentinin Hananel Kulesinden Köşe Kapısına dek benim için yeniden kurulacağı günler geliyor›› diyor RAB,

31:39 ‹‹Ölçü ipi oradan Garev Tepesine doğru uzayıp Goaya dönecek.

31:40 Ölülerle küllerin atıldığı bütün vadi, Kidron Vadisi'ne dek uzanan tarlalar, doğuda At Kapısı'nın köşesine dek RAB için kutsal olacak. Kent bir daha kökünden sökülmeyecek, sonsuza dek yıkılmayacak.››

32:1 Yahuda Kralı Sidkiyanın onuncu, Nebukadnessarın on sekizinci yılında RAB Yeremyaya seslendi.

32:2 O sırada Babil Kralının ordusu Yeruşalimi kuşatmaktaydı. Peygamber Yeremya Yahuda Kralının sarayındaki muhafız avlusunda tutukluydu.

32:3 Yahuda Kralı Sidkiya onu orada tutuklatmıştı. ‹‹Neden böyle peygamberlik ediyorsun?›› demişti, ‹‹Sen diyorsun ki, ‹RAB şöyle diyor: Bu kenti Babil Kralının eline teslim etmek üzereyim, onu ele geçirecek.

32:4 Yahuda Kralı Sidkiya Kildanilerin elinden kaçıp kurtulamayacak, kesinlikle Babil Kralının eline teslim edilecek; onunla yüzyüze konuşacak, onu gözleriyle görecek.

32:5 Sidkiya Babile götürülecek, ben onunla ilgilenene dek orada kalacak, Kildanilerle savaşsanız bile başarılı olamayacaksınız diyor RAB.› ››

32:6 Yeremya, ‹‹RAB bana şöyle seslendi›› diye yanıtladı,

32:7 ‹‹Amcan Şallum oğlu Hanamel sana gelip, ‹Anatottaki tarlamı satın al. Çünkü en yakın akrabam olarak tarlayı satın alma hakkı senindir› diyecek.

32:8 ‹‹Sonra RABbin sözü uyarınca amcamın oğlu Hanamel muhafız avlusunda yanıma gelip, ‹Benyamin bölgesinde, Anatottaki tarlamı satın al› dedi, ‹Çünkü miras hakkı da en yakın akrabalık hakkı da senindir. Onu kendin için satın al.› ‹‹O zaman RABbin sözünün yerine geldiğini anladım.

32:9 Böylece Anatottaki tarlayı amcamın oğlu Hanamelden satın aldım. Tarlaya karşılık kendisine on yedi şekel gümüş tartıp ödedim.

32:10 Satış belgesini çağırdığım tanıkların önünde imzalayıp mühürledim, gümüşü terazide tarttım.

32:11 Satış belgesini -kural ve koşulları içeren mühürlenmiş kâğıdı ve açık sözleşme belgesini- aldım.

32:12 Amcamın oğlu Hanamelin, satış belgesini imzalayan tanıkların ve muhafız avlusunda oturan bütün Yahudilerin gözü önünde satış belgesini Mahseya oğlu Neriya oğlu Baruka verdim.

32:13 ‹‹Hepsinin gözü önünde Baruka şu buyrukları verdim:

32:14 ‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, Bu satış belgesini -mühürlenmiş, açık olanını- al, uzun süre durmak üzere bir çömleğe koy.

32:15 Çünkü İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB söz veriyor, bu ülkede yine evler, tarlalar, bağlar satın alınacak› diyor.

32:16 ‹‹Tarlanın satış belgesini Neriya oğlu Baruka verdikten sonra RABbe şöyle yakardım:

32:17 ‹‹Ey Egemen RAB! Büyük gücünle, kudretinle yeri göğü yarattın. Yapamayacağın hiçbir şey yok.

32:18 Binlerce insana sevgi gösterir, ama babaların işlediği günahların karşılığını çocuklarına ödetirsin. Ey büyük ve güçlü Tanrı! Her Şeye Egemen RABdir senin adın.

32:19 Tasarıların ne büyük, işlerin ne güçlü! Gözlerin insanların bütün yaptıklarına açıktır. Herkese davranışlarına, yaptıklarının sonucuna göre karşılığını verirsin.

32:20 Sen ki, Mısırda, İsrailde, bütün insanlar arasında bugüne dek mucizeler, harikalar yarattın. Bugün olduğu gibi ün kazandın.

32:21 Halkın İsraili belirtilerle, şaşılası işlerle, güçlü, kudretli elinle, büyük korku saçarak Mısırdan çıkardın.

32:22 Atalarına vereceğine ant içtiğin bu toprakları, süt ve bal akan ülkeyi onlara verdin.

32:23 Gelip ülkeyi mülk edindiler, ama senin sözünü dinlemediler, Kutsal Yasan uyarınca yürümediler. Yapmalarını buyurduğun şeylerin hiçbirini yapmadılar. Bu yüzden bütün bu felaketleri getirdin başlarına.

32:24 ‹‹İşte, kenti ele geçirmek için kuşatma rampaları yapıldı. Kılıç, kıtlık, salgın hastalık yüzünden kent saldıran Kildanilere teslim edilecek. Söylediklerin yerine geldi, sen de görüyorsun!

32:25 Yine de, Egemen RAB, kent Kildanilere teslim edileceği halde sen bana, ‹Tarlayı çağırdığın tanıklar önünde gümüşle satın al› dedin.››

32:26 Bunun üzerine RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

32:27 ‹‹Bütün insanlığın Tanrısı RAB benim. Var mı yapamayacağım bir şey?

32:28 Bu yüzden RAB diyor ki: Bak, bu kenti Kildanilerle Babil Kralı Nebukadnessarın eline vermek üzereyim; onu ele geçirsin.

32:29 Kente saldıran Kildaniler gelip onu ateşe verecekler. Kenti de damlarında Baalın onuruna buhur yakıp başka ilahlara dökmelik sunular sunarak beni öfkelendirdikleri evleri de yakacaklar.

32:30 ‹‹Çünkü İsrail ve Yahuda halkları gençliklerinden beri hep gözümde kötü olanı yapıyor; İsrail halkı ellerinin yaptıklarıyla beni sürekli öfkelendiriyor, diyor RAB.

32:31 Evet, bu kent kurulduğundan bu yana beni öyle öfkelendirdi, kızdırdı ki onu önümden söküp atacağım.

32:32 Çünkü İsrail ve Yahuda halklarının -kendilerinin, krallarının, önderlerinin, kâhinlerinin, peygamberlerinin, Yahuda ve Yeruşalimde yaşayanların- beni öfkelendirmek için yaptıkları kötülüklerin haddi hesabı yok.

32:33 Bana yüzlerini değil, sırtlarını çevirdiler. Onları defalarca uyarmama karşın dinlemediler, yola gelmediler.

32:34 Bana ait olan bu tapınağa iğrenç putlarını yerleştirerek onu kirlettiler.

32:35 Ben-Hinnom Vadisinde ilah Moleke sunu olarak oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için Baalın tapınma yerlerini kurdular. Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahudayı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne de aklımdan geçirdim.

32:36 ‹‹Siz bu kent için, ‹Kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla Babil Kralının eline veriliyor› diyorsunuz. Ama şimdi İsrailin Tanrısı RAB diyor ki:

32:37 Kızgınlıkla, gazapla, büyük öfkeyle onları sürdüğüm ülkelerden hepsini toplayacağım. Onları buraya geri getirip güvenlik içinde yaşamalarını sağlayacağım.

32:38 Onlar benim halkım olacak, ben de onların Tanrısı olacağım.

32:39 Tek bir yürek, tek bir yaşam tarzı vereceğim onlara; gerek kendilerinin gerekse çocuklarının iyiliği için benden hep korksunlar.

32:40 Onlarla kalıcı bir antlaşma yapacağım: Onlara iyilik etmekten vazgeçmeyecek, benden hiç ayrılmasınlar diye yüreklerine Tanrı korkusu salacağım.

32:41 Onlara iyilik etmekten sevinç duyacağım; gerçekten bütün yüreğimle, bütün canımla onları bu ülkede dikeceğim.

32:42 ‹‹RAB diyor ki: Bu halkın başına bütün bu büyük felaketleri nasıl getirdiysem, onlara söz verdiğim bütün iyilikleri de öyle sağlayacağım.

32:43 Sizlerin, ‹Viran olmuş, insansız, hayvansız, Kildanilerin eline verilmiş› dediğiniz bu ülkede yine tarlalar satın alınacak.

32:44 Benyamin bölgesinde, Yeruşalim çevresindeki köylerde, Yahuda kentlerinde, dağlık bölgenin, Şefela'nın ve Negev'in kentlerinde gümüşle tarlalar satın alınacak, satış belgeleri tanıkların önünde imzalanıp mühürlenecek. Çünkü eski gönençlerine kavuşturacağım onları›› diyor RAB.

33:1 Yeremya muhafız avlusunda tutukluyken, RAB ona ikinci kez seslendi:

33:2 ‹‹Dünyayı yaratan, yerini alsın diye ona biçim veren, adı RAB olan şöyle diyor:

33:3 ‹Bana yakar da seni yanıtlayayım; bilmediğin büyük, akıl almaz şeyleri sana bildireyim.›

33:4 Kuşatma rampalarına, kılıca karşı siper olsun diye bu kentin yıkılmış olan evleriyle Yahuda krallarının sarayları için İsrailin Tanrısı RAB şöyle diyor:

33:5 ‹Kildaniler savaşmak, evleri öfke ve kızgınlıkla vurduğum insanların cesetleriyle doldurmak üzere gelecekler. O insanlar ki, yaptıkları kötülükler yüzünden bu kentten yüzümü çevirdim. ‹‹Kildanilerle››.

33:6 ‹‹ ‹Yine de bu kenti iyileştirip sağlığa kavuşturacağım. Halkına şifa verecek, bol esenlik, güvenlik içinde yaşamalarını sağlayacağım.

33:7 Yahudayı ve İsraili eski gönencine kavuşturacak, önceden olduğu gibi bina edeceğim.

33:8 Onları bana karşı işledikleri bütün günahlardan arındıracak, bana karşı işledikleri günahları da isyanlarını da bağışlayacağım.

33:9 Dünyadaki bütün ulusların önünde bu kent benim için sevinç, övgü ve onur kaynağı olacak. Bu uluslar Yeruşalim halkına yaptığım iyilikleri, sağladığım gönenci duyunca, korkuya kapılıp titreyecekler.›

33:10 ‹‹RAB şöyle diyor: ‹Bu kent viran olmuş, insansız, hayvansız kalmış diyorsunuz. Ne var ki, terk edilmiş, insansız, hayvansız Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında sevinç ve neşe sesi, gelin güvey sesi, RABbin Tapınağına şükran sunuları getirenlerin sesi yine duyulacak: ‹Her Şeye Egemen RABbe şükredin,
Çünkü O iyidir,
Sevgisi sonsuza dek kalıcıdır.

33:12 ‹‹Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Viran olmuş, insansız, hayvansız kalmış bu ülkenin bütün kentlerinde çobanların sürülerini dinlendireceği otlaklar olacak yeniden.

33:13 Dağlık bölgede, Şefela, Negev, Benyamin bölgesindeki kentlerde, Yeruşalimin çevresindeki köylerde, Yahuda kentlerinde çoban değneğinin altından geçen sürüler olacak› diyor RAB.

33:14 ‹‹ ‹İsrail ve Yahuda halkına verdiğim güzel sözü yerine getireceğim günler geliyor› diyor RAB.

33:15 ‹‹ ‹O günlerde, o zamanda,
Davut için doğru bir dal yetiştireceğim;
Ülkede adil ve doğru olanı yapacak.

33:16 O günlerde Yahuda kurtulacak,
Yeruşalim güvenlik içinde yaşayacak.
O, Yahve sidkenu adıyla anılacak.›

33:17 RAB şöyle diyor: ‹İsrail tahtı üzerinde oturan Davut soyunun ardı arkası kesilmeyecek.

33:18 Levili kâhinlerden önümde yakmalık sunu sunacak, tahıl sunusu yakacak, kurban kesecek biri hiç eksik olmayacak.› ››

33:19 RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

33:20 ‹‹RAB diyor ki, ‹Eğer belirlenmiş zamanlarda gece ve gündüz olması için gece ve gündüzle yaptığım antlaşma bozulabilirse, tahtında oturan oğulları krallık yapsın diye kulum Davutla ve bana hizmet eden Levili kâhinlerle yaptığım antlaşma da ancak o zaman bozulabilir.

33:22 Kulum Davutun soyunu ve bana hizmet eden Levilileri sayılamaz gök cisimleri kadar, ölçülemez deniz kumu kadar çoğaltacağım.› ››

33:23 RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

33:24 ‹‹Bu halkın, ‹RAB seçtiği iki aileyi de reddetti› dediğini görmüyor musun? Halkımı öyle küçümsüyorlar ki, artık bir ulus saymıyorlar onu.

33:25 RAB diyor ki, ‹Gece ve gündüzle bir antlaşma yapıp yerin, göğün kurallarını saptamasaydım,

33:26 Yakup soyuyla kulum Davut'u da reddeder, Davut'un oğullarından birinin İbrahim, İshak, Yakup soyuna krallık etmesini sağlamazdım. Ama ben onları eski gönençlerine kavuşturacak, onlara acıyacağım.› ››

34:1 Babil Kralı Nebukadnessarla bütün ordusu, krallığı altındaki bütün uluslarla halklar, Yeruşalim ve çevresindeki kentlere karşı savaşırken RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

34:2 ‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki, ‹Git, Yahuda Kralı Sidkiyaya RAB şöyle diyor de: Bu kenti Babil Kralının eline teslim etmek üzereyim, onu ateşe verecek.

34:3 Ve sen Sidkiya, onun elinden kaçıp kurtulamayacaksın; kesinlikle yakalanacak, onun eline teslim edileceksin. Babil Kralını gözünle görecek, onunla yüzyüze konuşacaksın. Sonra Babile götürüleceksin.

34:4 ‹‹ ‹Ancak, ey Yahuda Kralı Sidkiya, RABbin sözünü dinle! RAB senin için şöyle diyor: Kılıçla ölmeyeceksin,

34:5 esenlikle öleceksin. Ataların olan senden önceki kralların onuruna ateş yaktıkları gibi, senin onuruna da ateş yakıp senin için ah efendimiz diyerek ağıt tutacaklar. Ben RAB söylüyorum bunu.› ››

34:6 Peygamber Yeremya bütün bunları Yeruşalimde Yahuda Kralı Sidkiyaya söyledi.

34:7 O sırada Babil Kralının ordusu Yeruşalime ve Yahudanın henüz ele geçirilmemiş kentlerine -Lakişe, Azekaya- saldırmaktaydı. Yahudada surlu kent olarak yalnız bunlar kalmıştı.

34:8 Kral Sidkiya Yeruşalimdeki halkla kölelerin özgürlüğünü ilan eden bir antlaşma yaptıktan sonra RAB Yeremyaya seslendi.

34:9 Bu antlaşmaya göre herkes kadın, erkek İbrani kölelerini özgür bırakacak, hiç kimse Yahudi kardeşini yanında köle olarak tutmayacaktı.

34:10 Böylece bu antlaşmanın yükümlülüğü altına giren bütün önderlerle halk kadın, erkek kölelerini özgür bırakarak antlaşmaya uydular. Artık kimseyi köle olarak tutmadılar. Antlaşmaya uyarak köleleri özgür bıraktılar.

34:11 Ama sonra düşüncelerini değiştirerek özgür bıraktıkları kadın, erkek köleleri geri alıp zorla köleleştirdiler.

34:12 Bunun üzerine RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

34:13 ‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki: Atalarınızı Mısırdan, köle oldukları ülkeden çıkardığımda onlarla bir antlaşma yaptım. Onlara dedim ki,

34:14 ‹Size satılıp altı yıl kölelik eden İbrani kardeşlerinizi yedinci yıl özgür bırakacaksınız.› Ama atalarınız beni dinlemediler, kulak asmadılar.

34:15 Sizse sonradan yola gelip gözümde doğru olanı yaptınız: Hepiniz İbrani kardeşlerinizin özgürlüğünü ilan ettiniz. Önümde, bana ait olan tapınakta bu doğrultuda bir antlaşma yapmıştınız.

34:16 Ama düşüncenizi değiştirerek adıma saygısızlık ettiniz. Kendi isteğinizle özgür bıraktığınız kadın, erkek kölelerinizi geri alıp zorla köleleştirdiniz.

34:17 ‹‹Bu nedenle RAB diyor ki, İbrani köle kardeşlerinizi, yurttaşlarınızı özgür bırakmayarak beni dinlemediniz. Şimdi ben size ‹özgürlük› -kılıç, kıtlık ve salgın hastalıkla yok olmanız için ‹özgürlük›- ilan edeceğim, diyor RAB. Sizi dünyadaki bütün krallıklara dehşet verici bir örnek yapacağım.

34:18 Antlaşmamı bozan, danayı ikiye ayırıp parçaları arasından geçerek önümde yaptıkları antlaşmanın koşullarını yerine getirmeyen bu adamları -Yahuda ve Yeruşalim önderlerini, saray görevlilerini, kâhinleri ve dana parçalarının arasından geçen bütün ülke halkını-

34:20 can düşmanlarının eline teslim edeceğim. Cesetleri yırtıcı kuşlara, yabanıl hayvanlara yem olacak.

34:21 ‹‹Yahuda Kralı Sidkiyayla önderlerini de can düşmanlarının eline, üzerinizden çekilen Babil ordusunun eline teslim edeceğim.

34:22 Buyruğu ben vereceğim diyor RAB. Babilliler'i bu kente geri getireceğim. Saldırıp kenti ele geçirecek, ateşe verecekler. Yahuda kentlerini içinde kimsenin yaşamayacağı bir viraneye çevireceğim.››

35:1 Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakim döneminde RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

35:2 ‹‹Rekavlıların evine gidip onlarla konuş. Onları RABbin Tapınağının odalarından birine götürüp şarap içir.››

35:3 Bunun üzerine Havassinya oğlu Yirmeya oğlu Yaazanyayı, kardeşlerini, bütün çocuklarını ve Rekav ailesinin öbür üyelerini yanıma alıp

35:4 Tanrı adamı Yigdalya oğlu Hananın oğullarının RABbin Tapınağındaki odasına götürdüm. Bu oda önderlerin odasının bitişiğinde, kapı görevlisi Şallum oğlu Maaseyanın odasının üstündeydi.

35:5 Rekav ailesinin üyelerinin önüne şarap dolu testiler, kâseler koyarak, ‹‹Buyrun, şarap için›› dedim.

35:6 Ne var ki, ‹‹Biz şarap içmeyiz›› diye karşılık verdiler, ‹‹Çünkü atamız Rekav oğlu Yehonadav bize şu buyruğu verdi: ‹Siz de soyunuzdan gelenler de asla şarap içmeyeceksiniz!

35:7 Ayrıca ev yapmayacak, tohum ekmeyecek, bağ dikmeyeceksiniz. Böyle şeyler edinmeyecek, ömür boyu çadırlarda yaşayacaksınız. Öyle ki, göç ettiğiniz topraklarda uzun süre yaşayasınız.›

35:8 Atamız Rekav oğlu Yehonadavın bize buyurduğu her şeyi yaptık. Kendimiz de karılarımız, oğullarımız, kızlarımız da hiç şarap içmedik.

35:9 İçinde oturmak için evler yapmadık, bağlar, tarlalar, ekinler edinmedik.

35:10 Çadırlarda yaşadık; atamız Yehonadav ne buyurduysa hepsini yaptık.

35:11 Ama Babil Kralı Nebukadnessar bu ülkeye saldırınca, ‹Haydi, Kildan ve Aram ordusundan kaçmak için Yeruşalime gidelim› dedik. Bunun için Yeruşalimde kaldık.››

35:12 Bundan sonra RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

35:13 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: ‹Git, Yahuda halkına ve Yeruşalimde yaşayanlara şunları söyle: Sözlerimi dinleyerek hiç ders almayacak mısınız, diyor RAB.

35:14 Rekav oğlu Yehonadav, soyuna şarap içmemelerini buyurdu; buyruğuna uyuldu. Bugüne dek şarap içmediler. Çünkü atalarının buyruğuna uydular. Bense size defalarca seslendiğim halde beni dinlemediniz.

35:15 Defalarca size kullarım peygamberleri gönderdim. Kötü yolunuzdan dönmeniz, davranışlarınızı düzeltmeniz, başka ilahların ardınca gidip onlara tapınmamanız için hepinizi uyardılar. Ancak o zaman size ve atalarınıza verdiğim toprakta yaşayacaksınız. Ama kulak verip beni dinlemediniz.

35:16 Rekav oğlu Yehonadavın soyu atalarının verdiği buyruğu tuttu, ama bu halk beni dinlemedi.›

35:17 ‹‹Bu yüzden İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹İşte, Yahuda ve Yeruşalimde yaşayan herkesin başına sözünü ettiğim her felaketi getirmek üzereyim. Çünkü onları uyardım, ama dinlemediler; onları çağırdım, ama yanıt vermediler.› ››

35:18 Yeremya Rekav ailesine şöyle dedi: ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Atanız Yehonadavın buyruğuna uydunuz, onun bütün uyarılarını dikkate aldınız, size buyurduğu her şeyi yaptınız.›

35:19 Bunun için İsrail'in Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Rekav oğlu Yehonadav'ın soyundan önümde hizmet edecek olanlar hiçbir zaman eksilmeyecek.› ››

36:1 Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakimin krallığının dördüncü yılında RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

36:2 ‹‹Bir tomar al, Yoşiyanın döneminden bu yana İsrail, Yahuda ve öteki uluslarla ilgili sana söylediğim her şeyi yaz.

36:3 Belki Yahuda halkı başına getirmeyi tasarladığım bütün felaketleri duyar da kötü yolundan döner; ben de suçlarını, günahlarını bağışlarım.››

36:4 Yeremya Neriya oğlu Baruku çağırıp RABbin kendisine söylediği bütün sözleri tomara yazdırdı.

36:5 Sonra Baruka şu buyruğu verdi: ‹‹Ben tutukluyum, RABbin Tapınağına gidemem.

36:6 Sen oruç günü RABbin Tapınağına git. Oradaki halka sana yazdırdığım RABbin sözlerini tomardan oku. Yahuda kentlerinden gelen halka da oku.

36:7 Belki RABbe yalvarır, kötü yollarından dönerler. Çünkü RABbin bu halka karşı sözünü ettiği öfke ve kızgınlığı büyüktür.››

36:8 Neriya oğlu Baruk, Peygamber Yeremyanın buyurduğu her şeyi yaptı. RABbin tomarda yazılı sözlerini tapınakta okudu.

36:9 Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakimin krallığının beşinci yılının dokuzuncu ayı, Yeruşalimde yaşayan bütün halk ve Yahuda kentlerinden Yeruşalime gelen herkes için RABbin önünde oruç ilan edildi.

36:10 Şafan oğlu Yazman Gemaryanın yukarı avluda, tapınağın Yeni Kapısının girişindeki odasında Baruk, Yeremyanın sözlerini tomardan RABbin Tapınağındaki bütün halka okudu.

36:11 Şafan oğlu Gemarya oğlu Mikaya tomardan okunan RABbin sözlerini duyunca,

36:12 aşağıya inip saraydaki yazman odasına gitti. Bütün önderler orada toplantı halindeydi: Yazman Elişama, Şemaya oğlu Delaya, Akbor oğlu Elnatan, Şafan oğlu Gemarya, Hananya oğlu Sidkiya ve öbürleri.

36:13 Mikaya Barukun halka okuduğu tomardan duyduğu her şeyi onlara iletti.

36:14 Bunun üzerine bütün önderler Kuşi oğlu Şelemya oğlu Netanya oğlu Yehudiyi Baruka gönderdiler. Yehudi Baruka, ‹‹Halka okuduğun tomarı al, gel›› dedi. Neriya oğlu Baruk tomarı alıp yanlarına gitti.

36:15 Önderler, ‹‹Lütfen otur, bize de oku›› dediler. Baruk da tomarı onlara okudu.

36:16 Bütün bu sözleri duyar duymaz, korkuyla birbirlerine bakıp Baruka, ‹‹Bütün bu sözleri kesinlikle krala bildirmemiz gerek›› dediler.

36:17 Sonra Baruka, ‹‹Söyle bize, bütün bunları nasıl yazdın? Yeremya mı yazdırdı sana?›› diye sordular.

36:18 Baruk, ‹‹Evet›› diye yanıtladı, ‹‹Bütün bu sözleri o söyledi. Ben de hepsini mürekkeple tomara yazdım.››

36:19 Bunun üzerine Baruka, ‹‹Git, sen de Yeremya da gizlenin. Nerede olduğunuzu kimse bilmesin›› dediler.

36:20 Tomarı Yazman Elişamanın odasında bırakıp avluda bulunan kralın yanına gittiler. Ona duydukları her sözü ilettiler.

36:21 Kral tomarı alıp getirmesi için Yehudiyi gönderdi. Yehudi tomarı Yazman Elişamanın odasından getirdi. Krala ve yanındaki önderlere okudu.

36:22 Dokuzuncu aydı, kral kışlık sarayındaydı. Önünde mangalda ateş yanıyordu.

36:23 Yehudi tomardan üç dört sütun okur okumaz kral yazman çakısıyla onları kesip mangaldaki ateşe attı. Tomarın tümü yanıp bitene dek bu işi sürdürdü.

36:24 Tomardaki sözleri duyan kralla görevlileri ne korktular ne de giysilerini yırttılar.

36:25 Elnatan, Delaya ve Gemarya tomarı yakmaması için yalvardılarsa da kral onları dinlemedi.

36:26 Yazman Baruku ve Peygamber Yeremyayı tutuklamaları için oğlu Yerahmeele, Azriel oğlu Serayaya ve Avdeel oğlu Şelemyaya buyruk verdi. Oysa RAB onları gizlemişti.

36:27 Kral, Yeremyanın Baruka yazdırdığı sözleri içeren tomarı yaktıktan sonra, RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

36:28 ‹‹Başka bir tomar al, Yahuda Kralı Yehoyakimin yaktığı ilk tomardaki bütün sözleri yazdır.

36:29 Yahuda Kralı Yehoyakim için de ki, ‹RAB şöyle diyor: Babil Kralının kesinlikle gelip bu ülkeyi viraneye çevireceğini, içindeki insanı da hayvanı da yok edeceğini neden tomara yazdın diye sorup tomarı yaktın.

36:30 Bu yüzden RAB Yahuda Kralı Yehoyakim için şöyle diyor: Davutun tahtında oturan kimsesi olmayacak; ölüsü gündüzün sıcağa, gece ayaza bırakılacak.

36:31 İşledikleri suçlar yüzünden kendisini de çocuklarıyla görevlilerini de cezalandıracağım. Onların, Yeruşalimde yaşayanların ve Yahuda halkının başına sözünü ettiğim bütün felaketleri getireceğim. Çünkü beni dinlemediler.› ››

36:32 Bunun üzerine Yeremya başka bir tomar alıp Neriya oğlu Yazman Baruk'a verdi. Yahuda Kralı Yehoyakim'in ateşe atıp yaktığı tomardaki bütün sözleri Baruk Yeremya'nın ağzından tomara yazdı. Bu sözlere, benzer birçok söz daha eklendi.

37:1 Babil Kralı Nebukadnessarın Yahudaya atadığı Yoşiya oğlu Sidkiya, Yehoyakim oğlu Yehoyakinin yerine kral oldu.

37:2 Ama kendisi de görevlileriyle ülke halkı da RABbin Peygamber Yeremya aracılığıyla söylediği sözleri dikkate almadılar.

37:3 Kral Sidkiya, Şelemya oğlu Yehukalla Maaseya oğlu Kâhin Sefanyayı şu haberle Peygamber Yeremyaya gönderdi: ‹‹Lütfen bizim için Tanrımız RABbe yalvar.››

37:4 O sırada Yeremya daha cezaevine konmamıştı, halk arasında dolaşıyordu.

37:5 Firavunun ordusu Mısırdan çıkmıştı. Yeruşalimi kuşatma altında tutan Kildaniler bu haberi duyunca Yeruşalimden çekildiler.

37:6 Derken RAB Peygamber Yeremyaya şöyle seslendi:

37:7 ‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki: Danışmak için sizi bana gönderen Yahuda Kralına şöyle deyin: ‹Size yardım etmek için Mısırdan çıkıp gelen firavunun ordusu ülkesine dönecek.

37:8 Kildaniler de dönecek; bu kentle savaşıp onu ele geçirecek, ateşe verecekler.›

37:9 ‹‹RAB diyor ki, ‹Kildaniler üzerimizden çekilip gidecek› diyerek kendinizi aldatmayın. Çünkü çekilip gitmeyecekler!

37:10 Sizinle savaşan bütün Babil ordusunu bozguna uğratsanız, çadırlarında yalnız yaralılar kalsa bile, bunlar çadırlardan çıkıp bu kenti ateşe verecekler.››

37:11 Firavunun ordusu yüzünden Babil ordusu Yeruşalimden çekilince,

37:12 Peygamber Yeremya Benyamin topraklarındaki halkın arasında payına düşen mirası almak üzere Yeruşalimden gitmek istedi. Benyamin Kapısına vardığında, Hananya oğlu Şelemya oğlu bekçibaşı Yiriya, ‹‹Sen Kildanilerin tarafına geçiyorsun!›› diyerek onu tutukladı.

37:14 Yeremya, ‹‹Yalan!›› dedi, ‹‹Ben Kildanilerin tarafına geçmiyorum.›› Ama Yiriya onu dinlemedi. Yeremyayı tutuklayıp önderlere götürdü.

37:15 Yeremyaya öfkelenen önderler onu dövdürtüp cezaevine çevirdikleri Yazman Yonatanın evine kapattılar.

37:16 Böylece bodrumda bir hücreye kapatılan Yeremya uzun süre orada kaldı.

37:17 Sonra Kral Sidkiya Yeremyayı sarayına getirtti. Orada kendisine gizlice, ‹‹RABden bir söz var mı?›› diye sordu. ‹‹Evet›› diye yanıtladı Yeremya, ‹‹Babil Kralının eline verileceksin.››

37:18 Sonra Kral Sidkiyaya şöyle dedi: ‹‹Sana, görevlilerine ve bu halka karşı ne günah işledim ki beni cezaevine kapattınız?

37:19 ‹Babil Kralı sana da bu ülkeye de saldırmayacak› diyen peygamberlerin hani nerede?

37:20 Şimdi lütfen beni dinle, ey efendim kral! Lütfen dileğimi kabul et. Beni Yazman Yonatanın evine geri gönderme. Orada ölmek istemiyorum.››

37:21 Bunun üzerine Kral Sidkiya Yeremya'nın muhafız avlusuna kapatılmasını, kentteki ekmek bitene dek her gün fırıncılar sokağından kendisine bir ekmek verilmesini buyurdu. Böylece Yeremya muhafız avlusunda kaldı.

38:1 Mattan oğlu Şefatya, Paşhur oğlu Gedalya, Şelemya oğlu Yehukal ve Malkiya oğlu Paşhur Yeremyanın halka söylediği şu sözleri duydular:

38:2 ‹‹RAB diyor ki, ‹Bu kentte kalan kılıçtan, kıtlıktan, salgından ölecek. Kildanilere gidense sağ kalacak, canını kurtarıp yaşayacak.›

38:3 RAB diyor ki, ‹Bu kent kesinlikle Babil Kralının ordusuna teslim edilecek, Babil Kralı onu ele geçirecek.› ››

38:4 Önderler krala, ‹‹Bu adam öldürülmeli›› dediler, ‹‹Çünkü söylediği bu sözlerle kentte kalan askerlerin ve halkın cesaretini kırıyor. Bu adam halkın yararını değil, zararını istiyor.››

38:5 Kral Sidkiya, ‹‹İşte o sizin elinizde›› diye yanıtladı, ‹‹Kral size engel olamaz ki.››

38:6 Böylece Yeremyayı alıp kralın oğlu Malkiyanın muhafız avlusundaki sarnıcına halatlarla sarkıtarak indirdiler. Sarnıçta su yoktu, yalnız çamur vardı. Yeremya çamura battı.

38:7 Sarayda görevli hadım Kûşlu Ebet-Melek Yeremyanın sarnıca atıldığını duydu. Kral Benyamin Kapısında otururken,

38:8 Ebet-Melek saraydan çıkıp kralın yanına gitti ve ona şöyle dedi:

38:9 ‹‹Efendim kral, bu adamların Peygamber Yeremyaya yaptıkları kötüdür. Onu sarnıca attılar, orada açlıktan ölecek. Çünkü kentte ekmek kalmadı.››

38:10 Bunun üzerine kral, ‹‹Buradan yanına üçfç adam al, Peygamber Yeremyayı ölmeden sarnıçtan çıkarın›› diye ona buyruk verdi.

38:11 Ebet-Melek yanına adamları alarak saray hazinesinin alt odasına gitti. Oradan eski bezler, yırtık pırtık giysiler alıp halatlarla sarnıca, Yeremyaya sarkıttı.

38:12 Sonra Yeremyaya, ‹‹Bu eski bezleri, yırtık giysileri halatlarla bağlayıp koltuklarının altına geçir›› diye seslendi. Yeremya söyleneni yaptı.

38:13 Onu halatlarla çekip sarnıçtan çıkardılar. Yeremya muhafız avlusunda kaldı.

38:14 Kral Sidkiya Peygamber Yeremyayı RABbin Tapınağının üçüncü girişine getirterek, ‹‹Sana bir şey soracağım›› dedi, ‹‹Benden bir şey gizleme.››

38:15 Yeremya, ‹‹Sana bir şey bildirirsem, beni öldürmeyecek misin?›› diye karşılık verdi, ‹‹Üstelik öğüt versem bile beni dinlemeyeceksin.››

38:16 Kral Sidkiya, ‹‹Bize yaşam veren RABbin varlığı hakkı için seni öldürmeyeceğim, canının peşinde olan bu adamların eline seni teslim etmeyeceğim›› diyerek gizlice ant içti.

38:17 Bunun üzerine Yeremya Sidkiyaya şu karşılığı verdi: ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB Tanrı diyor ki, ‹Babil Kralının komutanlarına teslim olursan, canın bağışlanacak, bu kent de ateşe verilmeyecek. Sen de ailen de sağ kalacaksınız.

38:18 Ama Babil Kralının komutanlarına teslim olmazsan, kent Kildanilere teslim edilecek, onu ateşe verecekler. Sen de onlardan kaçıp kurtulamayacaksın.› ››

38:19 Kral Sidkiya, ‹‹Kildanilerin tarafına geçen Yahudilerden korkuyorum›› dedi, ‹‹Kildaniler beni onların eline verebilir, onlar da bana kötü davranırlar.››

38:20 ‹‹Vermezler›› diye yanıtladı Yeremya, ‹‹Lütfen sana aktardığım RABbin sözünü işit. O zaman sağ kalır, iyilik görürsün.

38:21 Ama teslim olmak istemezsen, RAB bana şunu açıkladı:

38:22 Yahuda Kralının sarayında kalan bütün kadınlar Babil Kralının komutanlarına çıkarılacak. O kadınlar sana, ‹‹ ‹Güvendiğin insanlar
Seni aldatıp yenilgiye uğrattı;
Çamura battı ayakların,
Güvendiğin insanlar seni bırakıp gitti›

38:23 ‹‹Bütün karıların, çocukların Kildanilere teslim edilecek. Sen de onlardan kaçıp kurtulamayacak, Babil Kralının eliyle yakalanacaksın. Bu kent ateşe verilecek.››

38:24 Sidkiya, ‹‹Ölmek istemiyorsan, konuştuklarımızı kimse duymasın›› dedi,

38:25 ‹‹Görevliler seninle konuştuğumu duyup da gelir, ‹Krala ne söyledin, kral sana ne dedi, açıkla bize, bizden gizleme! Yoksa seni öldürürüz› derlerse,

38:26 ‹Beni Yonatanın evine geri gönderme, yoksa orada ölürüm diye krala yalvardım› dersin.››

38:27 Bütün görevliler gelip Yeremyayı sorguya çektiler. Yeremya kralın kendisine söylemesini buyurduğu her şeyi onlara anlattı. Sorguyu bıraktılar. Çünkü kralla yaptığı konuşma duyulmamıştı.

38:28 Yeremya Yeruşalim'in ele geçirildiği güne dek muhafız avlusunda kaldı.

39:1 Yahuda Kralı Sidkiyanın dokuzuncu yılının onuncu ayında Babil Kralı Nebukadnessar bütün ordusuyla Yeruşalim önlerine gelerek kenti kuşattı.

39:2 Sidkiyanın krallığının on birinci yılında, dördüncü ayın dokuzuncu günü kent surlarında gedik açıldı.

39:3 Yeruşalim ele geçirilince Babil Kralının bütün komutanları -Samgarlı Nergal-Sareser, askeri danışman Nebo- Sarsekim, baş görevli Nergal-Sareser ve bütün öteki görevliler- içeri girip Orta Kapıda oturdular.

39:4 Yahuda Kralı Sidkiyayla askerler onları görünce kaçtılar. Gece kral bahçesinin yolundan iki duvarın arasındaki kapıdan kaçarak Arava yoluna çıktılar.

39:5 Ama artlarına düşen Kildani ordusu Eriha ovalarında Sidkiyaya yetişti, onu yakalayıp Hama topraklarında, Rivlada Babil Kralı Nebukadnessarın huzuruna çıkardılar. Nebukadnessar onun hakkında karar verdi:

39:6 Rivlada Sidkiyanın gözü önünde oğullarını, sonra da bütün Yahuda ileri gelenlerini öldürttü.

39:7 Sidkiyanın gözlerini oydu, zincire vurup Babile götürdü.

39:8 Kildaniler sarayla halkın evlerini ateşe verdiler, Yeruşalim surlarını yıktılar.

39:9 Komutan Nebuzaradan kentte sağ kalanları, kendi safına geçen kaçakları ve geri kalan halkı Babile sürgün etti.

39:10 Ancak hiçbir şeyi olmayan bazı yoksulları Yahudada bıraktı, onlara bağ ve tarla verdi.

39:11 Babil Kralı Nebukadnessar, muhafız birliği komutanı Nebuzaradan aracılığıyla Yeremyayla ilgili şu buyruğu verdi:

39:12 ‹‹Onu sorumluluğun altına al, ona iyi bak, hiç zarar verme, senden ne dilerse yap.››

39:13 Bunun üzerine muhafız birliği komutanı Nebuzaradan, askeri danışman Nebuşazban, baş görevli Nergal-Sareser ve Babil Kralının öbür görevlileri

39:14 adam gönderip Yeremyayı muhafız avlusundan getirttiler. Evine geri götürmesi için Şafan oğlu Ahikam oğlu Gedalyanın koruyuculuğuna verdiler. Böylece Yeremya halkı arasında yaşamını sürdürdü.

39:15 Yeremya daha muhafız avlusunda tutukluyken RAB ona şöyle seslenmişti:

39:16 ‹‹Git, Kûşlu Ebet-Meleke de ki, ‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: Bu kent üzerine yarar değil, zarar verecek sözlerimi yerine getirmek üzereyim. O gün olanları sen de göreceksin.

39:17 Ama o gün seni kurtaracağım diyor RAB. Korktuğun adamların eline teslim edilmeyeceksin.

39:18 Seni kesinlikle kurtaracağım, kılıçla öldürülmeyeceksin. Hiç değilse canını kurtarmış olacaksın. Çünkü bana güvendin, diyor RAB.› ››

40:1 Muhafız birliği komutanı Nebuzaradan Yeremyayı Ramada salıverdikten sonra RAB Yeremyaya seslendi. Nebuzaradan onu Babile sürülen Yeruşalim ve Yahuda halkıyla birlikte zincire vurulmuş olarak Ramaya götürmüştü.

40:2 Muhafız birliği komutanı Yeremyayı yanına çağırtıp, ‹‹Tanrın RAB buraya karşı bu felaketi belirledi›› dedi,

40:3 ‹‹Şimdi dediğini yaptı, yapacağını söylediği her şeyi yerine getirdi. Çünkü RABbe karşı günah işlediniz, Onun sözünü dinlemediniz. Bütün bunlar bu yüzden başınıza geldi.

40:4 İşte ellerindeki zincirleri çözüyorum. Benimle Babile gelmeyi yeğlersen gel, sana iyi bakarım; eğer benimle Babile gelmek istemezsen de sorun yok. Bak, bütün ülke önünde! İyi ve doğru bildiğin yere git.

40:5 Ama burada kalırsan Babil Kralının Yahuda kentlerine vali atadığı Şafan oğlu Ahikam oğlu Gedalyanın yanına dönüp onunla birlikte halkın arasında yaşa ya da istediğin yere git.›› ve››. Muhafız birliği komutanı Yeremyaya yiyecek ve armağan verip yoluna gönderdi.

40:6 Yeremya Mispaya, Ahikam oğlu Gedalyanın yanına gitti. Onunla ve ülkede kalan halkla birlikte orada yaşamaya başladı.

40:7 Kırdaki ordu komutanlarıyla adamları, Babil Kralının Ahikam oğlu Gedalyayı ülkeye vali atadığını, Babile sürülmemiş yoksul kadın, erkek ve çocukları ona emanet ettiğini duyunca,

40:8 Mispaya, Gedalyanın yanına geldiler. Gelenler Netanya oğlu İsmail, Kareahın oğulları Yohanan ve Yonatan, Tanhumet oğlu Seraya, Netofalı Efayın oğulları, Maakalı oğlu Yaazanya ve adamlarıydı.

40:9 Şafan oğlu Ahikam oğlu Gedalya onlara ve adamlarına ant içerek, ‹‹Kildanilere kulluk etmekten korkmayın›› dedi, ‹‹Ülkeye yerleşip Babil Kralına hizmet edin. Böylesi sizin için daha iyi olur.

40:10 Bana gelince, Mispada kalacağım, gelecek Kildanilerin önünde sizi temsil edeceğim. Siz şarap, yaz meyveleri, zeytinyağı toplayıp kaplarınızda depolayın ve aldığınız kentlerde yaşayın.››

40:11 Moav, Ammon, Edom ve öbür ülkelerde yaşayan Yahudilerin hepsi, Babil Kralının Yahudada bir kesim halkı sağ bıraktığını ve Şafan oğlu Ahikam oğlu Gedalyayı onlara vali atadığını duyunca,

40:12 sürülmüş oldukları ülkelerden geri dönüp Yahudaya, Mispada bulunan Gedalyanın yanına geldiler. Sonra bol bol şarap ve yaz meyvesi topladılar.

40:13 Kareah oğlu Yohananla kırdaki bütün ordu komutanları da Mispada bulunan Gedalyanın yanına geldiler.

40:14 Ona, ‹‹Ammon Kralı Baalisin seni öldürmek için Netanya oğlu İsmaili gönderdiğini bilmiyor musun?›› dediler. Gelgelelim Ahikam oğlu Gedalya onlara inanmadı.

40:15 Kareah oğlu Yohanan Mispada Gedalyaya gizlice, ‹‹İzin ver de gidip Netanya oğlu İsmaili öldüreyim›› dedi, ‹‹Kimse bilmeyecek! Neden seni öldürsün de çevrende toplanan bütün Yahudiler dağılsın, Yahudada sağ kalmış olanlar yok olsun?››

40:16 Ama Ahikam oğlu Gedalya, ‹‹Böyle birşey yapma! İsmail'le ilgili söylediklerin yalan›› dedi.

41:1 O yılın yedinci ayında kral soyundan ve kralın baş görevlilerinden Elişama oğlu Netanya oğlu İsmail, on adamıyla birlikte Mispaya, Ahikam oğlu Gedalyanın yanına gitti. Orada, Mispada birlikte yemek yerlerken,

41:2 Netanya oğlu İsmaille yanındaki on adam ayağa kalkıp Babil Kralının ülkeye vali atadığı Şafan oğlu Ahikam oğlu Gedalyayı kılıçla öldürdüler.

41:3 İsmail Mispada Gedalyayla birlikte olan bütün Yahudileri ve oradaki Kildan askerlerini de öldürdü.

41:4 Gedalya öldürüldükten bir gün sonra, ölüm haberi duyulmadan önce

41:5 Şekemden, Şilodan, Samiriyeden sakallarını tıraş etmiş, giysilerini yırtmış, bedenlerinde yaralar açmış seksen adam geldi. RABbin Tapınağında sunmak için yanlarında tahıl, günnük getirmişlerdi.

41:6 Netanya oğlu İsmail Mispadan ağlaya ağlaya onları karşılamaya çıktı. Onları görünce, ‹‹Ahikam oğlu Gedalyaya gelin›› dedi.

41:7 Kente girince, Netanya oğlu İsmail ve yanındakiler onları öldürüp bir sarnıca attılar.

41:8 Ancak onlardan on kişi İsmaile, ‹‹Bizi öldürme!›› dediler, ‹‹Tarlada saklı buğdayımız, arpamız, zeytinyağımız ve balımız var.›› Böylece İsmail vazgeçip onları öbürleriyle birlikte öldürmedi.

41:9 İsmailin öldürdüğü adamların bedenlerini atmış olduğu sarnıç büyüktü. Kral Asa, bu sarnıcı İsrail Kralı Baaşadan korunmak için kazmıştı. Netanya oğlu İsmail orayı ölülerle doldurdu. aracılığıyla››.

41:10 İsmail, muhafız birliği komutanı Nebuzaradanın Ahikam oğlu Gedalyanın sorumluluğuna bıraktığı Mispadaki bütün halkı ve kral kızlarını tutsak aldı. Netanya oğlu İsmail tümünü tutsak alıp Ammonlulara sığınmak üzere yola çıktı.

41:11 Kareah oğlu Yohanan ve yanındaki ordu komutanları, Netanya oğlu İsmailin işlediği cinayetleri duyunca,

41:12 bütün adamlarını alıp Netanya oğlu İsmaille savaşmaya gittiler. Givondaki büyük havuzun yakınında ona yetiştiler.

41:13 İsmailin yanındaki adamlar, Kareah oğlu Yohanan ve yanındaki ordu komutanlarını görünce sevindiler.

41:14 İsmailin Mispadan tutsak olarak götürdüğü herkes geri dönüp Kareah oğlu Yohanana katıldı.

41:15 Netanya oğlu İsmail ve sekiz adamıysa Yohanandan kaçıp Ammonlulara sığındılar.

41:16 Kareah oğlu Yohananla yanındaki ordu komutanları sağ kalanların hepsini -Ahikam oğlu Gedalyayı öldüren Netanya oğlu İsmailden kurtarıp Givondan geri getirdiği yiğit askerleri, kadınları, çocukları, saray görevlilerini- Mispadan alıp götürdüler.

41:17 Kildaniler'den kaçmak için Mısır'a doğru yola çıktılar. Beytlehem yakınında, Gerut-Kimham'da durdular. Kildaniler'den korkuyorlardı. Çünkü Netanya oğlu İsmail, Babil Kralı'nın ülkeye vali atadığı Ahikam oğlu Gedalya'yı öldürmüştü.

42:1 Ordu komutanları, Kareah oğlu Yohanan, Hoşaya oğlu Azarya ve küçük büyük bütün halk yaklaşıp

42:2 Peygamber Yeremyaya şöyle dediler: ‹‹Lütfen dileğimizi kabul et! Bizim için, bütün sağ kalan bu halk için Tanrın RABbe yakar. Çünkü bir zamanlar sayıca çok olan bizler gördüğün gibi şimdi azınlıkta kaldık.

42:3 Tanrın RAB nereye gideceğimizi, ne yapacağımızı bize bildirsin.›› 43:2).

42:4 Peygamber Yeremya, ‹‹Olur›› dedi, ‹‹İsteğiniz uyarınca Tanrınız RABbe yakaracağım. RAB bana ne yanıt verirse, bir şey saklamadan size bildireceğim.››

42:5 Bunun üzerine, ‹‹Tanrın RABbin senin aracılığınla bize bildireceği her sözü yerine getirmezsek, RAB aramızda gerçek ve güvenilir tanık olsun›› dediler,

42:6 ‹‹Seni kendisine gönderdiğimiz Tanrımız RABbin sözünü beğensek de beğenmesek de dinleyeceğiz ki, üzerimize iyilik gelsin. Evet, Tanrımız RABbin sözünü dinleyeceğiz.››

42:7 On gün sonra RAB Yeremyaya seslendi.

42:8 Yeremya, Kareah oğlu Yohananla yanındaki ordu komutanlarını ve küçük büyük bütün halkı çağırdı.

42:9 Onlara şöyle dedi: ‹‹Dileğinizi önüne sunmam için beni kendisine gönderdiğiniz İsrailin Tanrısı RAB diyor ki,

42:10 ‹Bu ülkede kalırsanız, sizi bina ederim, yıkmam; dikerim, sökmem. Çünkü başınıza getirdiğim felakete üzülüyorum.

42:11 Korktuğunuz Babil Kralından artık korkmayın, ondan korkmayın diyor RAB. Çünkü ben sizinleyim, sizi kurtaracak, onun elinden özgür kılacağım.

42:12 Size sevecenlik göstereceğim. Şöyle ki, Babil Kralı size acıyacak, sizi topraklarınıza geri gönderecek.›

42:13 ‹‹Ama, ‹Bu ülkede kalmayacağız› der, Tanrınız RABbin sözünü dinlemezseniz,

42:14 ‹Savaş görmeyeceğimiz, boru sesi duymayacağımız, açlık çekmeyeceğimiz Mısıra gidip orada yaşayacağız› derseniz,

42:15 RABbin sözünü dinleyin, ey Yahudadan sağ kalanlar! İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: ‹Eğer Mısıra gidip orada yerleşmeye kesin kararlıysanız,

42:16 korktuğunuz kılıç size orada yetişecek, tasalandığınız kıtlık Mısırda yakanıza yapışacak, orada öleceksiniz.

42:17 Yerleşmek üzere Mısıra gitmeye kararlı olan herkes kılıçtan, kıtlıktan, salgın hastalıktan ölecek. Başlarına getireceğim felaketten kurtulup sağ kalan olmayacak.›

42:18 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Öfkem, kızgınlığım Yeruşalimde yaşayanların üzerine döküldüğü gibi, siz Mısıra gidenlerin üzerine de dökülecek. Siz lanetlik, dehşet konusu olacak, aşağılanacak, yerileceksiniz. Burayı bir daha görmeyeceksiniz.›

42:19 Ey Yahudadan sağ kalanlar, RAB size, ‹Mısıra gitmeyin!› diye buyurmuştur. Bunu iyi bilin. Bugün sizi uyarıyorum:

42:20 Beni Tanrınız RABbe gönderip, ‹Bizim için Tanrımız RABbe yakar. Onun bize söyleyeceği her şeyi bildir, yapacağız› demekle kendinizi aldatıyorsunuz!

42:21 Bugün size bildirdim, ama Tanrınız RABbin benim aracılığımla size ilettiği sözlerin hiçbirini dinlemediniz.

42:22 Şimdi iyi bilin ki, yerleşmek üzere gitmeye can attığınız yerde kılıçtan, kıtlıktan, salgın hastalıktan öleceksiniz.››

43:1 Yeremya Tanrıları RABbin bütün bu sözlerini -Tanrıları RABbin onun aracılığıyla kendilerine ilettiği her şeyi- halka bildirmeyi bitirince

43:2 Hoşaya oğlu Azarya, Kareah oğlu Yohanan ve bütün küstah adamlar ona, ‹‹Yalan söylüyorsun!›› dediler, ‹‹Tanrımız RAB, ‹Yerleşmek üzere Mısıra gitmeyin› demek için göndermedi seni bize.

43:3 Bizi öldürsünler, Babile sürsünler diye Kildanilerin eline teslim etmek için Neriya oğlu Baruk seni bize karşı kışkırtıyor.››

43:4 Böylece Kareah oğlu Yohanan, bütün ordu komutanları ve halk RABbin Yahudada kalmalarına ilişkin buyruğuna karşı geldiler.

43:5 Kareah oğlu Yohananla bütün ordu komutanları, sürüldükleri uluslardan yerleşmek üzere Yahudaya geri dönen Yahuda halkını alıp götürdüler.

43:6 Muhafız birliği komutanı Nebuzaradanın Şafan oğlu Ahikam oğlu Gedalyanın sorumluluğuna bırakmış olduğu bütün kadınları, erkekleri, çocukları, kral kızlarını da götürdüler. Peygamber Yeremyayla Neriya oğlu Baruku da alıp

43:7 RABbin sözünü dinlemeyerek Mısıra gittiler. Tahpanhese vardılar.

43:8 Tahpanheste RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

43:9 ‹‹Yahudilerin gözü önünde eline büyük taşlar al, Tahpanheste firavun sarayının girişindeki tuğla kaldırımın harcına göm.

43:10 Onlara de ki, ‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: İşte kulum Babil Kralı Nebukadnessarı buraya getirtip tahtını harca gömdüğüm bu taşların üzerine kuracağım. Nebukadnessar otağını bu taşların üzerine kuracak.

43:11 Gelip Mısırı bozguna uğratacak. Ölüm için ayrılanlar ölüme, Sürgün için ayrılanlar sürgüne, Kılıç için ayrılanlar kılıca gidecek.

43:12 Mısır ilahlarının tapınaklarını ateşe verip yakacak, ilahları alıp götürecek. Çoban giysisiyle kendisini nasıl örterse, o da Mısırı öyle örtecek. Sonra oradan sağ salim çıkacak.

43:13 Mısır'daki Güneş Tapınağı'nın dikili taşlarını kıracak, Mısır ilahlarının tapınaklarını ateşe verecek.› ›› metin ‹‹Yakacağım››.

44:1 Mısırın Migdol, Tahpanhes, Noffı kentlerinde ve Patros bölgesinde yaşayan Yahudilere ilişkin RAB Yeremyaya şöyle seslendi:

44:2 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, Yeruşalim ve Yahuda kentlerine getirdiğim bütün felaketleri gördünüz. İşte yaptıkları kötülük yüzünden kentler bugün yıkık; içlerinde oturan yok. Sizin de kendilerinin ve atalarının da önceden tanımadığınız başka ilahlara buhur yakıp taparak beni öfkelendirdiler.

44:4 Peygamber kullarımı defalarca gönderip, ‹Nefret ettiğim bu iğrençlikleri yapmayın!› diyerek onları uyardım.

44:5 Ama dinlemediler, kulak asmadılar. Kötülüklerinden dönmediler, başka ilahlara buhur yakmaktan vazgeçmediler.

44:6 Bu yüzden kızgın öfkemi döktüm; Yahuda kentlerine, Yeruşalim sokaklarına karşı öfkem giderek şiddetlendi. Onlar bugün olduğu gibi yıkık ve ıssız bırakıldı.

44:7 ‹‹İsrailin Tanrısı RAB, Her Şeye Egemen Tanrı şöyle diyor: Neden bu büyük felaketi başınıza getiriyorsunuz? Kadın erkek, çoluk çocuk Yahuda halkından kesilip atılacak, sizden sağ kalan olmayacak.

44:8 Yerleşmek üzere geldiğiniz Mısırda ellerinizin yaptıklarıyla, başka ilahlara buhur yakmakla beni öfkelendiriyorsunuz. Başınıza felaket getiriyorsunuz. Dünyadaki uluslarca aşağılanacak, yerileceksiniz.

44:9 Yahudada, Yeruşalim sokaklarında atalarınızın, Yahuda krallarıyla karılarının, kendinizin, karılarınızın yaptığınız kötülükleri unuttunuz mu?

44:10 Bugüne dek pişmanlık duymadılar, benden korkmadılar. Size ve atalarınıza verdiğim yasa ve kurallar uyarınca yaşamadılar.

44:11 ‹‹Bu yüzden İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki: Başınıza yıkım getirmeye, bütün Yahuda halkını yok etmeye kararlıyım.

44:12 Yerleşmek üzere Mısıra gelmeye kararlı olan Yahudanın sağ kalanlarını ele alacağım. Hepsi Mısırda yok olacak; kılıçtan geçirilecek ya da kıtlıktan ölecek. Küçük büyük hepsi kılıçtan, kıtlıktan ölecek. Lanetlenecek, dehşet konusu olacak, aşağılanacak, yerilecekler.

44:13 Yeruşalimi cezalandırdığım gibi, Mısırda yaşayanları da kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla cezalandıracağım.

44:14 Yerleşmek için Mısıra gelen Yahuda halkının sağ kalanlarından hiçbiri kurtulmayacak, hiç kimse sağ kalıp Yahudaya dönmeyecek. Yerleşmek üzere oraya dönmek isteseler de, kaçıp kurtulan birkaç kişi dışında dönen olmayacak.››

44:15 Karılarının başka ilahlara buhur yaktığını bilen erkekler, orada duran kadınlar, Mısırın Patros bölgesinde yaşayan bütün halk -ki büyük bir topluluktu- Yeremyaya şu karşılığı verdi:

44:16 ‹‹RABbin adıyla bize söylediklerini dinlemeyeceğiz!

44:17 Tersine, yapacağımızı söylediğimiz her şeyi kesinlikle yapacağız: Gök Kraliçesine buhur yakacak, atalarımızın, krallarımızın, önderlerimizin ve kendimizin Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında yaptığımız gibi ona dökmelik sunular dökeceğiz. O zamanlar bol yiyeceğimiz vardı, her işimiz yolundaydı, sıkıntı çekmiyorduk.

44:18 Oysa Gök Kraliçesine buhur yakmayı, dökmelik sunular dökmeyi bıraktığımız günden bu yana her yönden yokluk çekiyoruz; kılıçtan, kıtlıktan yok oluyoruz.››

44:19 Kadınlar, ‹‹Evet, Gök Kraliçesine buhur yakıp dökmelik sunular dökeceğiz! Ona benzer pideler pişirip kendisine dökmelik sunular döktüğümüzü kocalarımız bilmiyor muydu sanki?›› diye eklediler.

44:20 Bunun üzerine Yeremya ona karşılık veren kadın erkek bütün halka şöyle dedi:

44:21 ‹‹Sizin, atalarınızın, krallarınızın, önderlerinizin, ülke halkının Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında yaktığınız buhuru RAB unuttu mu? Haberi yok muydu?

44:22 RAB yaptığınız kötülüklere, iğrençliklere artık dayanamadığı için, bugün olduğu gibi ülkeniz aşağılanıp yerildi, kimsenin yaşamadığı dehşet verici bir viranelik oldu.

44:23 Siz başka ilahlara buhur yaktınız, RABbe karşı günah işlediniz; Onun sözünü dinlemediniz, yasasına, kurallarına, antlaşma koşullarına uymadınız. Bu yüzden bugün olduğu gibi başınıza felaket geldi.››

44:24 Yeremya bütün halka, özellikle de kadınlara, ‹‹RABbin sözüne kulak verin, ey Mısırda yaşayan Yahudalılar›› dedi,

44:25 ‹‹İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Gök Kraliçesine buhur yakacağız, dökmelik sunular dökeceğiz, adaklarımızı kesinlikle yerine getireceğiz› diyerek siz de karılarınız da verdiğiniz sözü yerine getirdiniz. ‹‹Öyleyse verdiğiniz sözü tutun! Adadığınız adakları tümüyle yerine getirin!

44:26 Mısırda yaşayan Yahudiler, RABbin sözünü dinleyin! ‹Büyük adım üzerine ant içiyorum ki› diyor RAB, ‹Mısırda yaşayan Yahudilerden hiçbiri bundan böyle adımı ağzına alıp Egemen RABbin varlığı hakkı için diye ant içmeyecek.

44:27 Çünkü onların yararını değil, zararını gözlüyorum; Mısırda yaşayan Yahudiler yok olana dek kılıçtan, kıtlıktan ölecek.

44:28 Kılıçtan kurtulup da Mısırdan Yahudaya dönenlerin sayısı pek az olacak. Mısıra yerleşmeye gelen Yahuda halkından sağ kalanlar o zaman kimin sözünün yerine geldiğini anlayacak: Benim sözümün mü, yoksa onlarınkinin mi?

44:29 ‹‹ ‹Başınıza yıkım getireceğim; sözümün yerine geleceğini bilesiniz diye› diyor RAB, ‹Sizi burada cezalandıracağıma ilişkin belirti şu olacak.›

44:30 RAB diyor ki, ‹Yahuda Kralı Sidkiya'yı can düşmanı Babil Kralı Nebukadnessar'ın eline nasıl teslim ettimse, Mısır Firavunu Hofra'yı da can düşmanlarının eline öyle teslim edeceğim.› ››

45:1 Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakimin dördüncü yılında Neriya oğlu Baruk, Peygamber Yeremyanın kendisine söylediği sözleri tomara yazdıktan sonra Yeremya ona şunları söyledi:

45:2 ‹‹Ey Baruk, İsrailin Tanrısı RAB sana şöyle diyor:

45:3 Sen, ‹Vay başıma! Çünkü RAB acıma acı kattı. İnlemekten bitkin düştüm, bana rahat yok› dedin.

45:4 ‹‹RAB bana, ‹Ona şöyle diyeceksin› dedi: ‹RAB diyor ki, bütün ülkeyi yıkacağım; bina ettiğimi yıkacak, diktiğimi sökeceğim.

45:5 Sana gelince, büyük şeyler peşinde mi koşuyorsun? Sakın koşma! Çünkü bütün halkın üzerine felaket getirmek üzereyim› diyor RAB, ‹Ama sen nereye gidersen git, canını bağışlayacağım.› ››

46:1 RAB uluslara ilişkin Peygamber Yeremyaya şöyle seslendi:

46:2 Mısıra ilişkin: Yahuda Kralı Yoşiya oğlu Yehoyakimin dördüncü yılında, Babil Kralı Nebukadnessarın Fırat kıyısında, Karkamışta yenilgiye uğrattığı Firavun Nekonun ordusuyla ilgili bildiri:

46:3 ‹‹Küçük büyük kalkanları dizin,
Savaşmak için ilerleyin!

46:4 Atları koşun, beygirlere binin!
Miğferlerinizi takın, yerinizi alın!
Mızraklarınızı cilalayın,
Zırhlarınızı kuşanın!

46:5 Ne görüyorum?
Dehşete düştüler, geri çekiliyorlar!
Yiğitleri bozguna uğramış,
Arkalarına bakmadan kaçışıyorlar.
Her yer dehşet içinde›› diyor RAB.

46:6 ‹‹Ayağı tez olan kaçamıyor,
Yiğit kaçıp kurtulamıyor.
Kuzeyde, Fırat kıyısında
Tökezleyip düştüler.

46:7 Nil gibi yükselen,
Irmak gibi suları çalkalanan kim?

46:8 Mısırdır Nil gibi yükselen,
Irmak gibi suları çalkalanan.
‹Yükselip yeryüzünü kaplayacağım;
Kentleri de içlerinde oturanları da
Yok edeceğim› diyor Mısır.

46:9 Şahlanın, ey atlar!
Çılgınca saldırın, ey savaş arabaları!
Ey kalkan taşıyan Kûşlu, Pûtlu yiğitler,
Yay çeken Ludlular, ilerleyin!

46:10 ‹‹Çünkü o gün Her Şeye Egemen Egemen RABbin günüdür.
Düşmanlarından öç alması için
Öç günüdür.
Kılıç doyana dek yiyecek,
Kanlarını kana kana içecek.
Çünkü Rab, Her Şeye Egemen RAB
Kuzeyde, Fırat kıyısında kurban hazırlıyor.

46:11 ‹‹Ey erden kız Mısır,
Gilata git de merhem al!
Ama boşuna çok ilaç kullanıyorsun,
Senin için şifa yok.

46:12 Uluslar utancını duydu,
Feryadınla doldu yeryüzü.
Yiğit yiğide tökezleyip
İkisi birlikte yere seriliyor.››

46:13 Babil Kralı Nebukadnessarın gelip Mısıra saldıracağına ilişkin RABbin Peygamber Yeremyaya bildirdiği söz şudur:

46:14 ‹‹Mısırda bildirin,
Migdolda duyurun,
Nofta, Tahpanheste duyurun:
‹Yerini al, hazırlan,
Çünkü çevrendekileri yiyip bitiriyor kılıç!›

46:15 İlahın Apis neden kaçtı?
Boğan neden ayakta kalamadı?
Çünkü RAB onu yere serdi! ayakta kalamadı? Çünkü RAB onu yere serdi!›› (bkz. Septuaginta), Masoretik metin ‹‹Yiğitlerin neden yere serildi? Ayakta duracak halleri yok, çünkü RAB onları yere serdi!››

46:16 Boyuna tökezleyip birbirlerinin üzerine düşecekler.
‹Kalkın, acımasızların kılıcı yüzünden halkımıza,
Yurdumuza dönelim› diyecekler.

46:17 ‹Firavun yaygaracının biri,
Fırsatı kaçırdı› diyecekler.

46:18 ‹‹Varlığım hakkı için›› diyor Kral,
Adı Her Şeye Egemen RAB,
‹‹Dağlar arasında Tavor Dağı nasılsa,
Karmel Dağı deniz kıyısında nasılsa,
Size saldıracak kişi de öyledir.

46:19 Ey sizler, Mısırda yaşayanlar,
Toplayın eşyanızı, sürgüne gideceksiniz!
Nof öyle viran olup yanacak ki,
Kimse oturmayacak içinde.

46:20 ‹‹Mısır güzel bir düve,
Ama kuzeyden atsineği geliyor ona.

46:21 Ücretli askerleri besili danalar gibi.
Onlar da geri dönüp birlikte kaçacak,
Yerlerinde durmayacaklar.
Çünkü üzerlerine yıkım günü,
Cezalandırılacakları an gelecek.

46:22 Düşman ordusu ilerleyince,
Mısır yılan gibi tıslayarak kaçacak.
Ağaç kesen adamlar gibi
Baltalarla ona saldıracaklar.

46:23 Gür olsa bile kesecekler ormanını›› diyor RAB,
‹‹Çünkü çekirgelerden daha çok onlar,
Sayıya vurulamazlar.

46:24 Mısır utandırılacak,
Kuzey halkının eline teslim edilecek.››

46:25 İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹‹İşte No Kentinin ilahı Amonu, firavunu, Mısırla ilahlarını, krallarını ve firavuna güvenenleri cezalandırmak üzereyim.

46:26 Hepsini can düşmanları Babil Kralı Nebukadnessarla görevlilerinin eline teslim edeceğim. Ama sonra, eskiden olduğu gibi insanlar yine Mısırda yaşayacak›› diyor RAB.

46:27 ‹‹Korkma, ey kulum Yakup,
Yılma, ey İsrail.
Çünkü seni uzak yerlerden,
Soyunu sürgün edildiği ülkeden kurtaracağım.
Yakup yine huzur ve güvenlik içinde olacak,
Kimse onu korkutmayacak.

46:28 Korkma, ey kulum Yakup,
Çünkü ben seninleyim›› diyor RAB.
‹‹Seni aralarına sürdüğüm ulusların hepsini
Tümüyle yok etsem de,
Seni büsbütün yok etmeyeceğim.
Adaletle yola getirecek,
Hiç cezasız bırakmayacağım seni.››

47:1 Firavun Gazzeye saldırmadan önce RABbin Peygamber Yeremyaya bildirdiği Filistlilere ilişkin söz şudur:

47:2 RAB diyor ki,
‹‹Bakın sular kuzeyden nasıl yükseliyor!
Taşkın bir ırmak olacak,
Ülkeyi ve içindeki her şeyi,
Kentleri ve içinde yaşayanları kaplayacak.
İnsanlar yakaracak,
Ülkede yaşayan herkes feryat edecek.

47:3 Dörtnala koşan aygırların
Toynak seslerinden,
Savaş arabalarının takırtısından,
Tekerleklerin gürültüsünden
Babalar dönüp çocuklarına bakmayacak;
Ellerinde derman kalmayacak.

47:4 Çünkü Filistlilerin yok edileceği gün geliyor.
Sur ve Saydaya yardım edebilecek
Sağ kalan herkes kesilip yok edilecek.
RAB Kaftor kıyısından gelen Filistlilerin
Sağ kalanlarını yok edecek.

47:5 Gazze yastan saçını yolacak,
Aşkelon susturulacak.
Ey ovada sağ kalanlar,
Ne zamana dek bedenlerinizi yaralayacaksınız?

47:6 Ah, RABbin kılıcı!
Yatışmana daha ne kadar zaman var?
Dön kınına! Dur ve sessiz ol!

47:7 Ama RAB ona buyruk vermişken,
Aşkelon'a, deniz kıyısına
Saldırmak üzere görevlendirmişken
Kılıç nasıl yatışabilir?››

48:1 Moava ilişkin: İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor: ‹‹Vay Nevonun başına gelenlere!
Çünkü viraneye çevrilecek.
Kiryatayim utandırılacak, ele geçirilecek.
Misgav utandırılacak, kırılıp dökülecek.

48:2 Moav artık övülmeyecek,
Heşbonda onun yıkımı için düzen kuracak,
‹Haydi, şu Moav ulusuna son verelim› diyecekler.
Ey Madmenfö, sen de susturulacaksın,
Kılıç kovalayacak seni. çağrıştırıyor.

48:3 Horonayimden feryat duyulacak:
‹Kent mahvoldu, büyük yıkıma uğradı!›

48:4 ‹‹Moav yıkılacak,
Yavrularının ağlayışı duyulacak.

48:5 Ağlaya ağlaya çıkıyorlar Luhit Yokuşundan,
Horonayim inişinde
Yıkımın neden olduğu acı feryatlar duyuluyor.

48:6 Kaçın, canınızı kurtarın!
Çölde yaban eşeğifö gibi koşun! ağacı››.

48:7 ‹‹Evet, başarılarına, mal varlığına güvendiğin için
Sen de ele geçirileceksin.
İlahın Kemoş da kâhinleri ve görevlileriyle birlikte
Sürgün edilecek.

48:8 Yok edici her kente uğrayacak,
Tek kent kurtulmayacak.
Vadi yerle bir olacak,
Yayla altüst edilecek›› diyor RAB.

48:9 ‹‹Moav toprağına tuz dökün, kısırlaşsın,
Kentleri öyle viran olacak ki,
Kimse yaşamayacak oralarda.

48:10 Lanet olsun RABbin işini savsaklayana!
Kılıcını kan dökmekten alıkoyana lanet olsun!

48:11 Moav gençliğinden bu yana güvenlikteydi,
Şarap tortusu gibi durgun kaldı,
Bir kaptan öbürüne boşaltılmadı,
Sürgüne gönderilmedi.
O yüzden tadını yitirmedi, kokusu bozulmadı.

48:12 ‹‹Ama onu boşaltacak adamları göndereceğim günler geliyor›› diyor RAB, ‹‹Onu boşaltacaklar. Kaplarını boşaltacak, küplerini paramparça edecekler.

48:13 İsrail halkı güvendiği Beytelden nasıl utandıysa, Moav da Kemoş ilahından öyle utanacak.

48:14 ‹‹Nasıl, ‹Biz yiğidiz,
Savaşa hazır askerleriz› dersiniz?

48:15 Moav ve kentlerini yerle bir eden,
Saldırıya geçti.
En seçkin gençleri kesime gidecek.
Adı Her Şeye Egemen RAB olan Kral böyle diyor.

48:16 Moavın yıkımı yakında geliyor,
Uğrayacağı felaket hızla yaklaşıyor.

48:17 Dövünün onun için,
Ey çevresinde yaşayan, ününü bilen sizler!
‹Kudret asası,
Görkemli değnek nasıl da kırıldı!› deyin.

48:18 ‹‹Ey Divon Kentinde yaşayan halk,
Görkeminden in,
Kuru toprak üstünde otur.
Çünkü Moavı yerle bir eden sana da saldıracak,
Kalelerini yıkacak.

48:19 Ey sen, Aroerde oturan,
Yol kenarında dur da gözle!
Kaçan adama, kurtulan kadına,
‹Ne oldu?› diye sor.

48:20 Moav utandırıldı, darmadağın oldu.
Feryat et, haykır!
Moavın yıkıldığını Arnon Vadisinde duyur.

48:21 ‹‹Yayladaki kentler -Holan, Yahas, Mefaat, Divon, Nevo, Beytdivlatayim, Kiryatayim, Beytgamul, Beytmeon, Keriyot, Bosra, uzak yakın bütün Moav kentleri- yargılanacak.

48:25 Moavın boynuzu kesildi, kolu kırıldı›› diyor RAB.

48:26 ‹‹Moavı sarhoş edin,
Çünkü RABbe büyüklük tasladı.
Moav kendi kusmuğunda yuvarlanacak,
Alay konusu olacak.

48:27 İsrail senin için gülünesi bir ulus mu oldu?
Hırsızlar arasında mı yakalandı ki,
Ondan söz ettikçe baş sallıyorsun?

48:28 ‹‹Ey Moavda yaşayanlar,
Kentlerinizi terk edip kayalara sığının.
Uçurumun ağzında yuvasını yapan
Güvercin gibi olun.

48:29 Moavın ne denli gururlanıp büyüklendiğini,
Kendini ne denli beğendiğini,
Kibirlenip küstahlaştığını,
Övünüp kabardığını duyduk.

48:30 Küstahlığını biliyorum›› diyor RAB,
‹‹Övünmesi boşunadır, yaptıkları da.

48:31 Bu yüzden Moav için haykıracak,
Bütün Moav için feryat edeceğim.
Ağlayacağım Kîr-Hereset halkı için.

48:32 Ey Sivma asması,
Senin için Yazer halkından çok ağlayacağım.
Filizlerin gölü aşıp
Yazere ulaştı.
Yok edici yaz meyvelerini, üzümünü yok etti.

48:33 Moavın meyve bahçelerinden, tarlalarından
Sevinç ve neşe yok oldu.
Üzüm sıkma çukurlarından şarap akışını durdurdum;
Kimse sevinç çığlıklarıyla üzüm ezmiyor,
Çığlıklar var, ama sevinç çığlıkları değil.

48:34 ‹‹Heşbon ve Elalenin haykırışları
Yahasa ulaşıyor.
Soardan Horonayime,
Eglat-Şelişiyaya dek çığlıklar yükseliyor.
Çünkü Nimrim suları bile kurudu.

48:35 Moavda puta tapılan yerlerde
Sunu sunanları,
İlahlarına buhur yakanları
Yok edeceğim›› diyor RAB.

48:36 ‹‹Bu yüzden yüreğim ney gibi
İnliyor Moav için;
Kîr-Hereset halkı için ney gibi
İnliyor yüreğim.
Çünkü elde ettikleri zenginlik uçup gitti.

48:37 ‹‹Herkes saçını sakalını kesecek,
Elini yaralayacak,
Beline çul saracak.

48:38 Moav damlarında, meydanlarında
Yalnız ağlayış var.
Çünkü Moavı kimsenin beğenmediği
Bir kap gibi kırdım›› diyor RAB.

48:39 ‹‹Nasıl da darmadağın oldu Moav!
Nasıl acıyla feryat ediyor!
Nasıl da sırtını dönüyor utançtan!
Moav çevresindekilere alay konusu,
Dehşet verici bir örnek oldu.››

48:40 RAB diyor ki,
‹‹Bakın! Düşman birden çullanan bir kartal gibi
Kanatlarını Moavın üzerine açacak.

48:41 Keriyot ele geçirilecek,
Kaleler alınacak.
O gün Moavlı askerlerin yüreği,
Doğum sancısı çeken kadının yüreği gibi olacak.

48:42 Moav yıkıma uğrayacak,
Halk olmaktan çıkacak;
Çünkü RABbe karşı büyüklük tasladı.

48:43 Önünde dehşet, çukur ve tuzak var,
Ey Moav halkı!›› diyor RAB.

48:44 ‹‹Dehşetten kaçan çukura düşecek,
Çukurdan çıkan tuzağa yakalanacak;
Çünkü Moavın üzerine
Cezalandırma yılını getireceğim›› diyor RAB.

48:45 ‹‹Heşbonun gölgesinde
Bitkin düşmüş kaçkınlar.
Çünkü Heşbondan ateş,
Sihonun ortasından alev çıktı;
Moavlıların alınlarını,
Kargaşa çıkaranların başlarını yakıp yok etti.

48:46 Vay sana, ey Moav!
İlah Kemoşun halkı yok oldu,
Oğulların sürgüne gönderildi,
Kızların tutsak alındı.

48:47 Ama son günlerde
Yine eski gönencine kavuşturacağım Moav'ı›› diyor RAB. Moav'ın yargısı burada sona eriyor.

49:1 RAB Ammonlulara ilişkin şöyle diyor: ‹‹İsrailin çocukları yok mu?
Yok mu mirasçısı?
Öyleyse neden ilah Molek Gadı mülk edindi?
Neden onun halkı Gad kentlerinde oturuyor?

49:2 İşte bu nedenle›› diyor RAB,
‹‹Ammonluların Rabba Kentine karşı
Savaş narasını işittireceğim günler geliyor.
Rabba ıssız bir höyük olacak,
Köyleri ateşe verilecek.
Böylece İsrail, kendisini mülk edinenleri
Mülk edinecek›› diyor RAB.

49:3 ‹‹Haykır, ey Heşbon!
Ay Kenti yıkıldı!
Feryat edin, ey Rabba kızları!
Çul sarınıp yas tutun.
Duvarların arasında oraya buraya koşuşun.
Çünkü Molek kâhinleri ve görevlileriyle birlikte
Sürgüne gönderilecek.

49:4 Verimli vadilerinle ne kadar övünüyorsun,
Ey dönek kız!
Servetine güvenerek,
‹Bana kim saldırabilir?› diyorsun.

49:5 Bütün çevrenden
Dehşet saçacağım üzerine››
Diyor Her Şeye Egemen Egemen RAB.
‹‹Her biriniz apar topar sürülecek,
Kaçkınları toplayan olmayacak.

49:6 Ama sonra Ammonluları
Eski gönencine kavuşturacağım›› diyor RAB.

49:7 Her Şeye Egemen RAB Edoma ilişkin şöyle diyor: ‹‹Teman Kentinde bilgelik kalmadı mı artık?
Akıllı kişilerde öğüt tükendi mi?
Bilgelikleri yozlaştı mı?

49:8 Kaçın, geri dönün, derinliklere sığının,
Ey Dedanda yaşayanlar!
Çünkü Esavı cezalandırdığımda
Başına felaket getireceğim.

49:9 Üzüm toplayanlar bağına girseydi,
Birkaç salkım bırakmazlar mıydı?
Gece hırsızlar gelselerdi,
Yalnızca gereksindiklerini çalmazlar mıydı?

49:10 Oysa ben Esavı çırılçıplak soyacak,
Gizli yerlerini açığa çıkaracağım,
Gizlenemeyecek.
Çocukları, akrabaları, komşuları
Yıkıma uğrayacak.
Kendisi de yok olacak!

49:11 Öksüz çocuklarını bırak,
Ben yaşatırım onları.
Dul kadınların da bana güvensinler.››

49:12 RAB diyor ki,
‹‹Hak etmeyenler bile kâseyi içmek zorundayken,
Sen mi cezasız kalacaksın?
Hayır, cezasız kalmayacaksın,
Kesinlikle içeceksin kâseyi.

49:13 Adım üzerine ant içerim ki›› diyor RAB,
‹‹Bosra dehşet konusu olacak, yerilecek,
Viraneye dönecek, aşağılanacak.
Bütün kentleri sonsuza dek yıkık kalacak.››

49:14 RABden bir haber aldım:
Uluslara gönderdiği haberci,
‹‹Edoma saldırmak için toplanın,
Savaşa hazırlanın!›› diyor.

49:15 ‹‹Bak, seni uluslar arasında küçük düşüreceğim,
İnsanlar seni hor görecek.

49:16 Saçtığın dehşet ve yüreğindeki gurur
Seni aldattı.
Sen ki, kaya kovuklarında yaşıyor,
Tepenin doruğunu elinde tutuyorsun.
Yuvanı kartal gibi yükseklerde kursan da,
Oradan indireceğim seni›› diyor RAB. Edomun başkentinin adıydı.

49:17 ‹‹Edom dehşet konusu olacak,
Oradan geçen herkes şaşkın şaşkın bakıp
Başına gelen belalardan ötürü
Onunla alay edecek.

49:18 Sodomla Gomorayı ve çevredeki köyleri
Nasıl yerle bir ettimse›› diyor RAB,
‹‹Orada da kimse oturmayacak,
İnsan oraya yerleşmeyecek.

49:19 ‹‹Şeria çalılıklarından
Sulak otlağa çıkan aslan gibi
Edomu bir anda yurdundan kovacağım.
Seçeceğim kişiyi ona yönetici atayacağım.
Var mı benim gibisi?
Var mı bana dava açacak biri,
Bana karşı duracak çoban?››

49:20 Bu yüzden RABbin Edoma karşı ne tasarladığını,
Temanda yaşayanlara karşı ne amaçladığını işitin:
‹‹Sürünün küçükleri bile sürülecek,
Halkı yüzünden Edom otlakları çöle dönüştürülecek.

49:21 Yıkılışlarının gürültüsünden yeryüzü titreyecek,
Çığlıkları Kızıldenize dek duyulacak.

49:22 Düşman kartal gibi üzerlerine çullanacak,
Kanatlarını Bosraya karşı açacak.
O gün Edomlu askerlerin yüreği,
Doğum sancısı çeken kadının yüreği gibi olacak.››

49:23 Şama ilişkin: ‹‹Hama ve Arpat utanacak,
Çünkü kötü haber işittiler.
Korkudan eridiler,
Sessiz duramayan deniz gibi
Kaygıyla sarsıldılar.

49:24 ‹‹Şam güçsüz düştü,
Kaçmak için döndü;
Telaşa kapıldı,
Doğuran kadın gibi
Sancı ve acılar sardı onu.

49:25 Nasıl oldu da sevinç bulduğum ünlü kent
Terk edilmedi?

49:26 Bu yüzden gençleri meydanlarda düşecek,
Bütün savaşçıları susturulacak o gün››
Diyor Her Şeye Egemen RAB.

49:27 ‹‹Şam surlarını ateşe vereceğim,
Yakıp yok edecek Ben-Hadatın saraylarını.››

49:28 Babil Kralı Nebukadnessarın bozguna uğrattığı Kedar ve Hasor krallıklarına ilişkin RAB şöyle diyor: ‹‹Kalkın, Kedara saldırın,
Doğu halkını yok edin.

49:29 Çadırlarıyla sürüleri alınacak,
Çadır perdeleri,
Eşyalarıyla develeri alınıp götürülecek.
İnsanlar, ‹Her yer dehşet içinde!› diye bağıracaklar onlara.

49:30 Kaçın, uzaklaşın!
Derinliklere sığının,
Ey Hasorda oturanlar!›› diyor RAB.
‹‹Çünkü Babil Kralı Nebukadnessar
Size düzen kurdu;
Sizin için bir tasarısı var.

49:31 Kalkın, tasasız ve güvenlik içinde
Yaşayan ulusa saldırın›› diyor RAB.
‹‹Onun kent kapıları, sürgüleri yok,
Halkı tek başına yaşıyor.

49:32 Develeri yağma edilecek,
Sayısız sürüleri çapul malı olacak.
Zülüflerini kesenleri
Dört yana dağıtacağım,
Her yandan felaket getireceğim başlarına›› diyor RAB.

49:33 ‹‹Çakalların uğrağı Hasor,
Sonsuza dek viran kalacak,
Orada kimse oturmayacak,
İnsan oraya yerleşmeyecek.››

49:34 Yahuda Kralı Sidkiyanın krallığının başlangıcında RABbin Peygamber Yeremyaya bildirdiği Elama ilişkin söz şudur:

49:35 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Bakın, Elamın yayını,
Asıl gücünü kıracağım.

49:36 Üzerine göğün dört ucundan
Dört rüzgarı gönderecek,
Halkını bu rüzgarlara dağıtacağım.
Elam sürgünlerinin gitmediği
Bir ulus kalmayacak.

49:37 Düşmanlarının önünde,
Can düşmanlarının önünde
Elamı darmadağın edeceğim.
Başlarına felaket gönderecek,
Şiddetli öfkemi yağdıracağım›› diyor RAB,
‹‹Onları büsbütün yok edene dek
Peşlerine kılıcı salacağım.

49:38 Elamda tahtımı kuracak,
Elam Kralıyla önderlerini
Yok edeceğim›› diyor RAB.

49:39 ‹‹Ama son günlerde
Elam'ı eski gönencine kavuşturacağım›› diyor RAB.

50:1 RABbin Babil ve Kildan ülkesine ilişkin Peygamber Yeremya aracılığıyla bildirdiği söz şudur:

50:2 ‹‹Uluslara duyurun, haberi bildirin!
Sancak dikip duyurun, hiçbir şey gizlemeyin!
‹Babil ele geçirilecek› deyin,
‹İlahı Bel utandırılacak,
İlahı Marduk paramparça olacak.
Putları utandırılacak,
İlahları paramparça olacak.›

50:3 Çünkü kuzeyden gelen bir ulus ona saldıracak,
Ülkesini viran edecek.
Orada kimse yaşamayacak,
İnsan da hayvan da kaçıp gidecek.

50:4 O günlerde, o zamanda›› diyor RAB,
‹‹İsrail halkıyla Yahuda halkı birlikte gelecek;
Tanrıları RABbi aramak için
Ağlaya ağlaya gelecekler.

50:5 Yüzleri Siyona dönük,
Oraya giden yolu soracak,
Kalıcı, unutulmaz bir antlaşmayla
RABbe bağlanmak için gelecekler.

50:6 ‹‹Halkım yitik koyunlardır,
Çobanları onları baştan çıkardı.
Dağlarda başıboş dolandırdılar onları,
Dağ, tepe avare dolaştılar,
Kendi ağıllarını unuttular.

50:7 Kim bulduysa yedi onları.
Düşmanları, ‹Biz suçlu değiliz› dediler,
‹Çünkü onlar gerçek otlakları olan RABbe,
Atalarının umudu RABbe karşı günah işlediler.›

50:8 ‹‹Babilden kaçıp kurtulun!
Kildan ülkesini terk edin,
Sürüye yön veren teke gibi olun!

50:9 Çünkü birbiriyle anlaşmış büyük ulusları
Kuzeydeki topraklardan kışkırtıp
Babilin karşısına çıkaracağım.
Babille savaşmak üzere karşısına dizilecek,
Onu kuzeyden ele geçirecekler.
Okları usta savaşçı oku gibidir,
Hiçbiri boş dönmeyecek.

50:10 Kildan ülkesi yağmaya uğrayacak,
Onu yağmalayanlar mala doyacak›› diyor RAB.

50:11 ‹‹Ey mirasımı yağmalayan sizler!
Madem sevinip coşuyorsunuz,
Harman döven düve gibi sıçrıyor,
Aygır gibi kişniyorsunuz;

50:12 Anneniz büyük utanca boğulacak,
Sizi doğuranın yüzü kızaracak.
Ulusların en önemsizi,
Kurak, bozkır, çöl olacak.

50:13 RABbin öfkesi yüzünden kimse yaşamayacak orada,
Büsbütün ıssız kalacak.
Her geçen, Babilin aldığı yaraları görünce şaşacak,
Hayrete düşecek.

50:14 Babilin çevresinde savaşmak üzere dizilin,
Ey bütün yay çekenler!
Oklarla saldırın ona, oklarınızı esirgemeyin!
Çünkü o RABbe karşı günah işledi.

50:15 Her yandan ona karşı savaş narası yükseltin!
Teslim oldu, kuleleri düştü,
Surları yerle bir oldu.
Çünkü RABbin öcüdür bu.
Ondan öç alın.
Yaptığının aynısını yapın ona.

50:16 Ekin ekeni biçim vakti orakçıyla birlikte
Babilden atın.
Zorbanın kılıcı yüzünden
Herkes halkına dönsün,
Ülkesine kaçsın.››

50:17 ‹‹İsrail aslanların kovaladığı
Dağılmış bir sürüdür.
Önce Asur Kralı yedi onu.
Sonra Babil Kralı Nebukadnessar kemiklerini ezdi.››

50:18 Bu yüzden İsrailin Tanrısı,
Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Asur Kralını nasıl cezalandırdıysam,
Babil Kralıyla ülkesini de öyle cezalandıracağım.

50:19 İsraili yeniden otlağına kavuşturacağım,
Karmelde, Başanda otlayacak;
Efrayim ve Gilat dağlık bölgelerinde
İstediği kadar yiyip doyacak.

50:20 O günlerde, o zamanda›› diyor RAB,
‹‹İsrailin suçu araştırılacak
Ama bulunamayacak;
Yahudanın günahları da araştırılacak
Ama bulunamayacak.
Çünkü sağ bıraktıklarımı bağışlayacağım.››

50:21 ‹‹Meratayimfş ülkesine,
Pekotta yaşayanlara saldır.
Onları öldür, tümüyle yok et›› diyor RAB,
‹‹Sana ne buyurduysam hepsini yap. gelir.

50:22 Ülkede savaş, büyük yıkım
Gürültüsü duyuluyor.

50:23 Dünyanın balyozu
Nasıl da kırılıp paramparça oldu!
Babil uluslar arasında nasıl dehşet oldu!

50:24 Senin için tuzak kurdum, ey Babil,
Bilmeden tuzağıma düştün.
Bulunup yakalandın,
Çünkü RABbe karşı çıktın.

50:25 RAB silahhanesini açtı,
Öfkesinin silahlarını çıkardı.
Her Şeye Egemen Egemen RABbin
Kildan ülkesinde yapacağı iş var.

50:26 Uzaktan ona saldırın.
Ambarlarını açın,
Mallarını tahıl gibi küme küme yığın.
Tamamen yok edin onu,
Geriye hiçbir şey kalmasın.

50:27 Genç boğalarını öldürün,
Kesime gitsinler!
Vay başlarına!
Çünkü onların günü,
Cezalandırılma zamanı geldi.

50:28 Dinleyin! Tanrımız RABbin öç aldığını,
Tapınağının öcünü aldığını
Babilden kaçıp kurtulanlar
Siyonda duyuruyorlar.

50:29 ‹‹Okçuları, yay gerenlerin hepsini çağırın Babile karşı,
Çevresini kuşatın, kaçıp kurtulan olmasın.
Yaptıklarına göre karşılık verin ona,
Yaptıklarının aynısını yapın.
Çünkü RABbe, İsrailin Kutsalına
Küstahlık etti.

50:30 Bu yüzden gençleri meydanlarda düşecek,
Bütün savaşçıları susturulacak o gün›› diyor RAB.

50:31 ‹‹İşte, sana karşıyım, ey küstah!››
Diyor Her Şeye Egemen Egemen RAB.
‹‹Çünkü senin günün,
Seni cezalandıracağım zaman geldi.

50:32 Küstah tökezleyip düşecek,
Onu kaldıran olmayacak.
Kentlerini ateşe vereceğim,
Bütün çevresini yakıp yok edecek.››

50:33 Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor:
‹‹İsrail halkı da Yahuda halkı da
Eziyet çekiyor.
Onları tutsak edenler sıkı tutmuş,
Salıvermek istemiyorlar.

50:34 Ama onların Kurtarıcısı güçlüdür,
Onun adı Her Şeye Egemen RABdir.
Onların ülkesine huzur,
Babilde yaşayanlaraysa kargaşalık getirmek için
Davalarını hararetle savunacak.

50:35 ‹‹Kildanilere karşı kılıç!›› diyor RAB,
‹‹Babilde yaşayanlara, Babil önderlerine,
Bilgelerine karşı kılıç!

50:36 Sahte peygamberlere karşı kılıç!
Aptallıkları ortaya çıkacak.
Yiğitlerine karşı kılıç!
Şaşkına dönecek onlar.

50:37 Atlarına, savaş arabalarına
Aralarındaki yabancılara karşı kılıç!
Hepsi kadın gibi ürkek olacak.
Hazinelerine karşı kılıç!
Yağma edilecek onlar.

50:38 Sularına kuraklık!
Kuruyacak sular.
Çünkü Babil putlar ülkesidir,
Korkunç putlar yüzünden halkı çıldırmış.

50:39 ‹‹Bu yüzden yabanıl hayvanlar, çakallar,
Baykuşlar yaşayacak orada,
Artık insan yaşamayacak,
Kuşaklar boyu kimse oturmayacak.

50:40 Sodomla Gomorayı ve çevredeki köyleri
Nasıl yerle bir ettimse›› diyor RAB,
‹‹Orada da kimse oturmayacak,
İnsan oraya yerleşmeyecek.

50:41 İşte kuzeyden bir ordu geliyor.
Dünyanın uçlarından
Büyük bir ulus
Ve birçok kral harekete geçiyor.

50:42 Yay, pala kuşanmışlar,
Gaddar ve acımasızlar.
Atlara binmiş gelirken,
Kükreyen denizi andırıyor sesleri.
Savaşa hazır savaşçılar
Karşına dizilecekler, ey Babil kızı!

50:43 Babil Kralı onların haberini aldı,
Ellerinde derman kalmadı.
Doğuran kadın gibi
Üzüntü, sancı sardı onu.

50:44 Şeria çalılıklarından
Sulak otlağa çıkan aslan gibi
Kildanileri bir anda yurdundan kovacağım.
Seçeceğim kişiyi oraya yönetici atayacağım.
Var mı benim gibisi?
Var mı bana dava açacak biri,
Bana karşı duracak çoban?››

50:45 Bu yüzden RABbin Babile karşı ne tasarladığını,
Kildan ülkesine karşı ne amaçladığını işitin:
‹‹Sürünün küçükleri bile sürülecek,
Halkı yüzünden otlakları çöle dönüştürülecek.

50:46 ‹Babil düştü› sesiyle yeryüzü titreyecek,
Çığlığı uluslar arasında duyulacak.››

51:1 RAB diyor ki,
‹‹İşte Babile ve Lev-Kamayda yaşayanlara karşı
Yok edici bir rüzgar çıkaracağım. ülkesini simgeleyen şifreli bir söz.

51:2 Tahıl savuranları göndereceğim Babile;
Onu savurup ayıklasınlar,
Ülkesini boşaltsınlar diye.
Yıkım günü her yandan saldıracaklar ona.

51:3 Okçu yayını germesin,
Zırhını kuşanmasın.
Onun gençlerini esirgemeyin!
Ordusunu tümüyle yok edin.

51:4 Kildan ülkesinde ölüler,
Babil sokaklarında yaralılar serilecek yere.

51:5 İsrailin Kutsalına karşı
Ülkeleri suçla dolu olmasına karşın,
Tanrıları Her Şeye Egemen RAB
İsrail ve Yahuda halklarını bırakmadı.

51:6 Babilden kaçın!
Herkes canını kurtarsın!
Babilin suçu yüzünden yok olmayın!
Çünkü RABbin öç alma zamanıdır,
Ona hakkettiğini verecek.

51:7 Babil RABbin elinde bir altın kâseydi,
Bütün dünyayı sarhoş etti.
Uluslar şarabını içtiler,
Bu yüzden çıldırdılar.

51:8 Ansızın düşüp paramparça olacak Babil,
Yas tutun onun için!
Yarasına merhem sürün, belki iyileşir.

51:9 ‹Babili iyileştirmek istedik, ama iyileşmedi.
Bırakalım onu,
Hepimiz kendi ülkemize dönelim.
Çünkü onun yargısı göklere erişiyor,
Bulutlara kadar yükseliyor.

51:10 ‹‹ ‹RAB haklı olduğumuzu gösterdi,
Gelin, Tanrımız RABbin neler yaptığını
Siyonda anlatalım.›

51:11 ‹‹Okları bileyin,
Ok kılıflarını doldurun!
RAB Med krallarını harekete geçirdi,
Amacı Babili yok etmek.
RAB öcünü, tapınağının öcünü alacak.

51:12 Babil surlarına karşı sancak kaldırın!
Muhafızları pekiştirin,
Nöbetçileri yerleştirin,
Pusu kurun!
Çünkü RAB Babil halkı için söylediklerini
Hem tasarladı hem de yerine getirdi.

51:13 Ey sizler, akarsuların kıyısında yaşayan,
Hazinesi bol olanlar,
Sonunuz geldi, zamanınız doldu.

51:14 Her Şeye Egemen RAB varlığı hakkı için ant içti:
Seni çekirge sürüsüyle doldurur gibi
Askerlerle dolduracağım.
Sana karşı zafer çığlıkları atacaklar.››

51:15 ‹‹Gücüyle yeryüzünü yaratan,
Bilgeliğiyle dünyayı kuran,
Aklıyla gökleri yayan RABdir.

51:16 O gürleyince gökteki sular çağıldar,
Yeryüzünün dört bucağından bulutlar yükseltir,
Yağmur için şimşek çaktırır,
Ambarlarından rüzgar estirir.

51:17 Hepsi budala, bilgisiz.
Her kuyumcu yaptığı puttan utanacak.
O putlar yapmacıktır,
Soluk yoktur onlarda.

51:18 Yararsız, alay edilesi nesnelerdir,
Cezalandırılınca yok olacaklar.

51:19 Yakupun Payı onlara benzemez.
Mirası olan oymak dahil
Her şeye biçim veren Odur,
Her Şeye Egemen RABdir adı.

51:20 ‹‹Sen benim savaş çomağım,
Savaş silahımsın.
Ulusları parçalayacak,
Krallıkları yok edeceğim seninle.

51:21 Seninle atlarla binicilerini,
Savaş arabalarıyla sürücülerini kırıp ezeceğim.

51:22 Erkeklerle kadınları,
Gençlerle yaşlıları,
Delikanlılarla genç kızları,

51:23 Çobanla sürüsünü,
Çiftçiyle öküzlerini,
Valilerle yardımcılarını darmadağın edeceğim.

51:24 ‹‹Babilde ve Kildan ülkesinde yaşayanlara
Siyonda yaptıkları bütün kötülüğün karşılığını
Gözlerinizin önünde ödeteceğim›› diyor RAB.

51:25 ‹‹Ey yıkıcı dağ, sana karşıyım,
Ey bütün dünyayı yıkan›› diyor RAB,
‹‹Elimi sana karşı kaldırıp
Seni uçuruma yuvarlayacak,
Yanık bir dağa çevireceğim.

51:26 Senden köşe taşı, temel taşı olmayacak,
Çünkü sonsuza dek viran kalacaksın›› diyor RAB.

51:27 ‹‹Ülkeye sancak dikin!
Uluslar arasında boru çalın!
Ulusları Babille savaşmaya hazırlayın.
Ararat, Minni, Aşkenaz krallıklarını
Ona karşı toplayın.
Ona karşı bir komutan atayın,
Çekirge sürüsü kadar at gönderin üzerine.

51:28 Ulusları -Med krallarını, valilerini,
Bütün yardımcılarını,
Yönetimi altındaki bütün ülkeleri-
Onunla savaşmaya hazırlayın.

51:29 Ülke titreyip kıvranıyor!
Çünkü RABbin Babil diyarını
Issız bir viraneye çevirme amacı
Yerine gelmeli.

51:30 Babil yiğitleri savaştan vazgeçti,
Kalelerinde oturuyorlar.
Güçleri tükendi,
Ürkek kadınlara döndüler.
Oturdukları yerler ateşe verildi,
Kapı sürgüleri kırıldı.

51:31 Babil Kralına ulak üstüne ulak,
Haberci üstüne haberci geldi.
‹Kent bütünüyle düştü,
Irmak geçitleri tutuldu,
Bataklıklar ateşe verildi,
Askerler dehşete kapıldı› diye haber verdiler.››

51:33 İsrailin Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Zamanı gelince harman yeri nasıl çiğnenirse,
Babil kızı da öyle olacak.
Kısa süre sonra onun da
Biçim zamanı gelecek.››

51:34 Siyon halkı, ‹‹Babil Kralı Nebukadnessar yuttu bizi, ezdi,
Boş bir kaba çevirdi›› diyecek,
‹‹Canavar gibi yuttu bizi,
Güzel yemeklerimizle karnını doyurdu,
Sonra bizi kustu.
Bize ve yurttaşlarımıza yapılan zorbalık
Babilin başına gelsin.››
Yeruşalim, ‹‹Dökülen kanımızın hesabı
Kildanilerden sorulsun›› diyecek.

51:36 Bunun için RAB diyor ki,
‹‹İşte davanızı ben savunacağım,
Öcünüzü ben alacağım;
Onun ırmağını kurutacak,
Kaynağını keseceğim.

51:37 Babil taş yığınına, çakal yuvasına dönecek,
Dehşet ve alay konusu olacak.
Kimse yaşamayacak orada.

51:38 Halkı genç aslanlar gibi kükreyecek,
Aslan yavruları gibi homurdanacak.

51:39 Ama kızıştıklarında onlara şölen verip
Hepsini sarhoş edeceğim;
Keyiflensinler,
Uyanmayacakları sonsuz bir uykuya
Dalsınlar diye›› diyor RAB.

51:40 ‹‹Onları kuzu gibi, koç ve teke gibi
Boğazlanmaya götüreceğim.››

51:41 ‹‹Şeşak nasıl alındı!
Bütün dünyanın övünç kaynağı nasıl ele geçirildi!
Uluslar arasında Babil nasıl dehşet oldu!

51:42 Deniz basacak Babili,
Kabaran dalgalar örtecek.

51:43 Kentleri viran olacak,
Toprakları kimsenin yaşamadığı, geçmediği
Kurak bir çöle dönecek.

51:44 Babil ilahı Beli orada cezalandıracak,
Yuttuğunu ona kusturacağım.
Artık akın akın uluslar gelmeyecek ona.
Babil surları yıkılacak.

51:45 ‹‹Oradan çık, ey halkım!
Hepiniz canınızı kurtarın!
Kaçın RABbin kızgın öfkesinden!

51:46 Ülkede duyacağınız söylentiler yüzünden
Cesaretinizi yitirmeyin, korkmayın.
Bir yıl bir söylenti duyulur, ertesi yıl bir başkası;
Ülkedeki zorbalıkla,
Önderin öndere karşı çıktığıyla
İlgili söylentiler yayılır.

51:47 İşte bu yüzden Babilin putlarını
Cezalandıracağım günler geliyor.
Bütün ülke utandırılacak,
Öldürülenler ülkenin ortasında yere serilecek.

51:48 O zaman yer, gök ve onlardaki her şey
Babilin başına gelenlere sevinecek.
Çünkü kuzeyden gelen yok ediciler
Saldıracaklar ona›› diyor RAB.

51:49 Yeremya şöyle diyor:
‹‹İsrailin öldürülenleri yüzünden düşmelidir Babil.
Yeryüzünde öldürülen herkes Babil yüzünden düştü.

51:50 Ey sizler, kılıçtan kurtulanlar,
Kaçın, oyalanmayın!
RABbi anın uzaktan,
Yeruşalimi düşünün!››

51:51 ‹‹Rezil olduk, çünkü aşağılandık,
Yüzümüz utanç içinde.
Çünkü yabancılar RABbin Tapınağının
Kutsal yerlerine girmişler.››

51:52 ‹‹Bu yüzden›› diyor RAB,
‹‹Putlarını cezalandıracağım günler geliyor,
Yaralılar inleyecek bütün ülkede.

51:53 Babil göklere çıksa,
Yüksekteki kalesini pekiştirse de,
Yok edicileri göndereceğim üzerine›› diyor RAB.

51:54 ‹‹Babilden çığlık,
Kildan ülkesinden büyük yıkım sesi duyuluyor.

51:55 Çünkü RAB Babili yıkıma uğratıyor;
Şamatasını susturuyor.
Düşman engin sular gibi kükrüyor,
Seslerinin gürültüsü yankılanıyor.

51:56 Çünkü Babile karşı bir yok edici çıkacak;
Yiğitleri tutsak olacak,
Yayları paramparça edilecek.
Çünkü RAB karşılık veren bir Tanrıdır,
Her şeyin tam karşılığını verir.

51:57 Babil önderlerini, bilgelerini, valilerini,
Yardımcılarını, yiğitlerini öyle sarhoş edeceğim ki,
Sonsuz bir uykuya dalacak, hiç uyanmayacaklar››
Diyor adı Her Şeye Egemen RAB olan Kral.

51:58 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Babilin kalın surları yerle bir edilecek,
Yüksek kapıları ateşe verilecek.
Halkların çektiği emek boşuna,
Ulusların didinmesi ateşe yarayacak.››

51:59 Yahuda Kralı Sidkiyanın krallığının dördüncü yılında, baş görevli Mahseya oğlu Neriya oğlu Seraya Sidkiyayla birlikte Babile gittiğinde Peygamber Yeremya ona şu buyruğu verdi.

51:60 Yeremya Babilin başına gelecek bütün felaketleri, Babile ilişkin bütün bu sözleri bir tomara yazmıştı.

51:61 Yeremya Serayaya şöyle dedi: ‹‹Babile varır varmaz bütün bu sözleri okumayı unutma.

51:62 De ki, ‹Ya RAB, burayı yıkacağını, içinde insan da hayvan da yaşamayacağını, ülkenin sonsuza dek viran kalacağını söyledin.›

51:63 Okumayı bitirince tomarı bir taşa bağlayıp Fırata fırlat.

51:64 Sonra de ki, ‹Babil başına getireceğim felaket yüzünden batacak, bir daha kalkamayacak. Bitkin düşecekler.› ›› Yeremya'nın sözleri burada son buluyor.

52:1 Sidkiya yirmi bir yaşında kral oldu ve Yeruşalimde on bir yıl krallık yaptı. Annesi Livnalı Yeremyanın kızı Hamutaldı.

52:2 Yehoyakim gibi Sidkiya da RABbin gözünde kötü olanı yaptı.

52:3 RAB Yeruşalimle Yahudaya öfkelendiği için onları huzurundan attı. Sidkiya Babil Kralına karşı ayaklandı.

52:4 Sidkiyanın krallığının dokuzuncu yılında, onuncu ayın onuncu günü, Babil Kralı Nebukadnessar bütün ordusuyla Yeruşalim önlerine gelip ordugah kurdu. Kentin çevresine rampa yaptılar.

52:5 Kral Sidkiyanın krallığının on birinci yılına kadar kent kuşatma altında kaldı.

52:6 Dördüncü ayın dokuzuncu günü kentte kıtlık öyle şiddetlendi ki, halk bir lokma ekmek bulamaz oldu.

52:7 Sonunda kentin surlarında bir gedik açıldı. Kildaniler kenti çepeçevre kuşatmış olmasına karşın, bütün askerler gece kral bahçesinin yolundan iki duvarın arasındaki kapıdan kaçarak Arava yoluna çıktılar.

52:8 Ama Kildani ordusu Kral Sidkiyanın ardına düşerek Eriha ovalarında ona yetişti. Sidkiyanın bütün ordusu dağıldı.

52:9 Kral Sidkiya yakalanıp Hama topraklarında, Rivlada Babil Kralının huzuruna çıkarıldı. Babil Kralı onun hakkında karar verdi.

52:10 Sidkiyanın gözü önünde oğullarını, sonra da bütün Yahuda önderlerini öldürttü.

52:11 Sidkiyanın gözlerini oydu, zincire vurup Babile götürdü. Sidkiya öldüğü güne dek cezaevinde tutuldu.

52:12 Babil Kralı Nebukadnessarın krallığının on dokuzuncu yılında, beşinci ayın onuncu günü muhafız birliği komutanı, Babil Kralının görevlisi Nebuzaradan Yeruşalime girdi.

52:13 RABbin Tapınağını, sarayı ve Yeruşalimdeki bütün evleri ateşe verip önemli yapıları yaktı.

52:14 Muhafız birliği komutanı önderliğindeki Kildani ordusu Yeruşalimi çevreleyen bütün surları yıktı.

52:15 Komutan Nebuzaradan yoksullardan bazılarını, kentte sağ kalanları, Babil Kralının safına geçen kaçakları ve zanaatçıları sürgün etti.

52:16 Ancak bağcılık, çiftçilik yapsınlar diye bazı yoksulları orada bıraktı.

52:17 Kildaniler RABbin Tapınağındaki tunç sütunları, ayaklıkları, tunç havuzu parçalayıp tunçları Babile götürdüler.

52:18 Tapınak törenlerinde kullanılan kovaları, kürekleri, fitil maşalarını, çanakları, tabakları, bütün tunç eşyaları aldılar.

52:19 Muhafız birliği komutanı saf altın ve gümüş tasları, buhurdanları, çanakları, kovaları, kandillikleri, tabakları, dökmelik sunu taslarını alıp götürdü.

52:20 RABbin Tapınağı için Kral Süleymanın yaptırmış olduğu iki sütun, havuz ve altındaki on iki tunç boğa heykeliyle ayaklıklar için hesapsız tunç harcanmıştı.

52:21 Her sütun on sekiz arşınfü yüksekliğindeydi, çevresi on iki arşındı. Her birinin kalınlığı dört parmaktı, içi boştu.

52:22 Üzerinde tunç bir başlık vardı. Başlığın yüksekliği beş arşındı, çevresi tunçtan ağ ve nar motifleriyle bezenmişti. Öbür sütun da nar motifleriyle süslenmişti ve ötekine benziyordu.

52:23 Yanlarda doksan altı nar motifi vardı. Başlığı çevreleyen ağ motifinin üzerinde toplam yüz nar motifi bulunuyordu.

52:24 Muhafız birliği komutanı Nebuzaradan Başkâhin Serayayı, Başkâhin Yardımcısı Sefanyayı ve üç kapı nöbetçisini tutsak aldı.

52:25 Kentte kalan askerlerin komutanını, kralın yedi danışmanını, ayrıca ülke halkını askere yazan ordu komutanının yazmanını ve ülke halkından kentte bulunan altmış kişiyi tutsak etti.

52:26 Hepsini Rivlaya, Babil Kralının yanına götürdü.

52:27 Babil Kralı Hama ülkesinde, Rivlada onları idam etti. Böylece Yahuda halkı ülkesinden sürülmüş oldu.

52:28 Nebukadnessarın sürgüne götürdüğü halkın sayısı şudur: Yedinci yıl 3 023 Yahudi;

52:29 Nebukadnessarın on sekizinci yılında Yeruşalimden 832 kişi;

52:30 yirmi üçüncü yılında, muhafız birliği komutanı Nebuzaradanın sürdüğü 745 Yahudi. Hepsi 4 600 kişiydi.

52:31 Yahuda Kralı Yehoyakinin sürgündeki otuz yedinci yılı Evil-Merodak Babil Kralı oldu. Evil-Merodak o yılın on ikinci ayının yirmi beşinci günü, Yahuda Kralı Yehoyakine lütfederek onu cezaevinden çıkardı.

52:32 Kendisiyle tatlı tatlı konuştu ve ona Babildeki öteki sürgün krallardan daha üstün bir yer verdi.

52:33 Yehoyakin cezaevi giysilerini üstünden çıkardı. Yaşadığı sürece Babil Kralının sofrasında yer aldı.

52:34 Yaşamı boyunca Babil Kralı tarafından günlük yiyeceği sürekli karşılandı.


Next: Lamentations